Pakdemirli, Uluslararası Sütçülük Federasyonu (IDF) tarafından İstanbul'da düzenlenen 'IDF Dünya Süt Zirvesi'ndeki konuşmasında Bakanlık bünyesinde yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi.Pakdemirli, süt fiyatlarının belirlenmesine ilişkin de, "Süt fiyatının belirlenmesinde, tek fiyat uygulamasından, sütün vasıflarını gözeten, özellikle yağ ve protein değerlerini önceleyen bir fiyatlama sistemine geçme fikri üzerinde duruyoruz" ifadelerini kullandı.Süt ürünlerinin dünyadaki bilinirliğine işaret eden Pakdemirli, şu bilgileri paylaştı: "Dış piyasada, Türk süt ürünlerinin bilinirliği her geçen gün artmakta, özellikle, labne peyniri dünyada Turkish Labne ismiyle tercih edilmekte. Başta Ortadoğu'ya yapmış olduğumuz ihracatı, Uzakdoğu pazarına yaymayı hedefliyoruz. Bu kapsamda Çin'e süt ihracatı yapmak amacıyla, Veteriner Sağlık Sertifikası üzerinde anlaşmayı sağladık."

İhracat artıyor

Bekir Pakdemirli, 2019 yılının 7 ayında hayvan ve hayvansal ürün ihracatının 803,5 milyon dolar olarak gerçekleştiğini, bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam ihracatta yüzde 2,5'lik artış sağlandığını aktardı. Aynı dönemde süt ve süt ürünleri ihracatının ise yüzde 20 artış göstererek 227,9 milyon dolara yükseldiğini belirten Pakdemirli, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sütün katma değeri yüksek bir ürün olduğunun farkında olarak politikalarımıza buna göre yön veriyoruz. Son 17 yılda hayvancılığımızın gelişmesi için hayvancılık desteklemelerimizi 4 kalemden 10 kaleme çıkartarak 32,7 milyar lira hayvancılık hibe desteği ödemesi yaptık. Kırsal kalkınma yatırımları ve Avrupa Birliği fonları olan IPARD kapsamında 2 bin 985 projeye 2,7 milyar lira hibe verdik. Orman köylerimizde çiftlik faaliyetlerinin geliştirilmesi amacıyla 4 bin aileye 110 milyon lira süt sığırcılığı ve koyunculuğu desteği verdik. Organik ve iyi tarım uygulamaları kapsamında yetiştiricilerimizi destekliyoruz. 48 bin 258 baş hayvanımız bu kapsamda desteklenmektedir."

İhracat imkanı

Bakan Pakdemirli, 67 işletmenin, Çin'in gıda ithalatı ile ilgili sistemi CIFER'e kaydının yapıldığını dile getirerek, "Çin tarafının onaylamasına takiben, düşük riskli süt ürünleri için ihracat başlayacak. Ayrıca, İran ve Özbekistan ile Sağlık Sertifikası konusunda, son bir yıl için anlaştık" diye konuştu.

Kendi kendimize yetebiliyoruz

Bekir Pakdemirli, sektörden, karkas et sınıflandırması çalışması için destek istedi. Karkas etin standartlarının belirlenmesinin hem et hem de süt sektörüne doğrudan ve dolaylı katkıları olacağına inancının tam olduğunu belirten Pakdemirli, şunları kaydetti: "Ülkemiz, istisnai dönemler haricinde et ve sütte kendine yeterli bir ülke. Ancak bizi çevreleyen coğrafyalardaki pazarlara, ülkemizi lojistik üs olarak kullanarak, hem et hem süt tedariki yapmak mümkün. Türkiye'de 2 bin 242 adet süt ve süt ürünleri işleyen gıda işletmesi var. İşletmelerimizin verimliliği açısından nitelikli çiğ süt tedariki kritik öneme haiz. Bakanlık olarak, süt sektörünü stratejik bir sektör olarak değerlendiriyor, sağlıklı yaşam için hayati bir alan olarak telakki ediyoruz. Buna bağlı olarak iç piyasada yerli ve yeterli üretimi, dış piyasada ise ihracat bazlı büyümeyi hedefliyoruz. İnşallah sağlıklı gıda tedarikinde öncü ülkelerden birisi de Türkiye olacak."