FATİH ÖZKILINÇ- Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği(ESİAD) tarafından dernek merkezinde düzenlenen “ESİAD Ekon 101” başlıklı toplantıda makro ekonomik görünümün ele alındı. Toplantının açılışında konuşan ESİAD Başkanı Mustafa Karabağlı, ülke ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak “Demokrasi hukukun üstünlüğü en önemli konularımız arasında. Adaletin olmadığı yerde güven olmuyor. Güven olmayınca da ekonominin gelişmesi ve sağlıklı bir ekonominin tesis edilmesi pek de mümkün değil. Bunu yaşayarak gördük. Avrupa Birliği(AB) bütünleşme politikalarına geri dönülerek güven tesis edici bir modelin yeniden inşa edilmesi gerekiyor” dedi.

 


İşsizlik sorunu 4 yıldan önce çözülemez


Türkiye ekonomisine dair paylaşımlarda bulunan ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masası Başkanı Muhittin Bilget, “Türkiye bu yılı yüzde 8-9 civarında bir büyümeyle kapatacak. Önümüzdeki sene ise en iyimser ekonomistler bile yüzde 5 büyümeyi görmüyor. Türkiye’de geniş tanımlı işsizlik yüzde 30’larda. Genç işsizlik ise yüzde 25’lerde. Her yıl iş gücüne 1 milyon kişi katılıyor. Muhalefet lideri bile bu sorunun 4-5 yılda çözülebileceğini söylüyor. Gerçekçi olmamız lazım. Geniş tanımlı işsizliği ve genç işsizliği 4-5 seneden önce yüzde 20’lerin altına düşürmemiz pek mümkün görünmüyor. Dünyada koronavirüse rağmen işsizlik yok denilecek boyutta” diye konuştu.


Enflasyondaki yükseliş devam edecek


Enflasyon rakamlarının aşağıya inmeyeceği noktasında herkesin hemfikir olduğunu da kaydeden Bilget, “Enflasyondaki yükleşin devam edeceği noktasında da herkes hemfikir. Son yaşananlar beraberinde zincirleme biçimde zamları getirecek. Asgari ücrette yüzde 25’ten aşağı bir artış beklemiyorum. İhracatımız bu sene ilk defa psikolojik sınırı geçiyor. Ama ne parsak yapalım bu 50 milyar dolar civarında bir dış ticaret açığı vereceğiz. Son 18 yılda 570 milyar dolar cari açık verdik. 446 milyar dolar dış borcumuz var. Dış borcumuzun milli gelirimize oranı yüzde 58. Yıl sonunda 55-56’larda bitecek. Ekonominin ve dış ilişkilerin dünya ile iyi gittiği dönemde bu oran 34’lere kadar gerilemişti. Dış borcun yüzde 77’si orta ve uzun vadeli. Yüzde 23’ü kısa vadeli. Finansal borçları çıkıp reel sektöre baktığımızda borçlar çevrilebiliyor” şeklinde konuştu.


TL kadar değer kaybeden başka para yok


Türkiye ekonomisindeki risklere dikkat çeken Eski Hazineci ve Bankacı Kerim Rota ise “Dünyada enflasyon sorunu çoktan bitti. Türkiye enflasyon sorununu ciddiye almadı. Türkiye’de enflasyon çok yüksek. Enflasyonu ciddiye almak lazım. Ama enflasyonla mücadele ciddiyeti yok. Yüksek enflasyon yüksek faize yol açıyor. Hem enflasyonun hem de faizin yüksek olması birçok şeyi bozuyor. 1994 yılından 2021 yılına kadar TL’nin reel olarak en düşük olduğu seviyeye geldik. Türkiye’de satın alma gücü en düşük seviyelerde. Türk lirası kadar değer kaybeden başka bir ülke para birimi yok” ifadelerini kullandı.