TÜSİAD’ın 12 Eylül Referan-dumu’nun ardından başlattığı ve bugün açıklanacak olan 30 akademisyenin 6 aydır üzerinde çalıştığı yeni anayasa için öneri paketinin ayrıntılarına Radikal ulaştı. Çalışmada “yerel yönetimlerin yetki alanı genişletilmesi”, “Her türlü kimliksel örgütlenmeye izin verilmesi” ve “seçim barajının düşürülmesi” gibi dikkat çekici öneriler yer alıyor. Anayasa referandumu döneminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Taraf olmayan bertaraf olur” sözleri ile adeta tavrını belli etmeye zorladığı TÜSİAD, uzun süredir beklenen yeni anayasa ile ilgili çalışmalarını tamamladı. Bugün TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısının ardından kamuoyuna açıklanacak raporda yine gündem oluşturacak başlıklar bulunuyor.

‘Anayasayı kurucu meclis hazırlasın’


Prof. Dr. Ergun Özbudun ve Prof. Dr Turgut Tarhanlı eşkoordinatörlüğünde ekim ayından beri gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantıları sonucunda hazırlanan ‘Yeni Anayasa Sürecinin 5 Temel Boyutu’ adlı çalışmada, mevcut 82 Anayasası’nın Türkiye’nin demokratikleşmesinde engel teşkil ettiği vurgulanarak, bugüne kadar yapılan anayasa değişikliklerinin de ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu belirtiliyor.

Çözüm önerilerinin anayasayı madde madde analiz etmek yerine ‘kavramsal-ilkesel ve kurumsal’ bir vizyon oluşturmak için hazırlandığına vurgu yapılan çalışmada, ‘Anayasanın tümüyle yenilenmesi’ fikri ön plana çıkıyor. Anayasa ile birlikte kapsamlı bir seçim sistemi, siyasi partiler rejimi ve yargı reformuna da ihtiyaç olduğunun vurgulandığı çalışmada, yeni anayasanın ‘kurucu meclis’ tarafından hazırlanmasının önemine dikkat çekiliyor.

‘Demokratik özerklik’ vurgusu

Çalışmadaki en dikkat çekici konu ise anayasada değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek ilk 3 maddeye ilişkin. Raporda, Türkiye Cumhuriyeti’nin dili, bayrağı, başkenti ve Atatürk milliyetçiliğine bağlılığını garanti altına alan ilk 3 maddenin evrensel hukuk standartlarına uygun olarak değiştirilebileceği belirtiliyor. Ancak ‘tarihsel gelenek’ itibariyle “Türkiye Devleti bir cumhuriyettir” ifadesinin korunması gerektiği kaydediliyor.

Abdullah Öcalan tarafından dillendirilen ‘demokratik özerklik’ konusunda TÜSİAD’ın görüşlerine de yer verilen raporda ‘demokratik özerklik’ sözcüğü kullanılmadan, “yerel yönetimler güçlendirilmeli, yetkileri arttırılmalı” deniyor.

Bu arada Türkiye’nin temsil adaletini sağlaması için mutlaka seçim barajının makul seviyelere indirilmesi ve ön seçim uygulamasına geçilmesi öneriliyor.

İşte o 3 madde

Madde 1
Türkiye devleti bir cumhuriyettir.

Madde 2 Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Madde 3 Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.


19 yıl önce de söylendi


TÜSİAD, bundan tam 19 yıl önce 1992’de Prof. Dr. Erdoğan Teziç’e hazırlattığı anayasa taslağında da ‘ilk 3 madde’ konusuna yer vermişti. Söz konusu taslağa ilişkin çalışma grubu raporunda, “Çalışma grubumuz değişmez anayasa kuralı olarak 1924 ve 1961 düzenlemelerine dönmeyi ve sadece hükümet şekli olarak cumhuriyet ilkesinin değişmezliğinin kabulünü tercih etmiştir” ifadesi yer almıştı.


Dikkat çeken öneriler


Yeni anayasayı seçimler sonrasında oluşacak Kurucu Meclis hazırlamalı.

Anayasanın ilk 3 maddesi de dahil olmak üzere hiçbir madde ‘değiştirilemez’ hükmünde olmamalı. Yalnızca yönetim biçiminin ‘cumhuriyet’ olarak kalması benimsenmeli.
Yerel yönetimlerin yetkileri genişletilmeli, yerinde yönetim sistemi geliştirilmeli.

Etnik, dini ya da mezhepsel kimliklerin serbest ifadesi ve örgütlenmesi önündeki engeller kaldırılmalı.
kSeçim barajı temsil adaletine uygun bir seviyeye çekilmeli.