FATİH ÖZKILINÇ-İzmir Ticaret Odası(İZTO) mayıs ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde  İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, her geçen gün artan enflasyon rakamlarına ve gelir eşitsizliğine dikkat çekti.

Eşitsizliğin ana kaynağı: Enflasyon

Enflasyona ve artan gelir eşitsizliğine yeterince tepki verilmediğini ifade eden Özgener, “Genelde kaynakların yerini değiştirerek geçici çözümler bulmayı deniyoruz. Ülkemizin politika tepkisinin, enflasyonu hızlıca aşağıya düşürmek olması gerektiğini uzun süredir vurguluyoruz. Ekonomilerde ana meta para olduğu için eşitsizliğin ana kaynağı her zaman her yerde her dönemde enflasyon olmuştur. Paranın meta olduğu bir yerde, paranın değerini sürekli düşürmenin temel bir refah problemi olduğunu görüyoruz. Politikadaki enstrümanların uzun vadeli çözümler üretecek şekilde kullanılması ve günlük müdahalelerin azaltılması, önünü görmekte zorlanan iş dünyamızın sağlıklı öngörülerde bulunmasına destek olacaktır” dedi.

Özgener’den Merkez Bankasına çağrı

Merkez Bankasının politikasını değiştirmesi gerektiğini de belirten Özgener, “Öncelikli çözüm yolumuz enflasyonla mücadele olmalı ve enflasyondaki yangın söndürülmelidir. Enflasyon konusundaki yaklaşımımızı değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Geleneksel yöntemlerle ve küresel yabancı sermayeyi çekecek yönde hızlıca enflasyonun düşürülmesine gidilmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Enflasyonu düşürmek veya en azından daha da yükselmesini önlemek için Merkez Bankası'nın politikasını değiştirmesi gerekiyor. Çünkü enflasyonun yüksek seyri, mevcuttaki kırılmayı daha da arttırıyor. Hem enflasyonun diğer tüm ülkelerden kopan seviyesi, hem de rezerv politikası, ülke riskinin gittikçe artmasına ve daha önce görmeye alışık olmadığımız seviyelere çıkmasına sebep oluyor.  Türk Lirası’nın faizini diğer ülkelere göre bu kadar düşük tuttuğumuz bir durumda, Türk Lirası’nın seviyesini uluslararası rezervlerle korumaya çalışmak hem çok riskli, hem de sürdürülebilir değil. Küresel para akımlarının bir süre sonra eskiye döneceği beklentisi ise şu an için çok iyimser bir beklenti gibi gözüküyor” diye konuştu.

Büyüme stratejisi dönüşmeli

Orta vadede gelir eşitsizliği konusunda 2000’li yılların başında yakalanan ivmelenmeye ulaşılması gerektiğini ifade eden Özgener,  “Bu durum, orta vadede tüm ekonominin işleyişini, verimliliğini ve büyüme kapasitesini sınırlıyor.  Çin bile, yüksek büyüme yerine orta sınıfının büyümesini baz alarak sistemini değiştiriyor. Bizim de büyüme stratejimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Eşitsizlik yaratan ve yeterince istihdam üretemeyen büyüme yapısını dönüştürmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Milli politikalar gözden geçirilmeli

Yatırım önceliklerinin küresel alandaki eğilimler dikkate alınarak yeniden düzenlenmesini isteyen Özgener, globalleşmedeki çoklu kriz alanlarındaki enerji ile gıdadaki yatırımların gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Özgener, “Gıda tedarik zincirlerinin değişmesi nedeniyle bir arz problemi olarak karşımızda. Gıda ve enerjiye yerel anlamda eğilmeliyiz, bu alanda milli politikalarımızı gözden geçirmeliyiz. Yüksek büyümenin getirdiği ek finansman ihtiyacını azaltmalıyız ve global ekonomide yaşanan kırılmalarla, sermaye akımlarını çekerken yüksek büyüme oranımızın yarattığı risklerin farkına varmalıyız. Biz aynı düşük faiz-yüksek büyüme politikasında devam ederken ve tüm kaynaklarımızı ve gücümüzü yüksek büyümeye ayırırken; global ekonomide riskler gelir adaleti, düşük enflasyon, sürdürülebilir gıda ve enerji tedariği, uzun vadeli bölgesel istikrar ve işbirliği etrafında yeniden şekilleniyor. Bu yeni denklemi görmezden gelmek ya da mevcut dinamiklerin geçici olduğunu düşünmek, bizi global ekonominin merkezinden uzaklaştırır.  Yüksek büyüme, yüksek enflasyon ve artan makroekonomik riskler ile global ekonomideki değişime ayak uyduramayız” şeklinde konuştu.

İzmir Tulumuna Coğrafi İşaret

Meclis toplantısı öncesi İzmir Ticaret Odası tarafından coğrafi işaret tescil belgesi alan İzmir Tulum Peyniri için belge töreni yapıldı. Özgener, “Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi bölümü ile birlikte yürüttüğümüz çalışma neticesinde, İzmir Tulum Peynirinin standardı tescillenmiş oldu. İzmir Tulum Peyniri coğrafi işaret tescilimiz ile birlikte Odamızın sahip olduğu coğrafi işaret sayısı 5 olurken, kentimizin coğrafi işaret sayısı da böylece 33’e yükseldi” dedi.