Ali Budak- 2015 yılında Fast Company tarafından dünyanın en yaratıcı ilk 100 kişisinden biri ve 2014 yılında Amerika’nın en etkili Türk kadınlarından biri olarak gösterilen Eczacıbaşı Holding ile Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda TÜSİAD Silikon Vadisi Ağı’nın Başkanı olan Ayşegül İldeniz, İzmir Ticaret Odası’nın (İTO) ev sahipliği yaptığı Girişimcilik, İnovasyon ve Yönetim Sohbetleri kapsamında gerçekleştirilen “İzmir’den Silikon Vadisi’ne Uzanan Yolculuk-Ayşegül İldeniz Konferansı”na konuk oldu. Konferansta Silikon Vadisi tecrübelerini katılımcılarla paylaşan İldeniz, kendisine yöneltilen sorulara da cevap verdi.

İzmir’den başarı hikayeleri çıkaracağız

Konferansın açılındaki konuşmasında 2017 yılında İTO tarafından 10 girişimciye proje başına 50 bin lira İnovasyon ve Girişimcilik Teşviki verildiğine dikkat çeken İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, “Oda olarak kurucusu olduğumuz Embryoniks Teknoloji Ticaret ve Sanayi A.Ş. firmasının mevcut sermayesi üzerinden inovatif projelere melek yatırım yapmak üzere ‘İzmir Proje Pazarı’ etkinliğimiz başlatıldı. Proje başvuruları alındı ve değerlendirme süreci devam ediyor. Bunları yaparken en büyük arzumuz İzmir’den başarı hikayeleri çıkarmak. Odamızın kurucusu olduğu İzmir Ekonomi Üniversitesi bünyesinde yer alan Teknoloji Transfer Ofisi, ayrıca girişimcilerin Ar-Ge projeleri için devrede olan İzmir Bilimpark ile işbirliği halindeyiz. Girişimcilik ekosistemindeki tüm aktörler olarak Oda-Üniversite-Teknopark olarak bir arada, yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızın üzerine, dev bir projeyi daha hayata geçirmeyi hazırlanıyoruz. Odamız Eski Hizmet Binaları’nda “Girişimcilik Merkezi” kurmayı planlıyoruz. Çünkü inovasyon ve girişimciliğin İzmir’de önünün açılması önem verdiğimiz en büyük projelerimiz arasında.  Genç girişimcilerle yatırımcıları aynı çatı altında bir araya getirecek, yaşayan bir merkez kuracağız” diye konuştu.

İntel serüvenini anlattı

Uzun zaman sonra kendi şehrinde bir etkinlikte yer almaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirten Ayşegül İldeniz, başarılı İntel serüveniyle ilgili de şöyle konuştu: İntel deneyimim,  1998 yılında başladı. Hayatımın en çılgın işi ve zamanıydı. Çok geniş bir coğrafyada iş yaptım. Türkiye genel müdürüyken gelen teklif sonrası Türkiye’yi bırakmak istemedim. Türkiye’den ayrılmak istemedim. Teklif gelince çok şaşırdım. Daha önce hiç o ülkelerle alakam yoktu. Zaman geçtikçe işe alıştım. Dünyanın en büyük mikroişlemci şirketi İntel, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde iş yapacaktı ancak bu ülkelerde pek bilgisayar kullanılmıyordu. Buradaki çabam teknolojinin insanın hayatımı ekonomiyi nasıl etkileyebilir, sıçratabilir yönündeydi. Kadınları, gençleri, çocukları bu teknoloji üzerine girmeleri için adeta teknoloji misyonerliği yaptım. Bu anlamda çok keyif aldığım iş oldu. 40 farklı ülkeden çeşitli insanlarla çalıştım. Büyük şirketlerin sorumlu olduğum bölgeye son derece tutucuydu. Orada radikal ve farklı bir yaklaşım sergiledim. 35 farklı merkez kurdum. Derdimizi anlatabilirsek, yerli insanı işe alabilirsek, kendi ülkelerine bu sorunu anlatabilirse bizim işimize o kadar kolaylaştıracağını inandım. Bu sayede 250 milyon dolarla başladığımız işi 2.5 milyar dolar ciro ile büyük bir atılım yaptık. Türkiye’de büyük bir araştırma geliştirme merkezi açtık.

Silikon Vadisi macerası nasıl başladı?

Silikon Vadisi macerasının İntel’de başladığını belirten İldeniz, şöyle konuştu: Afrika için cep telefonu yaptık. O zaman Apple’da 17 yıldır yöneticilik yapmış birini getirdiler, o da buldozer gibi bir adam. Bende anlatmaya çalışıyorum, ‘bilgisayar satmaya çalışıyoruz ama bu insanlar cep telefonu kullanıyor satamayacağız’ diye. Ama anlatamıyorum. Sonunda bu adama gittim ‘olabilir’ dedi ama ‘daha büyük pazarlarda telefon planlarım var niye Afrika’ya geleyim’ dedi. Ben de ‘sen bir gel’ dedim. Onu, önce Nairobi sonra Kenya’ya götürdüm. Daha sonra Afrika pazarına telefon sunduk ve bu proje başarılı oldu. Apple’dan gelen bir yönetici bu başarıdan sonra bana bir teklifte bulundu. ‘Yeni teknolojiler üzerine bir tesis kuruyoruz ve bunu yönetmeni istiyoruz’ diye teklif sundu. Silikon Vadisi maceram böyle başladı” diye konuştu.

Silikon Vadisi’ni ‘insan ve para’ ayakta tutuyor

Silikon vadisini ayakta tutan iki omurga olduğuna dikkat çeken İldeniz, “Silikon Vadisi’nde araştırma geliştirme merkezleri ve üniversiteler bir araya gelmiş. Oradaki üniversitelerden yapılan araştırma geliştirme sayesinde kümelenme başladı. Sadece İntel değil telefon şirketleri araştırma geliştirme merkezleri orada kümelenmeye başladı. Bundan yararlanmak isteyen şirketleri de yeni araştırma gelişme merkezleri kurmaya başladı. Bunlar da para çekmeye başladı. Burada İntel, Apple ortaya çıkıyor. Silikon Vadisi’ni ayakta tutan iki omurga var. Biri insan ikincisi de para. Bu ikisinin inanılmaz kombinasyonu var. Zeki insanların olduğu bir alanda inanılmaz bir inovasyon kültürü oluşuyor. Dünyanın her yerinden yatırım fonları var. 200, 500 milyon dolar gibi yatırım fonları var. Dünyanın her yerinden şirketler ve en zeki insanlar buraya geliyor. Silikon Vadisi, farklı düşüncelere sahip ve bu düşünceleri ifade etmek isteyen insanların toplandığı bir yer. Farklı ülkelerden gelen insanların nereli olduğu bakılmaksızın zeka seviyesi ele alındığı bir yer. Dünyayı nasıl değiştirebiliriz diyen şirketler var” ifadelerini kullandı.

“Güçlü şirketlerle Silikon Vadisi İzmir’de de kurulabilir”

İldeniz, katılımcıların ‘İzmir’de silikon vadisi benzeri bir yapı kurulabilir mi?’ sorusuna da şöyle yanıt verdi: Silikon Vadisi’ni burada da kurabiliriz. İzmir’de muhteşem birkaç şey var. Üniversitelerimiz, teknoloji departmanlarımız ve önemli hocalarımız var. Sosyal alanlar açsından çok çekici bir yer. Benim nazicane gözlemim eksik olan şey henüz güçlü şirketler burada değil. 2-3 tane çok iyi ayağı var ama 2-3 tane çok önemli eksiğimiz var. Birkaç eksik ayak var bunların üzerine çalışılırsa olabilir diye düşünüyorum. Bunlar ülkemizin makro yapısıyla bağlantılı şeyler. Ama çok büyük istek ve beklenti olduğunu görüyorum. Sanki yurt dışı ve yurt dışında faaliyet gösteren kişilerle bir köprü kurulması lazım. Muhteşem şeyler olabileceğini düşünüyorum.

Farklı düşüncelere açık olunmalı

Türkiye’de Silikon Vadisi gibi bir oluşumun olması için de farklı düşüncelere açık olunması gerektiğini vurgulayan İldeniz, “Silikon Vadisi’nin başarısının temelinde de bu düşünce yatıyor. Türkiye’de kendimize benzemeyen, bizim gibi düşünmeyen insanları kucaklamamız lazım. ‘Böyle geldik böyle gideriz’ diye düşünülmemeli. Bilmediğiniz şeyleri bilen insanları kucak açmalısınız. 8 kat büyümek için bunu yapmak gerekir. Silikon Vadisi’nde sermaye, araştırma, geliştirme ve bilginin bir araya geldiği güzel bir uyum var.Bunları bir araya getirerek bir reaksiyon ortaya çıkartmak gerekiyor. Bizim ülkemizde bir şirketin satılması iyi bir şey değil olarak yorumlanır. Ancak Slikon Vadisinde öyle değil. Bir şirketiniz var ve onu geliştirmişseniz ve başka bir şirket sahibi de sizin şirketinizi görüp buna yeni bir şeyler katabilirim diye şirketiniz alırsa bu çok önemli bir olaydır” diye konuştu.