Mehmet Akif Çakmak- Yaklaşık bir sene önce vefat eden ve "süper mimar" olarak tanınan Tatsuya Yamamoto, son projelerinden birine Bornova Altındağ'da imza atmıştı. Gittiği her ülkede harikalar yaratan Tatsuya Yamamoto, diğer şehirlerde olduğu gibi İzmir'deki kaçak ve plansız yapılaşmadan rahatsız olmuştu. Tatsuya Yamamoto'nun eşi Prof. Dr. Gonca Telli, Tatsuya'nın Türkiye sevdalısı olduğunu belirterek "Tatsuya, İzmir ve çevresinin projecilik açısından büyük potansiyele sahip olduğunu söylerdi" şeklinde konuştu.     

Hanım köylü oldum derdi


Tatsuya Yamamoto'yla bir toplantı esnasında tanışan ve daha sonra evliliğe adım atan Prof. Dr. Gonca Telli, "Tatsuya Türkiye'yi çok severdi, yurtdışına gidip buraya döndüğünde 'çok şükür memleketime döndüm' derdi. Gerçek bir Türkiye sevdalısıydı, benimle evlendikten sonra hanım köylü oldum diye övünürdü. Burada beraber yaşamayı, yaşlanmayı, hatta ölmeden önce ayrı memleketlerde doğsak da burada bir araya geldik diyerek ölünce yanyana birlikte olmayı vasiyet etmişti" şeklinde konuştu.

İzmir'in potansiyeli büyük


Tatsuya Yamamoto'nun Türkiye ve dünyada imza attığı proje sayısının 400'den fazla olduğunu söyleyen Gonca Telli, Tatsuya'nın son zamanlarda kentsel dönüşüm projelerine önem verdiğini söyleyerek, "Örneğin İstanbul Maltepe - Dragos Sanayi Alanları Kentsel Dönüşüm Projesi ve Cendere Vadisi Projesi ki 2 milyon metrekarelik bir alanda gerçekleşen bir projeydi, sorunlu bu alana getirdiği mimari çözümlerle çok başarılı olmuştu. Hem kent yönetimini hem de kentte yaşayanları kazandığı bir projeydi. İzmir'de Karşıyaka'daki Soyak Siesta Projesi, Çeşme Ilıca Otel gibi projeleri oldu. İzmir'i özellikle de Çeşme'yi çok severdi. İzmir çevresindeki Bergama, Efes, Milet gibi bütün antik kentleri ailece birlikte gezip görme imkanımız oldu. İzmir ve çevresinin projecilik açısından da büyük potansiyeli olduğunu düşünür, çok güzel insanlarının olduğuna inanırdı" dedi.

Japon mimarisinin izleri var


Tatsuya'nın İzmir'de olduğu gibi tüm şehirlerdeki kaçak yapılaşmadan rahatsız olduğunu dile getiren Telli, "Tatsuya sadece İzmir'de değil, bütün şehirlerdeki kaçak yapılaşma ve plansız kentleşmenin karşısındaydı. Bu yüzden son zamanlarda büyük ölçekli çalışmalara yoğunlaşmıştı. Herşeyin güzelini sevdiği için kentin de güzel olanını isterdi. Tatsuya bu anlayışına uygun olarak Bornova Altındağ'daki projeyi geliştirdi. İnşaat alanının özelliğine göre manzaralı ve güzel mekanların sunulacağı, vaktin çok güzel geçirilebileceği bir tasarım gerçekleştirmişti. Tatsuya'nın Altındağ projesinde diğer projelerinde olduğu gibi Japon Mimarisi ile Türk Mimarisi'nin birleştirdiğini söyleyebilirim. Tatsuya bana, yay şeklinde bir formda olan proje için, Japon Mimarisi'nde ve geleneklerinde yer alan tek hareketle bitirme mantığını kullandığını ifade etmişti" şeklinde konuştu.