Yumurta sektörünün Rusya ile ticareti olmadığını ancak özellikle organik tavuk üretiminden dolayı üretim fazlalığının daha da arttığı belirtiliyor. Sektörde üretim fazlalığı sorunu devam ederken, organik yumurta diye üretilen yumurtaların ne kadar sağlıklı koşullarda üretildiğinin bilinmediğine dikkat çeken Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Üyesi ve Kanatlı Tanıtım Grubu Başkan Yardımcısı Derya Pala, 'Halkta endüstriyel yumurtayı tavuk yapmıyor, başka bir şey yedirilip yumurta alınıyormuş gibi bir algı oluşturuldu. Dolayısıyla halk da köy tavuğu, organik tavuk ve gezen tavuklara yöneldi. Bu da sektöre ciddi zarar verdi. Denetimler sağlıklı yapılmıyor' dedi.

Fazlalık 6 aydır sorun yaratıyor

Yumurta sektörünün Rusya krizinden etkilenmediğini çünkü Rusya'yla yumurta ticareti yapmadıklarını belirten Pala, 'Yumurta ticaretinde sorun yok ama sektörde ciddi sorunlar var. 7 ay önceki gibi üretim fazlası sorunu devam ediyor. Özellikle yaz aylarıyla birlikte üretim daha da arttı. Organik ve gezen tavuk konusuna devletin, bakanlığın, valilik ve belediyelerin destek vermesiyle her taraf bu tavuklarla doldu. Hastalık açısından çok büyük bir risk doğuran bu üretim modeli sektördeki üretimi daha da arttırdı. Bu nedenle de sektör son 6 aydır kan ağlıyor' ifadelerini kullandı.

'Organik yumurtalar 4 kat pahalı'

Organik yumurta adı altında yumurtaların üzerine tavuk pisliği sürülerek normal fiyatının 3-4 katına satıldığını hatırlatan Pala, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Son derece anti-hijyenik koşullarda yetiştirilen hayvanların yumurtaları vatandaşa ne yazık ki daha pahalıya satılıyor. Halkta endüstriyel yumurtayı tavuk yapmıyor, başka bir şey yedirilip yumurta alınıyormuş gibi bir algı oluşturuldu. Dolayısıyla halkta köy tavuğu, organik tavuk ve gezen tavuklara yöneldi. Bu da sektöre ciddi zarar verdi. Denetimlerin sağlıklı yapılmadığı bu üretim biçiminde 300'ün üzerinde tavuk yetiştiren firmaların bizlerin tabi olduğu prosedüre tabi olması gerekiyor. Kanunen bunu olması gerekirken pratikte durumun çok farklı olduğunu görüyoruz. 300 tavuk ürettiklerini söyleyenlerin 3000 tavuk ürettiklerini biliyoruz. Bu konuda da yetkililer bir şey yapmıyor. Zaten bu durum da denetimlerin yetersiz olduğunu gösteriyor. Bizlere her türlü zorluk çıkarılıyor, bürokraside her türlü engelle karşılaşıyoruz. Ancak diğer tarafta ellerini kollarını sallayarak 250-300 tavuk yetiştiriyormuş görüntüsüyle üretim yapıyorlar. Bu üretimler de son derece kontrolsüz yapılıyor.'

Nefes alacak alanımız yok

Çevre ve Tarım bakanlıklarının yanı sıra iş güvenliğinden bile sorumlu tutulup, nerdeyse nefes alacak alanlarının kalmadığını söyleyen Pala, 'Bu şartlarda 20 kuruşa ürettiğimiz yumurtayı 17 kuruşlara satmak zorunda kalıyoruz. Organik, köy tavuğu ya da gezen tavuk adı altında üretim yapanlar ise, en ufak bir bürokratik engelle karşılaşmadan 25 kuruşa ürettikleri yumurtayı 1 liraya satıyor. Bu durum da alanda ciddi anlamda haksız rekabet, denetimsizlik, hastalık açısından büyük bir risk, kontrolsüz üretime yol açıyor. Gıda güvenliği açısından HACCP (Hazard Analysis and Critical Control Point - Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları) kurallarına uyuyoruz ama onların neye uyarak üretim yaptıklarını bilmiyoruz. Durum böyleyken ne yazık ki halkın algısı organik tavuk daha sağlıklı yönünde oluştu. Bakanlık da bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Ne olduğu belirsiz kişilerin gezen tavuk yumurtasını sağlıklı ama diğerlerinin sağlıksız olduğu yönündeki açıklamalarına da tepkisiz kalınıyor. Bütün bunlar da sektörün bu hale gelmesine yol açtı' dedi.