KESİAD Başkanı Mutlu Can Günel, sanayicinin orta ve uzun vadede daha güçlü olabilmesi için yapısal ve kalıcı teşvikler beklediğini söyledi.

FATİH ÖZKILINÇ- Kemalpaşa Sanayici ve İş İnsanları Derneği(KESİAD) yönetim kurulu üyeleriyle birlikte İzmir'deki basın mensuplarıyla bir araya gelen KESİAD Başkanı Mutlu Can Günel, ülkedeki ekonomik gelişmelere ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Başkan Günel, yatırımların devamlılığı açısından sosyal hukuk devletinin önemine dikkat çekerken bir yandan da sanayicinin yapısal ve kalıcı teşvik beklediğini ifade etti.

Olmazsa olmaz hukuk devleti

Sanayici ve üreticinin ülkedeki ekonomik durum karşısında geçici tedbirler yerine kalıcı ve yapısal çözüm beklediğini ifade eden KESİAD Başkanı Mutlu Can Günel, “Türk sanayicisi ve üreticisinin fırsat yaratıldığı ortamlarda tüm dünyada yaptığı rekabetçi üretim ve hizmet kalitesi ortada. Konjektör her zaman zor. Ülkenin rekabet içinde olan diğer unsurlarla diğer üretim üsleriyle birlikte elbette sıkıntıları olacak. Elbette döviz, enerji, insan kaynağı problemleri olacak. Bu problemlerinin hepsi batı dünyasında da var. Ancak değerli beyinlerimizi ülkeden kaçırmamak için, yabancı yatırımların devamlılığını sağlayabilmek için olmazsa olmaz sosyal hukuk devleti. Adalet düzenin sağlanmadığı hiçbir ortamda yönetim, üretim ya da hizmet sektöründen bahsedilmez. Öncelikle ülkede sosyal adaletin tam manasıyla tesis edilmesi çok önemli” dedi.

Sanayici destek bekliyor

Üreticiyi destekleyen yapısal, kalıcı paketler açıklandığı takdirde sanayicinin üzerine düşeni fazlasıyla yapacağını dile getiren Günel, “Üretici üretim maliyetleri karşısında destek aldığında fazlasıyla piyasayı etkileyecektir. Gelişmiş dünya ekonomilerinin tamamında yapılan reformların tamamını gerçekleştirmemiz lazım. Mutlaka kıymetli adımlar atılıyor ancak ama yeterli mi? Sanayici için hiçbir zaman yeterli değil. Bunun fazlasını beklemekteyiz. Sanayicinin üzerindeki yüklerin teşvike evirilmesi sanayicinin orta ve uzun vadede daha güçlü ve devletine daha fazla vergi öder pozisyona geçmesidir. Özellikle katma değerli üretim yapan üreticilere bazı teşvikler özel olarak uygulandığı takdirde ekonomiye ve istihdama katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

Bedelini işçide patronda ödüyor

Son dönemde vatandaşın alım gücünün düştüğünü de belirten Günel, “Yılbaşında yapılan asgari ücret zammına rağmen ihtiyacın karşılamadığı ve yılın ikinci yarısında ilave bir zam talebinin olduğu ortamda her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek bir polyannacılık olur. Öncelikle yanlışa yanlış doğuya doğru demeyi şiar haline getirip yapılan hataların hata olduğunu veya nasıl daha iyi olabileceğini kabullendiğimiz ölçüde bir şeyleri daha iyi bir noktaya götürebiliriz. Bu manada ekonomisi gelişmekte olan ülkeler arasında sayılan ülkemizin lig atlamasında önünde yatan birincil unsur; geçici unsurlarla, borçla büyüme ekonomisinden ziyade üretim ve katma değerle büyüme ekonomisidir. Hiçbirimiz hariçten gazel okumuyoruz. Hepimiz eli taşın altında. Ekonomik zorlukların bedelini hepimiz ödüyoruz. Zorlukların bedelini işçi sınıfı da patron sınıfı da ziyadesiyle ödüyor” ifadelerini kullandı.

Sosyal denge gözetilmeli

İşçi sınıfının enflasyon karşısında eriyen asgari ücretin yılın ikinci yarısında artırılmasına yönelik talebe ilişkin ise Günel, “Yapılacak olan hiçbir zam reel enflasyonu karşılamayacaktır. Burada çok ciddi bir sosyal denge var. Para politikası koyucuların gözetmek zorunda olduğu bir denge. İnanıyorum ki devlet büyüklerimiz işçi kardeşlerimizin bu durumu mümkün olan en az zararla atlatılması için işverene getireceği yük maliyetiyle gerekeni yapacaktır” şeklinde konuştu.