FATİH ÖZKILINÇ- İMEAK Deniz Ticaret Odası(DTO) İzmir Şubesi meclisi haziran ayı olağan toplantısı Meclis Başkan Yardımcısı Müge Mengüberti idaresinde şube merkezinde gerçekleştirildi. Toplantıda DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, enflasyona ve yüksek enerji fiyatlarına dikkat çekt. Öztürk, “Yüksek enflasyon ve petrol fiyatları deniz taşımacılığı ve lojistikte yeni sorunlara yol açıyor. Pandemi önlemlerinin gevşetilmesi ile Çin limanları normale dönerken, bu sefer Güney Kore’de taşımacılık işçilerinin, İngiltere’de demiryolu işçilerinin eylemlerinde görüldüğü gibi küresel tedarik zincirinde yeni kırılmalar ortaya çıkıyor. Son bir yıl içinde 5,600 puanı gören Baltık Kuruyük Endeksi, 2,300 puanın altına düştü. Dünya Konteyner Endeksi ise 40’lık konteyner navlununda geçen haftaya göre küçük bir düşüşle 7,286 dolara geriledi. Küresel resesyon beklentisi, deniz ticaretindeki beklentileri de negatif etkiliyor. Ancak bölgemizdeki savaş koster navlunlarını, yakıt fiyatları ise ana rotalardaki navlunları yüksek seviyelerde tutuyor” dedi.

 

DTO’nun dışarıda kalması doğru değil

DTO İzmir Şubesi Başkanı Öztürk, Kemalpaşa Lojsitik Merkezi projesi ile ilgili de dikkat çeken açıklamalarda bulunarak DTO İzmir Şubesi’nin projenin dışında bırakılmasına tepki gösterdi.  Öztürk, “Bizim işimiz lojistik. Biz denizciyiz demiyorum, her ne kadar biz ekibimizdeki arkadaşlar hep denizcilik fakültesi mezunu olabiliriz ama biz sadece denizci değiliz. Dünyada artık kara nakliyesi ya da demiryolu nakliyesi diye bir şey yok. Limanlar dahi liman değil bence, açık ve net söylüyorum. Dünyada zaten artık birçok liman service (lojistik) provider mantığıyla çalışıyorlar. Tamam liman olabilirler ama sonuçta lojistikler. Çok eskilerden kamyon nakliyecilerimizin önce trans, sonra lojistik olarak arkasına ekleyerek gittikleri aşamada aslında kullanılan o kelime, yani lojistik çok yanlış bir kelime değil. Yapılan her şey lojistik. Ege Bölgesi’nin lojistik kabiliyeti oldukça yüksek. Dolayısıyla bizim bunu kullanabilmemiz lazım. Bunun için de bir alternatifimiz var, Kemalpaşa. Tabi herkesin bildiği gibi, Aliağa Limanı’na ya da İzmir Limanı’na bağlantı yollarının, demir yollarının gerçekleşmesi lazım. Fakat konu şu. Lojistik merkez, köy, şehir artık ne derseniz deyin ama Kemalpaşa, çevresi ve hinterlandını da düşündüğünüz zaman önemli bir lojistik merkezi haline dönüşebilir. Ama hala sisteme dahil olamadı. Sisteme dahil olması lazım. Pandemide de öğrendiğimiz gibi lojistiğin ne kadar maliyetli bir konu olduğunu düşündüğümüzde bugün savaşların, işgallerin dahi ekonomik koşullardan kaynaklandığı, ilk limanların ele geçirilmeye çalışıldığı, endüstri tesislerinin ele geçirilmeye çalışıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Ankara’da yapılan görüşmelerde, biz Deniz Ticaret Odası olarak maalesef Kemalpaşa Lojistik Merkezi’nin herhangi bir şekilde yönetimiyle ilgili veya kurulacak bir konsorsiyumun içine dahil edilmedik. Bunu beni gerçekten çok üzdü. Çünkü sonuçta biz lojistikçiyiz. Ben anlamadım zaten nasıl oldu bu. Ama bu konuda da sevgili büyüklerimizin, bizi de dinlemesini çok arzu ederim. Bizim zararımız olmaz, sadece faydamız olur. Beklentimiz yok zaten. Sonuçta biz Deniz Ticaret Odası’yız, bir meslek kuruluşuyuz ama gerçek sahiplerinden biri olarak odamızın bu şekilde dışarıda kalması, hiç doğru bir şey olarak gelmiyor bana” ifadelerini kullandı.