FATİH ÖZKILINÇ- Türkiye, günlerdir tüketicinin cebini yakan, mutfaktaki yangını körükleyen market raflarındaki fiyatları konuşuyor. Son yıllarda giderek artan gıda fiyatları karşısında ise Ticaret Bakanlığı, marketlerdeki sebze ve meyve, temel gıda ürünleri ile temizlik ürünleri fiyatlarını denetliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat kendisinin ilgileneceğini ifade ettiği gıda fiyatlarındaki artışlarla ilgili önümüzdeki günlerde çeşitli adımların atılması bekleniyor. Ülke gündeminden düşmeyen market raflarındaki fiyatlara ilişkin Ege Perakendeciler Derneği (EGE PERDER) Başkanı Mehmet Feyzi Başdaş, Haber Ekspres’e özel değerlendirmelerde bulundu. Tarımsal üretimde plansızlığa ve tekelleşme tehlikesine dikkat çeken Başdaş“Tekelleşmenin önüne geçmek için devletimiz tarafından acilen bir yasal düzenleme yapılmalı. Üretim ve depolama noktasında Türkiye’de çok büyük tekelleşmeler var. Her geçen gün makas açılıyor. Orta ve küçük işletmelerin sıkıntısı arttıkça tekelleşme artıyor. Tekelleşenler ise adeta canavarlaşıyor. Devletimiz ne yapıp edip tekelleşmenin önüne geçmeli” dedi.

 

“Zamlara itiraz ediyoruz”


Yerel marketlerin Ticaret İl Müdürlüğü’yle koordineli çalıştığını ifade eden Başdaş, “Düzenli olarak fiyat artışlarını, ürün gramajlarını, perakende sektöründe ya da üreticide olumsuz gördüğümüz her şeyi Ticaret İl Müdürlüğü’ne bildiriyoruz. Yapılan denetimlerde yerel marketlerde olumsuz bir şey bulunmadı. Çünkü biz sürekli arkadaşlarımızla toplantı halindeyiz. Ülkemizin sıkıntılarını elbirliğiyle yok etmenin çabası içindeyiz. Bu toplantıları firmalarla birlikte de yapıyoruz. Zam geçişlerinin hemen hemen hepsine itiraz ediyoruz. Firmalar gerekçe göstermeden zam yapıyorsa o zammı raflara yansıtmıyoruz. Son üç ayda altı firmayı raftan çıkardım. Çünkü firmaların yaptıkları zammın gerekçesi bana inandırıcı gelmedi. Bütün yerel marketler bu hassasiyetle çalışıyor” diye konuştu.

Tekelleşme fiyatları yükseltiyor


Türkiye’deki tekelleşme sorununa dikkat çeken Başdaş, “5 tane ulusal zincir market tekelleşmeye gidiyor. Sadece bizim sektörümüzle ilgili bir durum değil. Türkiye’de birçok sektörde tekelleşmeye gidiliyor. Piyasaya hâkim dört, beş firma ya da şahıs istedikleri fiyata yönlendirebiliyorlar. Bu nedenle devlet sadece perakende sektörünü değil üreticilerin bir kısmına da engel olması lazım. Tekelleşme noktasında bazı ürünler dört, beş kişinin elinde. Bunlar birlikte hareket ettiğinde ya da birisi yalan haber yaydığı zaman ürün fiyatları yükseliyor. Suni olarak fiyatı yükselen birçok ürün var. Binlerce marketin olduğu yerde 5 zincir market tek başına etken değil. Bu konuda çeşitli etkenler var. Pazarda birçok ürün tekelleşti. Ne olursa olsun üretimde de olsa perakendede olsa devletin yapması gereken tekelleşmenin önüne geçmek” şeklinde konuştu.

“TMO denge unsuru olmalı”


“Pazarın yüzde 80’i, 90’ı dört beş firmanın elinde” diyerek sözlerine devam eden Başdaş, “Pazara hâkim olanlardan birinin yaptığı artış tüm pazarı etkiliyor. Devletimizin burada tekelleşmeyi engellemesi gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı gıda noktasında Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO)‘ni denge unsuru olarak kullanmalı. Bakliyat, hububat noktasında TMO denge unsuru olmalı. Hasat döneminde güçlü firmalar yıllık satacağı bütün ürünleri alır ve pazar bunların elinde döner. Bu firmalar da Türkiye’deki piyasaya bakmadan dünya piyasasını baz alarak fiyat belirler. Bugün Türkiye’de satılan yerli ürünlerin tamamı ithal edilmiş gibi ya da dünya borsalarındaki fiyata göre belirleniyor. Türkiye'deki sıkıntıyı, fiyat pahalılığını bu durum doğuruyor. Bu sadece bizim sektörümüzde değil tüm sektörlerde böyle” açıklamasında bulundu.

Veriye dayalı tarım şart


İç pazar düşünülmeden yapılan ihracatın pazara zarar verdiğini aktaran Başdaş, “Tarım ürünleri ihracatında Tarım ve Orman Bakanlığı düzenleme yapmalı. Türkiye'nin ihtiyacı olan veriye dayalı tarıma acilen geçilmeli. Türkiye'nin ihtiyacının fazlası olan ürünlerin ihracatına izin verilmeli. Ayrıca TMO’da sürekli piyasada olmalı, piyasayı koklamalı. Örneğin bakliyat ürünlerinden birine haksız zam geldiğinde piyasaya o bakliyat ürününü sürerek fiyatları dengelemeli. Tabi ki ürünü piyasaya sürerken de ürünü piyasadaki tekelleşenlerin önüne sürülmemeli. Eşit bir dağılımla piyasaya ürün sürmeli” dedi.

“Yerel marketlerin önü kesilmeye çalışılıyor”


Yeni hal yasasında yer alacak düzenleme ile zincir marketlerin doğrudan tarladan ürün alamayacak olmasını da değerlendiren EGE PERDER Başkanı Mehmet Feyzi Başdaş, “Bu bir tezat. Halden alırsan bir ya da daha fazla aracı devreye giriyor. Biz ürünü üreticiden direk aldığımızda bunu piyasanın üzerinde satma imkânımız yok. Bizi en iyi denetleyen müşterilerimiz. Müşteri en iyi hizmeti ve en uygun fiyatı kimde görürse orayı tercih eder. Bir marketçi kaliteli ve ucuz ürün satmakla gurur duyar. Kaliteli ve uygun fiyata ürün satan market sahibi takdir gören bir insandır. Şimdi ben kendim meyve ve sebze yetiştirip marketlerimde müşterilerime sunuyorum. Müşterilerimize daha sağlıklı ve taze ürünler sunuyoruz. Yeni hal yasası çıktığında ben yetiştirdiğim ürünleri hale götüreceğim. Sonra halden tekrar bana gelecek. Bu şekilde araya bir aracı girecek. Bir aracı en yüzde 8 kâr alır. Bu hal yasasının bu şekilde çıkarılmak istenmesinin sebeplerinden bir tanesi; yerel marketlerin meyve ve sebze satışını iyi bir şekilde yapıyor ulusal marketlerin ise iyi yapmamasından kaynaklı. Bu hal yasası ile yerel marketlerin önü kesilmeye çalışılıyor. Perakendede marketlerde satılan meyve sebzenin oranı tüm Türkiye’de yüzde 15. Geri kalan yüzde 85 ise manavda, semt pazarlarında veya daha küçük kayıt dışı noktalarda satılıyor. Meyve ve sebzeyle ilgili bir şey yapılacaksa tüm Türkiye'yi kapsayacak bir şey yapılmalı. Hepsinden önemlisi ise ülkemizde veriye dayalı tarım yapılmadığı sürece bu sorunlar hiçbir zaman bitmez. Planlama şart. Tarımımızın yüzde 30’u kayıt dışı. Her şey kayıt altına alınmalı. Ülkenin ihtiyacına ve ihracata göre tarımsal üretim yapılmalı. Stokçuluk yapanlara karşıda TMO piyasaya ürün sürerek haksız kazançların önüne geçmeli” şeklinde konuştu.