Ali Budak- Elektriğin özel şirketler aracılığıyla üretilmesi ve dağıtılmasının elektrik fiyatlarını arttıracağına yönelik eleştiriler sürecin başından itibaren TMMOB’a bağlı Elektrik Mühendisleri Odası tarafından ifade ediliyordu. EMO İzmir Şubesi’nin hazırladığı raporda, ‘Geçtiğimiz yıl toptan piyasada elektrik fiyatları yükselirken, son kullanıcılara yönelik tarifede elektrik tedarik maliyeti yerine dağıtım bedeline zam yapılması, enerji tedarik maliyeti üzerinden indirim yaparak müşteri bulan tedarik şirketlerini serbest tüketicilerle yaptıkları ikili anlaşmaları feshetmeye yöneltmişti. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu‘nun (EPDK) ‘kur artışları nedeniyle aldıkları kredileri ödemekte zorlandıklarını iddia eden dağıtım şirketlerin taleplerini dikkate alarak aldığı karar, tedarik şirketleri için toptan piyasayı daha kârlı hale getirmişti’ ifadesiyle belirtiliyor.


‘Elektrik ucuzlayacak’ söylemi çökecek

Raporda, Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ) verilerine göre; 2016 yılında yüzde 54 olan serbest tüketici çekiş oranı, 2017‘de yüzde 47`ye geriledi. Ocak 2018 itibariyle yüzde 24,5 ile devam eden gerileme, Şubat‘ta yüzde 21.5‘e ulaşırken, Mart‘ta ise yüzde 18.5‘e kadar düşü. Yüzde 18.5‘lik çekiş oranın oluştuğu Mart ayında 24.3 milyon MWh olarak EPİAŞ‘a bildirilen ikili anlaşma miktarı, Mayıs 2018 itibariyle 6,9 milyon MWh‘e geriledi. Toplam tüketimin istatistiklere yansımasıyla Mayıs 2018 için serbest tüketicilerin çekiş oranının yüzde 5-6‘lara kadar düşmesi öngörülmektedir. İstatistikler, rekabetin sağlanacağı ve tedarikçi seçme olanağıyla elektrik fiyatlarının ucuzlayacağı söylemleriyle sürdürülen piyasalaştırma faaliyetlerinin 2018‘de fiilen çökeceğine işaret ediliyor.

Enerji maliyetleri daha da artacak

‘Ucuz elektrik’ sloganıyla başlatılan liberal piyasa kurma çalışmaları sonunda gelinen bu noktada; ‘yüksek tüketimli’ abonelerin elektrik maliyetlerinin arttığını belirten rapora göre, ‘EPDK‘nın 1 Nisan 2018 tarihinden itibaren Son Kaynak Tedarik Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ ile serbest tüketici olabildiği halde tedarikçi bulamayan veya mevcut sözleşmeleri iptal edilen yüksek tüketimli abonelere ‘son kaynak tarifesi’ uygulanmaya başlandı. EMO‘nun basın açıklamalarıyla yaptığı uyarılara ve sanayicilerin itirazlarına rağmen hayata geçirilen bu uygulama neticesinde ‘yüksek tüketimli’ sanayi kuruluşları, her isteyene elektrik sağlamakla yükümlü olan görevli tedarik (dağıtım) şirketlerinden yüzde 25‘i aşan zamla enerji almak zorunda kaldılar. EMO tarafından yapılan uyarılarda tebliğde yer alan formülere göre; enerji maliyetlerinin yüzde 26.88 olarak artacağı uyarısına yer verilmişti.

Sanayinin yarısı çarpıldı

Yapılan zammın yüksek tüketimli sanayi kuruluşlarının yanında Organize Sanayi Bölgeleri’nin (OSB) de uygulamadan etkilenmesi nedeniyle, OSB bünyesindeki tüm sanayi kuruluşlarının enerji maliyetleri de arttı. EPDK’nın son olarak yayımladığı 2016 raporuna göre; 89.9 milyon MWh’lik sanayi tüketiminin 49.8 milyon MWh’lık bölümü iletim şebekesinden enerji alan büyük kuruluşlar ve OSB’ler tarafından kullanmıştır. Bu miktar ise sanayi tüketiminin yüzde 55,4’ünü oluşturuyor. Özetle sanayinin tüketiminin yarıdan fazlasını oluşturan büyük sanayi kuruluşları ve OSB’lerdeki kuruluşlarının elektrik maliyetleri arttı.

Seçim sonrası iğneden ipliğe her şey zamlanacak

Nisan ayı faturalarının gelmeye başlamasıyla ortaya çıkan bu örtülü zammın, elektrik enerjinin sanayinin temel girdisi olması nedeniyle, önümüzdeki aylarda iğden ipliğe tüm ürün ve hizmetlerin zamlanmasına yol açacağını belirten raporda, baskın seçim öncesi yurttaşlara dolaylı yansıyacak şekilde yapılması tercih edilen bu zam ile aynı zamanda çöken piyasa yapısının yeniden canlandırılmasını hedeflendiği belirtiliyor. Uygulama; tedarikçi firmalara son kaynak tarifesinin altında fiyat verme olanağı sağlanarak, rekabet görüntüsünün yeniden yaratılmasına da hizmet ediyor.

Enerjide kamu yararı gözetilmeli

Enerji alanında kamu yararı gözetilmeden yapılan bu müdahalelerin aynı anda birilerine fahiş kârlar sunarken, diğerlerinin battık feryatlarına yol açtığına dikkat çeken rapor, sürekli olarak zam yaratan serbest elektrik piyasası, ekonomi üzerindeki en büyük kamburlardan birine dönüşmek üzere olduğu uyarsında da bulunuyor. Farklı çıkar gruplarının ihtiyaçlarının giderilmesi hedefiyle ideolojik olarak uygulanan bu politikaların sanayimizin küresel rekabet gücünü yok ederek, kalıcı bir işsizlik ve yoksulluk dalgası yaratma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken raporda, bugüne kadar özelleştirme ve piyasalaştırma çalışmalarına destek olan kesimleri, enerji alanının acilen siyasi ve ticari baskılardan uzak, kamu yararına çalışmayı ilke edinen özerk bir yapının yönetimine bırakılmasına yönelik çağrımıza destek olmaya davet ediyoruz.