Türkiye'nin, Rusya’dan ithal edilen buğdaya yüzde 130 oranında vergi koymasını üretici birlikleri haklı buldu. Ege Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyesi Haluk Tezcan, Rusya’nın uçak krizinden bu yana Türkiye’den tarım ürünü almadığını, oyalayarak süreci zamana yaydığını, hükümetin bunun karşısında bu hamleyi yaptığını belirtti. İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli de "Ticaret karşılıklı olmalı ve şartlar eşit olmalı" diye konuştu.



Türkiye geçen 15 Mart’ta Rusya’yı, buğdayı vergisiz gönderme hakkına sahip olan ülkeler listesinden çıkardı. Bu durumda Rus ihracatçılarının Türkiye’ye gönderdiği buğdaya artık yüzde 130 vergi uygulanıyor. Türkiye’nin hamlesi üzerine Rusya Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç ise "Eğer onlar bizim ürünlerimize kısıtlama uygulama devam ederlerse, biz de aynı yanıtı vermek zorunda kalabiliriz. Bu durumda mantığın kazanmasını ümit ediyorum" diye açıklama yaptı.

Dvorkoviç’in açıklamasını değerlendiren Ege Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Tezcan, uçak krizinden önce ticaretin sorunsuz ilerlediğini, bir süre sekteye uğrayan ticaretin normale dönmesi için Türk hükümetinin çeşitli adımlar attığını anlattı. Krizden bu yana geçen sürede Rus tarafının Türkiye’den daha önce aldığı ürünlerin yeniden alımına başlamadığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Rusya bizden domates, biber, salatalık, narenciye alıyordu. Biz de onlardan buğday, mısır ve ayçiçek alıyoruz. Bu zaman zarfında bizden bir şey almadılar ve almamaya devam ediyorlar. Hükümetimiz de bu sürecin karşılıklı iyi niyet ile götürülmesi gerektiğini belirterek, Rusya’nın söz konusu tarım ürünleri ile ilgili alım yapmasını istedi. Krizden önce Rusya bizden 500 ila 600 milyon dolarlık alım yapıyordu. Biz de 1,5 milyar dolara yakın buğday, ayçiçek ve mısır ithal ediyorduk."


"İYİ NİYETİMİZİ SUİSTİMAL ETTİLER"


Rus yetkililerin Türk hükümetini, sürekli oyaladığını ve süreci zamana yaydıklarını belirten Tezcan, "Hükümet de haklı olarak vergiyi geri getirdi. Ürünleri artık yüzde 130 vergiyle ülkeye girecek. Tarımsal ürünlerimizden almaları bekleniyor. İleride ne olur bilinmez ancak tek taraflı ticaret var şu an. Türkiye olarak biz de alternatif kaynakları değerlendirebiliriz. Sonuçta buğdayı sadece oradan almak zorunda değiliz. Hububat olarak Rusya’dan yıllık 1 milyar 260 milyon dolarlık bir alımımız var. Dahilde İşleme Rejimi kapsamında getirdiğimiz ürünleri işleyerek yurt dışına satıyoruz. Rusya ile ilişkiler yakınlaştığı için bu şekilde destek oluyorduk. Onlar bizim bu iyi niyetimizi suiistimal ettiler. Uçak düşürülmeden önce alım yapıyorlardı. Şimdi kendi üretimimizi kendimiz yapıyoruz o nedenle sizden almıyoruz diyorlar. Ancak söz konusu tarımsal ürünleri başka ülkelerden ithal ediyorlar" dedi.
 

"HAKLI YANI OLAN BİR KARAR"


Uçak krizi sırasında Rusya'nın Türkiye'den bazı tarım ürünlerinin alımına yasak getirmesiyle birçok Türk ihraatçının zor duruma düştüğünü, zarar gördüğünü belirten İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de, "Rusya, Türk tarım ürünlerine getirdiği yasağı tamamen de kaldırmadı. Ankara’nın aldığı karar ile Rusya’nın Türkiye için önemli diğer tarım ürünlerine yönelik yasağı da kaldırmama ihtimali yüksek. Hatta yeni kısıtlamalar da gelebilir. Rusya ile tarımsal dış ticaretimizde uçurum var. Buna bakacak olursak haklı yanı olan bir karar. Sonuçta ticaret karşılıklı olmalı ve şartlar eşit olmalı" dedi.
 

"YÜZDE 130 VERGİ PAZARIN RUS BUĞDAYINA KAPANMASI DEMEK"


Listelenmeyen ülkelerden gelen buğday için yüzde 130 gümrük vergisi ödenmesinin, Türk pazarının Rus buğdayına kapanması olarak görülebileceğini söyleyen Kestelli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kararın Türk üreticisine olumsuz etkisi illa olacaktır. Rusya en büyük buğday kaynaklarımızdan biri. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik bu durumun tamamen ithalatçıların talebi olduğunu söylese de ithalat yasağı kısa vadede sektörde aktif firmalara büyük zararlar yükleyecektir. Artık un için alternatif ülkeler aranacak, farklı coğrafyalara yönelme durumu doğacak. Sonuçta stokta var olan bir ürün değil. Bu karar devam ederse, kargo taşımacılığı da dahil üreticilerimiz daha da zorlanacak."
 

"TÜRK ÇİFTÇİSİ BUĞDAY ÜRETİMİ İÇİN DESTEKLENMELİ"


Kestelli, Türk çiftçisinin üretiminin desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle dedi:

"Herkes öncelikle kendi üreticisini ve tüketicisini destekliyor, koruyor. Türkiye için en önemli tedbir Türk çiftçisinin kaliteli buğday üretiminin teşvik edilmesidir. Bunun için de kaliteli ve lisanslı tohum kullanımı, çiftçi eğitimi ve tarım girdi maliyetlerinin düşürülmesi gibi politikalara öncelik verilmelidir. İthalata dayalı bir politika yerine kendi potansiyelini değerlendiren, halkına güvenli ve sağlıklı gıdalar sunabilen ve ihracat yapan bir ülke olmalıyız. Ancak sürdürülebilir bir işbirliği için Rusya'yla ilişkiler canlandırılmalı, ticarete de devam edilmelidir. Bu anda üreticiye sağlanacak kamu desteğinin, Rusya’nın Türk mallarına uygulayacağı ve uyguladığı ambargonun getireceği uzun vadeli zararı karşılaması pek olası değil."