Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi elektrik faturaları ile ilgili bir yazılı açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

"Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi olarak, salgının başladığı günden bu yana basın açıklamalarıyla, elektrik faturalarında indirim yapılması ve vergi yükünün azaltılması için çağrı yapıyoruz. TBMM`de hazırlanan torba yasa teklifine, "TRT Payı" ve "Enerji Fonu" kesintilerinin kaldırılmasının yanı sıra, tüketim miktarına göre kademeli artan bir tarife yapısına geçiş öngören maddelerin ekleneceği haberleri basına yansıdı.

Konut faturalarında enerji ve dağıtım bedellerinin yanı sıra, "Belediye Tüketim Vergisi", "TRT Payı", "Enerji Fonu" ve "KDV" adı altında vergi ve kesintiler bulunmaktadır. 4 kişilik bir ailenin asgari yaşam standartları için tüketeceği varsayılan 230 Kwh`lık elektrik enerjisinin bedeli, bu ay faturalara 211 TL olarak yansıyacaktır. Kesintilerin kaldırılması durumunda sadece yüzde 1,8`lik bir azalma meydana gelerek, diğer kalemlerde artış yapılmaması durumunda, fatura 207,1 TL`ye düşecektir. Bugüne kadar sadece 23 Haziran 2019 tarihinde yenilenen İstanbul yerel seçimleri öncesinde küçük bir indirim yapılırken, şirketlere ise faturalar üzerinden düzenli olarak kaynak aktarılmıştır. Kaynakların korunması için kısıtlı olarak içme suyu tarifelerinde kullanılan ve bugüne kadar elektrik tüketimi için hiç gündeme getirilmeyen kademeli artan tarife yaklaşımı da sorunu çözmekten uzaktır. İlk kademenin asgari yaşam standartları için gerekli enerji miktarının çok altında belirlenmesi durumunda, yurttaşlar ikinci kademede fahiş faturalarla karşılaşacaktır. Elektrikle ısınma ve soğutmayı lüks hale getirecek bu kademeli tarife, toplumsal maliyeti yükseltecektir.

Küresel düzeyde elektrik üretiminde kullanılan doğalgaz ve ithal kömür maliyetlerinin yüzyılın en ucuz rakamlarına indiği salgının ilk yılına, faturalarda indirim talep etmiştik. Bu çağrımız göz ardı edilerek, dağıtım bedeline zam yapılmış ve şirketlere kaynak aktarılmıştı. Bol yağışlı bu dönemde, HES`lerin devreye girmesiyle üretim düşüşü yaşayan doğalgaz santrallarına ise kapasite teşviki altında yeni kaynak yaratıldı. Normalleşme sinyalleriyle enerji fiyatları bu yıl tırmanışa geçerken, kuraklık nedeniyle doğalgaz ve ithal kömürün payı ise yeniden yükseldi. Maliyetler düştüğünde bile indirim gündeme getirilmezken, bugün artışların konutlara doğrudan yansımasını azaltmak için formül aranması, seçim yatırımı niteliğindedir.

Ucuz, kaliteli ve güvenilir enerjiye erişim tüm yurttaşlar için temel haktır. Faturalar üzerinden, yüksek vergi oranlarıyla bütçe açıklarının kapatıldığı, özelleştirme bedelleri için alınan dövize endeksli kredilerin rahat ödenmesi için şirketlere kaynak aktarıldığı bir Türkiye, artık geride bırakılmadır. Kamucu anlayışla; enerji alanı, ticari ve siyasi çıkarlardan uzak, üretim sektörleri başta olmak üzere genel ekonomiyi destekleyecek şekilde tarifeleri belirleyebilecek özerk bir yapının yönetimine geçirilmelidir. Arz güvenliğini sağlamak ve toplam maliyeti düşürmek için kamunun yenilenebilir kaynaklara yatırım yapması, özelleştirilen üretim tesisleri ve dağıtım bölgelerinin ise kamulaştırılması acilen gündeme alınmalıdır."