Ali Budak- İzmir Ticaret Odası (İTO) Ocak ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının başında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Afrin’e yönelik başlatılan Zeytin Dalı Operasyonu’nda şehit düşen askerler için saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı okundu. Nisan ayında yapılacak seçimler öncesi  5 yönetim kurulu üyesinin istifa etmesinin ardından boşalan koltuğa ise Serdar Gökhan Arıkan, Filiz Avcı Belet, Müjdat Yavuz, Oğuzhan Yaşar, Veysel Murat getirildi.


Zeytin Dalı Harekatı’na destek


Toplantının açılışında Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkin konuşan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, ‘Ülkemizin ulusal güvenliğinin sağlanması, sınırımızın hemen yanı başındaki terör örgütlerinin temizlenmesi amacıyla 20 Ocak’ta ordumuz, Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Afrin bölgesine bir hareket başlattı. Harekâtın adı Zeytin dalı. Aslında ismi bile çok şeyi anlatıyor. Amaç, sadece güvenliğimizin sağlanması değil bölgeye de barış getirmek. Hükümetimiz bölgenin teröristlerden temizlenmesi konusunda kararlı. Harekâttaki haklılığımızı dünyanın pek çok ülkesi teslim etti. Teröre karşı mücadelede tek vücut olmada bizler de aynı kararlılıktayız. Sonuna kadar haklı olduğumuz bu harekâtı yürekten destekliyoruz. Kalbimiz ve dualarımız Mehmetçik ile birlikte. Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyoruz. En büyük dileğimiz tüm askerlerimizin sağ salim ve başarıyla geri dönmesi’ dedi.


2018’den beklenti büyük


2017 yılının küresel ekonomi için beklenenden daha olumlu seyrettiğini söyleyen Demirtaş, Zeytin Dalı Harekatı’nın ülke ekonomisine etkisi hakkında ise şunları söyledi ‘2018 yılında bu olumlu seyrin devamı bekleniyor. 2018 için dünya ekonomisinin büyüme hedefi yüzde 3,1.  Euro Bölgesi’nde de ekonomik toparlanma devam ediyor. İşsizlik oranı yüzde 8,7 ile son 9 yılın en düşük seviyesine geriledi. 2018 yılında Euro Bölgesi için tahmin edilen büyüme oranı yüzde 2,1. En önemli ticaret ortağımız olan AB ekonomisindeki gelişmelerin ülkemiz ekonomisine yansımaları da olumlu olacak. Tabii ki riskler de var. Ortadoğu her zamanki gibi jeopolitik açıdan son derece riskli bir bölge olmaya devam ediyor. Ülkemiz ekonomisi için ise ilk akla gelen soru, ‘Zeytin Dalı Harekatı ekonomimizi nasıl etkiler?’ oldu. Ama ülkemiz ekonomisi ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi. Piyasaların tepkisi de olumluydu. Hatta Borsa İstanbul yükselerek, tüm zamanların rekorunu kırdı. Türk lirası ise dolar karşısında değer kazandı. Büyümede, Çin ve Hindistan’ın bile önüne geçtik. 2018’den de beklentilerimiz büyük. Perakende piyasalar da canlanmaya başladı. Sanayi üretiminde olduğu gibi ihracat tarafından da iyi haberler aldık.
 

İzmir’in payı yüzde 12,3


Türkiye’nin 2017 yılında 157,1 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdiğine vurgu yapan Demirtaş, “Bu rakam 2014 yılından sonra ulaşılan en yüksek ihracat değeri. Bununla birlikte 2017 yılında 6 sektör (otomotiv, makine, mücevher, savunma ve havacılık, meyve-sebze mamulleri, süs bitkileri) ihracat rekoru kırdı. En fazla ihracat yapılan ülkeler ise; Almanya, İngiltere ve İtalya. 2017 yılı Ocak-Kasım döneminde gümrüklere göre İzmir ihracatı 17,64 milyar dolar, ithalatı 18,75 milyar dolar oldu. Geçen yıl aynı döneme göre ihracatımız yüzde 10,20, ithalatımız yüzde 12,16 oranında arttı. Türkiye ihracatı içerisinde İzmir’in payı yüzde 12,3. İzmir turizmi 2017 yılının tamamında yüzde 13,6 büyüdü. Bu büyüme İzmir’e yakışan bir durum. Birçok ülkeye göre daha güvenli olma avantajımız ile büyümenin artacağını umuyoruz. Kentimizin risk haritası da düşük. 2018 yılının olumlu bir yıl olacağına inanıyoruz’ ifadelerini kullandı.
 

İflas erteleme kararı kaldırılıyor


Açıklanan reform paketindeki en önemli değişikliğin iflas erteleme kararının kaldırılması olarak gördüğünü söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti: Firmaların tasfiyesinden ziyade ticari hayata devamı esas alınarak iflas erteleme ile konkordatoyu bir araya getiren bir düzenlemeyi içeriyor. 6-7 seneyi bulan iflas erteleme dönemi, azami 23 ay ile sınırlandırılıyor. İflas Erteleme Kurumu yürürlükten kaldırılıyor ve Kurtarma Anlaşması Kurumu oluşturuluyor. Yeni düzenleme ile şirket kuruluş işlemleri azaltılacak, kuruluştaki yüzde 25'lik sermaye blokajı şartı kaldırılacak. İnşaat izinleri sürecinde 12 işlemin sayısı 5’e, inşaat ruhsatındaki imza sayısı 18’den 1’e düşürülecek. İflas erteleme, üreten ve katma değer yaratan bir iktisadi işletmenin yaşamını sürdürebilmesine imkan sağlayan yararlı bir enstrüman olmasına rağmen uygulamada borçların ötelenmesi ya da işletme varlıklarının transfer edilmesi amacıyla suistimal edilebiliyor. Hükümet tarafından yapılan bu yeni düzenlemenin uygulamadaki sorunlara çözüm getirebileceğini düşünüyoruz.
 

Demirtaş'tan Körfez çıkışı


Toplantıda oda üyelerinin şehir içi trafikte yaşanan sorunları dile getirmesi üzerine Demirtaş, Ulaşım Master Planı’nda yer almayan Körfez Geçiş Projesi’ni gündeme getirerek, ‘İzmir’in trafik sorununu çözmek için bir çevre yolu yetmez; iki hatta üçüncü çevre yolu planlanmalı. Otoyoldan tünel içerisinde Konak, Karataş Güzelyalı tünel içerisinde giden bir ulaşım yapılmalıdır. Limanın kuzey tarafından Konak tarafından Karşıyaka’ya vapurla gidiyoruz. Niye İnciraltı tüneli için hala bir konsörsus oluşmadı. Denizin altını da yerin altını da kullanacağız ve İzmir yaşanılır bir kent olarak devam edecek. Bunun başka yolu yok. Tramvay çok faydalı olacak ama ne kadar problemi çözdüğünü zaman içerisinde göreceğiz. Ulaşım Master Planı yapıldı ama o plan içerisinde denizin içinde karşıya geçme konusu eksik’ dedi.


‘Yerli otomobili Çandarlı’da üretiriz’


Yerli otomobil üretimi konusunda atılan adımlara ilişkin konuşan Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı: Kendi otomobilimizi yapmak için eksiğimiz yok. Türkiye artık kendi motorunu da kendi aracını da yapmak zorunda. Bunu yapılabilecek gücümüz var. Şu anda asgari gücümüzü milli savunma sanayisinden alıyoruz. Bu alanda kısa sürede çok önemli ve büyük başarılar elde edildi. Bu ortamda Türkiye’nin bir araba yapamaması kabul edilemez. Komite üye olmamam sorun değil. O komitenin sesi Belkahve’yi geçmez. İzmir’in kanaat önderleri olarak toplanacak ve elimizdeki dosyalarımızla cumhurbaşkanına başbakana sanayi bakanımıza gideceğiz. Çünkü başka şansımız yok. En ekonomik aracı da İzmir’de üretiriz. Çandarlı limanının orada 3 bin dönümlük arazi var. Orada yapılabilir. Burada ihracat yapıldığı zaman en ucuz nakil aracı deniz yolu. Dolayısıyla bunun mutlaka deniz kenarında olması gerekir. En uygunu İzmir diye düşünüyoruz ama bir lobi oluşturup, en tepedeki cumhurbaşkanımıza ulaşmamız gerekiyor.