Kemal Kocabaş, pamuk fiyatları ve pamuğa dayalı sektörlerle ilgili bir durum değerlendirmesi yaptı. Tesktil sanayisinin yarattığı istihdamın gerek katma değer gerekse de ülke ekonomisi açısından yadsınamayacağını belirten Kocabaş, bu sektörün hammaddesi olan pamuğun sağlanmasında dışa bağımlılığın giderek artıyor olmasının büyük bir tehdit unsuru olduğunu kaydetti. Ülke ekonomisinden pamuk ithalatı yoluyla milyarlarca doların yurt dışına çıkmasının da çok yakınılan cari açığın artmasına neden olduğunu dile getiren Kocabaş, "Şunu artık görmek zorundayız: Sahip olduğumuz tarımsal potansiyel, pamuk üretimini, yurt içi talebin tamamını karşılayacak düzeye çıkarmaya elvermektedir. Bu hedefe ulaşmak, pamuk üreticisinin girdi maliyetlerini düşürerek ve yeterli destekleme primi vererek mümkün olmaktadır" diye konuştu.

Bİr eliyle verdiğini diğer eliyle alıyor

Kocabaş, Türkiye'de 2012 yılında tarıma yapılan desteğin 7.5 milyar lira olduğunu, 2013 yılı bütçesindeki bu desteğin yüzde 20'lik bir artışla 9 milyar lira olarak belirlendiğini söyledi. Kocabaş, "İlk bakışta yüzde 20'lik artış olumlu gibi görünebilir. Ancak 2012 yılında gübre fiyatlarında yüzde 100'ü aşan, mazot fiyatlarında yüzde 12'yi bulan fiyat artışlarını baz aldığımızda, 2013 bütçesinde tarıma geçen yıla göre yapılan yüzde 20'lik artışın yetersizliği hemen görülebilir. Kaldı ki ülkemiz tarımında 3.5 milyar ton mazot kullanılmaktadır. Bu mazotun ÖTV ve KDV'si yaklaşık 9 milyar lira tutmaktadır. Devlet bir eliyle verdiğini diğer eliyle almaktadır" dedi.

Herkesin yüzü gülüyor

Söke Ziraat Odası Başkanı Kemal Kocabaş, TUİK rakamlarına göre, 2012 yılında 12 aylık ortalama endeksinde, üretici fiyatları artışının yüzde 7.85 olduğunu, aynı dönemde pamuk fiyatlarında ise bir önceki yıla göre yüzde 12'lik bir düşüş gerçekleştiğini söyledi. Pamuk fiyatlarındaki düşüş ve girdi fiyatlarındaki yükselişin, çiftçileri pamuk üretemez noktaya getirdiğine dikkat çeken Kocabaş, şunları kaydetti:

"Çiftçimiz yavaş yavaş pamuk üretiminden vazgeçmektedir. 2012 yılında pamuk ekim alanlarının yüzde 35 azalması bu durumun somut bir göstergesidir. Çiftçimiz pamuk üretiminden vazgeçerken ve alternatif ürünlere yönelirken pamuğa dayalı sektörde iş yapan çırçırcı, iplikçi, hazır giyimcinin işleri tıkırında gidiyor. Tekstil ve hazır giyim sektöründe işler o kadar iyidir ki çalışacak işçi bulmakta zorluk çektiklerini beyan etmektedirler. Çırçır fabrikaları, pamuk alımı yapan tüccarların sayısında son bir yılda yüzde 20'lik artış meydana gelmiştir. İplikçi ise ihracat rekorları kırıyor. Demek ki üreticiden ucuza alınan pamuk sektöre canlılık getirmiş. Sektörde herkesin yüzü gülüyor. Yalnız biz pamuk üreticilerinin yüzü gülmüyor."

Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayın

Tüm tekstil sektörüne de bir uyarıda bulunan Kemal Kocabaş, "Tekstil sektörü eğer, 'Pamukta yurt içi üretim zaten yetersiz, pamuk ekilmese bile dışarıdan ithal ederiz' düşüncesindeyse, çok yanılıyor. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilirsiniz. Tekstil sektörünün 2010 yılında yurt dışından yüksek fiyattan aldığı pamuktan yaptığınız zararı bir kez daha hatırlatırım. Bu zararın da Türk çiftçisine ödetilmesi konusundaki bazı yaklaşımlarınızı üzülerek görüyoruz."

Hükümete de seslenen Kocabaş, "Pamuk gibi, üretim açığımız olduğu için ithalat yaptığımız birçok üründe yeterli destek verildiğinde bu açığı kapatmak mümkündür. Yeter ki girdileri ucuzlatarak ya da sübvanse ederek ürün maliyetlerinin düşürülmesini sağlarken, destekleri de artırarak üreticiyi dış rekabetten koruyalım" dedi.