Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) düzenlediği 20. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nde iş dünyası temsilcileri yaşanan sorunlara dikkat çekerek çözüm istedi. TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, siyasetin, ekonominin ve toplumsal hayatın normalleşmesinin Türkiye’nin itibarını artıracağını ifade ederek “OHAL olağanlaşmasın” dedi. TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, ise Cuma günü TBMM’de görüşülen çocuk istismarına yönelik kanun tasarısını eleştirdi. Symes güven ortamı olmadan yatırımın da olmayacağını vurguladı. 

“Güven ortamı yoksa yatırım olmaz”

Türk iş dünyası olarak bulunduğumuz noktayı hiçbir zaman yeterli bulmadıklarını dile getiren TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes,  Türkiye’nin ekonomide ön görüle bilirliğin azaldığı,  güven ve güvenlikte olağan üstü sıkıntı yaşandığını, işsizliğin hiç olmadığı kadar yükseldiği bir dönemi yaşadığını söyledi. Hızlı yükselen döviz kuru, enflasyon beklentileri ve faiz etkilerinden fazlası ile endişe duyduklarını ifade eden Symes, “Aynı zamanda en önemli ticaret ortağımız olan AB ile uzun zaman süren müzakere sürecini neredeyse kopma noktasına gelme algısı bizlere ciddi şekilde endişelendiriyor. Suriye, Irak operasyonlarının yarattığı riskler  büyüyor. Güven ve güvenlik ciddi sorun olarak önümüzde duruyor. Bu olanların reel sektöre yansıması zamana yayılıyor. Normalleşme için önce güven tesis edilmesi gerekiyor. Güven olmadan ne yatırım ne harcama yapılması beklenemez. TÜSİAD olarak hükümet ile yakın temas içinde bu alandaki reformlara çalışılması için özel olarak uyardık. Yapısal reformları erteleyen ülkelerin siyasal ekonomik anlamda zorlandığını görüyoruz. Ekonomiyi canlandırmak için kısa vadeli tedbirler alırken asıl uzun vadeli reform alanlarını göz ardı edemeyiz. Güvenlik sorunlarımız büyük farkındayız. Bu sorunlar ne iktisadi alanda ne de demokratikleşmede engel olmasına izin vermemeliyiz. Ne olursa olsun temel hak ve özgürlüklerden, demokrasiden ödün vermeden kararlılıkla ilerlemeliyiz” dedi. 

OHAL olağanlaşmasın

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu da İş dünyasının, kurumların bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüyle perçinlenmesi gereken ve yapısal reformlarla rekabet gücünü artırmış, eğitim reformu ile nitelikli işgücü ihtiyacını karşılamış, dijital dünyaya entegre olmuş bir ekonomiye ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, ekonomimizin reformlarla güçlendirilmesinin şart olduğunu söyledi. Demokrasi yükseldikçe, hukuk normları standartlaşınca ve evrensel değerlere gelince, uluslararası yatırımcılarda güvenle ülkemize kaynak aktarmaya devam edeceğinin altını çizen Kadooğlu, “Olağanüstü dönem ve şartların gereksinimlerini; yerinde ve adil bir şekilde uygularken, siyasetin, ekonominin ve toplumsal hayatın normalleşmesini sağlamak da itibarımızı artıracaktır. Yani OHAL, olağanlaşmasın diyoruz” diye konuştu. 

Gelişmiş ekonomi için gelişmiş demokrasi

Doğu ve Güneydoğu’nun can suyu niteliğinde ekonomik teşvik ve destek paketleri kadar, siyasi ve sosyal destek paketlerine de ihtiyaç olduğunu belirten Kadooğlu, “Bu noktada, topyekûn bir kurumsal ve zihniyet değişiminin şart olduğunu düşünüyoruz. Bu zihniyet değişimi için de en temel göstergenin gelişmiş bir demokrasi kültürü olduğuna inanıyoruz. Demokrasi, ancak kurumsallaşmış yapılarla mümkündür ve bir ülkenin kurumları da, gücünü demokrasiden alır. Gelişmiş bir ekonomi için, gelişmiş bir demokrasinin şart olduğu bilinmelidir” dedi. 

Dayanışmanın kenti İzmir 

BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Levent Akgerman ise kutuplaşmanın yerine dayanışmanın kenti İzmir olduğu için bu kentte olunduğunu belirterek, “Umarım bu insani değerler dalga dalga tüm ülkemize İzmir’den yayılacaktır” diye konuştu.