Ali Budak- Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), mali durumu bozulan şirketlerin kurtarılması ve konkordato hakkında sanayicilere yönelik bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. EBSO Endüstri İlişkileri Çalışma Grubu tarafından düzenlenen ve EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Ateş İlyas Demirkalkan’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda; Doç. Dr. Can Göksoy, Prof. Dr. Oğuz Atalay, SMMM Necmi Çillidağ ile Av. Tayfun Özkaya şirketlerde mali durumun bozulması ve hukuki sonuçları, şirket kurtarma, yeniden yapılandırma ve konkordato, konkordatonun hazırlanmasında finansal tablolar ile banka borçlarına yansımaları, görüşmeler, mahkeme uygulamaları konuları hakkında bilgiler verdi. Doç. Öğretim Üyesi Y. Can Göksoy, konkordato sürecinin uzlaşmaya yönelik kullanılması gerektiğine dikkat çekti.

Darbe sonrası konkordato süreci geldi

Toplantının açılış konuşmasını yapan EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Ateş İlyas Demiralkan, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsü sonrasında ilan edilen olağanüstü hal şartlarında çıkarılan KHK ile olağanüstü hal süresince iflas ertelemesi talepli dava açılması yolunun yasaklandığını hatırlatarak, “15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında yeni bir hukuki düzenlemeye gidildi. Geçen süreç sonrasında, 7101 sayılı İcra İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun çerçevesinde yeni bir hukuki düzenleme yapılmıştır. 15/03/2018 tarih 30361 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren bu düzenleme ile  mali durumu bozulan şirketler için, yeni hali ile konkordato yoluna başvurulması yolu açıldı” diye konuştu.

“Konkordato, iflas ertelemeye alternatif olarak geldi”

Açılış konuşması sonrasında sunumlara geçildiğinde çok sayıda iflas erteleme dosyasında çalışmış biri olduğunu belirten Doç. Öğretim Üyesi Y. Can Göksoy, şöyle devam etti: Kaldırılan iflas erteleme kanuna alternatif olarak konkordato getirildi. Yani, yeni bir şirket kurtarma enstrümanı getirildi. Daha çok genç, üç ay kadar bir süre oldu. İtalya’da uzlaşma kelimesinden geliyor. Konkordatoda uzlaşma kültürünün olduğunu görüyoruz. Benim gördüğüm yeni uygulamada şirketler genellikle borç ertelemesi istiyor, indirim genellikle istenmiyor. Bu nedenle bu konkordato firmaların taleplerine cevap verebilir.

“Süreçte zamana oynamayın”

Teknik boyutlarını anlatan ve konkordatonun iflas ertelemenin alternatifi olarak sunulan bir müessese olduğunu belirten Göksoy, konkordato süreçlerinin borçlu şirketler tarafından özellikle finans kurumlarıyla anlaşma-uzlaşma konusunda olumlu kullanılması gerektiğini söyledi. Göksoy, “Aksi takdirde bu süreçler vakit kaybından öteye geçmeyecektir. Konkordato süreçleri uzlaşmaya yönelik kullanılmalı. Zamana oynamak, ötelemek sorunu çözmeyecektir. Belirli bir süreye kadar öteleyebilirsiniz. Zaten bu süreçler bittiğinde bankalar icra işlemlerini yapabilecekleri için hüsranla sonuçlanma ihtimali çok yüksek. Bu konuda hukukçuların da doğru bilgi vermesi gerekiyor. Konkordato başvurusu yaparken uzun vadeli düşünmek lazım. Çünkü önünüzdeki süreçler engebeli olacak” ifadelerini kullandı.

“Şirket kurtarırken domino etkisine dikkat edilmeli”

Şirket kurtarma, yeniden yapılandırma ve konkordato hakkında sunum yapan Prof. Öğretim Üyesi Oğuz Atalay ise şunları söyledi: İşletme kurtarıldığı zaman domino etkisi yaratıyor. Eğer bir şirket iflas ediyorsa bu işletmelere mal veren şirketlerin de mali yapısı bozuluyor. O yüzden işletmeye destek veren şirketleri de düşünmek gerekiyor. Birini kurtaracağız diye bu şirketlerin hepsini batıracak mıyız? Buna iyi bakmamız gerekiyor. Şirket kurtarmak kötü bir şey değil. Şirket kurtarmak ülkenin ekonomisinin gerektirdiği şartlarda gereklidir. Çünkü bu sayede ülkenin kaynaklarının heba olmasına engel olabilirsiniz. Ancak şirket kurtarımında diğer şirketlere olan etkisi de düşünülmelidir.