Ali Budak- Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin(EKMİB) geçtiğimiz Nisan ayında yapılan Genel Kurul Toplantısı’nda 2018-22 dönemi için EKMİB Başkanlığı’na tekrar seçilen Birol Celep, yeni dönemde hayata geçirecekleri projeleri anlatmak üzere bir basın toplantısı düzenledi. Ege İhracatçı Birlikleri’nde gerçekleştirilen toplantıya EKMİB Başkanı Birol Celep’in yanı sıra EKMİB Başkan Yardımcıları Mehmet Ali Işık ve Gürcan Şen de katıldı.

‘İhracat hedefimiz 500 bin ton’

Toplantıda konuşan Birol Celep, kuru meyve ihracatına ait veriler hakkında bilgiler vererek, 2017 yılında kuru meyve ihracatının Türkiye genelinde bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 12 artış, değer bazında ise yüzde 1’lük düşüş kaydettiği ve değer olarak ise 1.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini söyledi. 2017 yılı kuru meyve ihracatına miktar bazında bakıldığında en büyük payı kuru çekirdeksiz kuru üzümün aldığını belirten Celep, ‘2017 yılı kuru meyve ihracatına miktar bazında baktığımızda, toplam 493.221 bin tonluk ihracatımızda Çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 54,5, Kuru kayısının yüzde 19,3, Kuru incirin ise yüzde 12,8’lik bir paya sahip olduğunu görmekteyiz. Demek oluyor ki, miktar bazında kuru meyve ihracatımızın yüzde 86,6’ısını bu üç ana ürün oluşturuyor. Kuru meyve sektörünün geleneksel ihraç pazarı olan Avrupa Birliği, ihracatımızda yüzde  65’lik payla ilk sırada yer alıyor. İhracatta en önemli pazarlarımızdan İngiltere ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi Almanya ve Hollanda takip ediyor. 2018 yılı ihracat hedefimiz ise; miktarda 500 bin ton, değerde ise 1.4 milyar doların üstüdür’ diye konuştu.

Kuru meyveye olan ilgi daha da arttırılmalı

Dünyada sağlıklı gıdaya yönelik tüketici bilincinde artış olduğunu ifade eden Celep, şöyle devam etti: Dolayısıyla Kuru meyvelere olan ilgi ve talep de giderek artıyor. Bu nedenle, ülkemizde üretimi mümkün olan kuru ve kabuklu meyvelerin tamamına ait plantasyonların ve üretimlerinin ilgili üretim bölgelerinde artırılması gerekmektedir. Bu meyanda, ürün çeşitliliğinin yeni ürünlerle artırılması, kuru erik, kiraz-vişne, ceviz, badem gibi ülkemizde yetiştirilen ancak üretimi iç ve dış piyasa ihtiyacına cevap vermeyen ürünlerin plantasyonlarının artırılması gerekiyor. Bu alanlardaki işletme yatırımlarına destek verilmesi, bu amaçla, 2B ve bozuk orman arazilerinin ilgili bölgelerde üreticilere tahsis edilmesi çok önemlidir.

Üreticiye eğitim desteği verilmesi gerekiyor

Kuru meyve ürünlerinin üretim miktarının tek başına artırılmasının da yeterli olmadığına dikkat çeken Celep, ‘Ürün kalitesini artırmak, kalıntı miktarını düşürerek ürünleri insan sağlığına daha uygun hale getirmek gerekmektedir. Bu nedenle, üreticilerimizin, zirai ilaçları sadece zorunlu hallerde, uygun miktar ve dozda kullanmaları, üretim, hasat, nakliye ve depolamada iyi tarım uygulamalarını hayata geçirmeleri konularında eğitilmeleri ve bilinç düzeylerinin artırılması gerekmektedir. Üreticilerimize, İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım uygulamaları konularında yoğun eğitim desteği verilmesi, sağlanacak tarımsal desteklerle ürün kalitesinin artırılması da büyük önem taşımaktadır’ şeklinde konuştu.

‘2023’deki ihracat hedefimiz 3 milyar dolar’        

Kuru meyve sektöründe 2023 yılı ihracat hedefinin 3 milyar dolar olarak belirlediklerini ifade eden Celep, şunları söyledi: Bu amaca yönelik olarak geçtiğimiz yıllarda Japonya, Çin ve Güney Kore gibi hedef pazarlarımızda çalışmalar yapıldı. TİM bünyesinde kurulan Türkiye Tanıtım Grubu kapsamında hedef ülkelere yönelik çalışmalar devam edecek. Ayrıca, karışık kuru meyve ihracatımız açısından, kendi ürünlerimizle birlikte işlenerek aynı pakette ihraç edilmek üzere, ülkemizdeki üretimi yetersiz olan veya hiç olmayan tropikal kuru meyveler gibi ürünlerin ‘Dahilde İşleme Rejimi’ kapsamında ithalatına ve ihracına devam edilmelidir. Turquality ve Ur-Ge projeleri ile ihracat ürünlerine yeni pazarlar kazandırmak, markalarıyla katma değerli ürünlere yaratarak sektöre ve Türkiye’ye daha fazla gelir sağlamak da bir diğer hedeflerimizdir.

‘Kuru meyvedeki sağlığı vatandaşa anlatmalıyız’

Çiftçinin refahını artırabilmek için pazar çalışmalarının artırılması gerektiğine vurgu yapan EKMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Işık, ‘Hepimizin doğal nimet olan kuru üzümü koruma sorumluluğu var. Kuru meyve sektörü olarak teknolojimizi tamamen yeniledik, kurutma tesislerimiz yeni bir boyuta girdi. Pazarda da 150 ülkeye girdik. Geriye çiftçimizin ve tarafların refahı artırabilecek pazar çalışmaları kaldı. Kuru meyvenin sağlık ürünü olduğu konusunda toplumu bilinçlendirmek için çalışmaların hızlandırılması gerekiyor. Şekerin geldiği nokta ortadadır. Bugün kabul edilmektedir ki bu ürünün tek alternatifi meyvedir. Bunu bütün yıl içinde tüketebilmek için en önemlisi kuru meyvedir. Bu ürünü en sağlıklı şekilde kitlelere ulaştırmamız lazım. İyi tarım uygulaması ile ve arazilerimizde pestisit kullanımını minimize etmek istiyoruz. Bunun üzeri de organik tarımdır. Organik tarımda kapasitemizi yüzde 20’lere çıkarmak istiyoruz’ dedi. Kuru meyvenin sağlık için çok değerli olduğunu fakat ülkemizde bunun değerlendirilemediğine vurgu yapan EKMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gürcan Şen de, Bunun değerini yabancılardan daha iyi bilmemiz gerektiğine ve üreticinin ürününü değerli satabilmesi için firmaların ürüne katma değer katarak ihracat yapması gerektiğini belirtti.