FATİH ÖZKILINÇ- Son dönemde gıda fiyatlarındaki artışa bağlı olarak marketlerdeki tekil hırsızlık vakalarının artması nedeniyle zincir marketlerde bal, zeytinyağı, et gibi birçok üründe alarmlı etikete geçiliyor. Zincir marketlerde çalışan görevliler ise artan hırsızlık vakalarının ancak bu şekilde önüne geçilebileceğini aktarıyor.

Çalışmayan çalıyor

Son dönemde marketlerde tekil hırsızlıkların arttığını belirten Ege Perakendeciler Derneği (Ege PERDER) Başkanı Mehmet Feyzi Başdaş, "Marketlerde bir hırsızlık sıkıntısı maalesef var, ancak alarm sistemi yalnızca zincir marketlerin bazılarında var. Aslında alarmlı etiket bizim yıllardır istediğimiz bir şey. Şu anda hırsızlık eskisi gibi yapılmıyor artık. Çünkü güvenlik noktasında kameralar var. Eskiden şebekeler vardı hırsızlık yaparak belli başlı pahalı ürünleri çalıp satarlardı. O şebekeler yakalandıkça önu kesildi. Ama son dönemde marketlerde tekil hırsızlıkların arttığını biliyoruz. Yerel marketlerde alarmlı etiket geçmek gibi bir gündem yok. Bizim sektörümüzde hırsızlık bugünün işi değil sürekli var. Çünkü çalışmayan insan çalarak geçiniyor. Çalışmayan, iş istemeyen çok o yüzden hırsızlık arttı. Hayat pahalılığı hırsızlığı daha da artırıyor. Önceden ayda yılda 'canım çekti' diye bir tane çalanlar şimdi sektör haline getirenler var" dedi.

Devletin planlama yapması şart

Gıda fiyatlarındaki artış karşısında çok kapsamlı devletin de içinde olduğu bir çalışma yapılması gerektiğini de dile getiren Başdaş, "Türkiye'nin ihtiyacı olan ürünlerin fazlasının ihracatının yapılması gerekiyor. Şu anda dünyanın en iyi ülkesi Türkiye. Biraz abartı gelebilir belki ama her şeyi üretebiliyoruz. Dışarıya satış yaptığımızda bir anda fiyatlar yükseliyor. Domates ihracatı açıldığı anda domatesin fiyatı 15-20 TL'ye çıkıyor. İhracat kapandığında ise fiyat düşüyor. Bizim bu işi planlı yapmamız lazım. İlgili bakanlık sektörlerle beraber planlama yapması lazım. Örneğin bu sene inanılmaz domates ekildi ama salça fiyatları sürekli artıyor. Çünkü Avrupalılar bizim markette 16-17 TL'ye sattığımız bir teneke salçaya 20 TL veriyor. Bu yol kapanmazsa Türkiye'de salça olacak 30-40 TL. Avrupalı, fabrikaya gidiyor 'Bütün üretimini 20 TL'den ver bana, parasını peşin vereyim, malı ürettikten sonra bana gönder' diyor. Haliyle bu durum ülkemiz vatandaşlarının pahalıya yemesine neden oluyor. Avrupa'nın parasıyla Türkiye'de alışveriş yapınca ülkemiz çok ucuz kalıyor. Bizim bunun önüne set çekmemiz lazım. İhracatçı para kazanacak da halk ne olacak? Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı sektör temsilcileriyle oturup planla yapması lazım. Aksi takdirde hep bu kısır döngüyü yaşayacağız. Devlet bunun tedbirini almadığı zaman tüccara bıraktığında tüccarın dini imanı paradır" ifadelerini kullandı.