Geçen ayın fiyat artış rekortmenlerinin yine gıda ürünleri olduğuna dikkat çeken Alkin, "Ama harcama grupları açısından bakarsanız birinciliği sağlık almış. İkinciliği gıda ve alkolsüz içecekler, üçüncüsü de eğitim. Dikkat ederseniz, tüm bunlar aslında temel ihtiyaç kalemleri" diye konuştu.

Topyekûn mücadele yetmedi

Prof. Dr. Alkin, enflasyon sepetine giren ürünlerin yüzde 65'ini oluşturan 270 kalemde artış, 115'inde düşüş yaşanırken yüzde 8'inin aynı kaldığını söyledi. Fiyatı düşen mallar arasında geçtiğimiz dönemlerde çok yüksek fiyatlı diye şikayet edilen yeşil soğan, dereotu, ıspanak, maydanoz ve nane gibi mevsimlik ürünlerin bulunduğunu vurgulayan Alkin şöyle devam etti:

"Yani aslında tarımsal ürünlerde şiddetli fiyat artışı hala devam ediyor. Bu da tanzim satışlar ve kasada yüzde 10 indirimleri veya satılmayan ürünlerin stokta birikmesi nedeniyle yapılan iskontoların enflasyonu düşürmek için yetmediğini gösteriyor. Dolayısıyla özellikle tarım ve gıda ürünleri ile alakalı daha temel bir politika yaklaşımı gösterilmesi, tanzim satışlarla bu mücadeleye devam etmek yerine kalıcı çözümlerin bulunması gerektiği ortaya çıkıyor."
Tüketim talebinde bir toparlanma olmadığı halde fiyatların yüksek seyrettiğini kaydeden Alkin, bu durumu çekirdek enflasyonun düşürülmesini engelleyen faktörler arasında gösterdi. Vatandaşın her ay satın almak zorunda olduğu mal ve hizmetleri kapsayan çekirdek enflasyonda gözle görülür bir gerileme yaşanmadığı takdirde enflasyonun düşüş trendine girdiğinin söylenemeyeceğini anlatan Alkin, "Zaten Mart ayı rakamları da bize gösteriyor ki enflasyonun içinde bulunduğumuz şartlarda düşmeye direndiği ortada."