Ali Budak- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından geçtiğimiz hafta sonu Aydın'da organize edilen Ege Bölge toplantısına katılan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarım Bakanlığı olarak üreticiyi güldürmek ve bunun yanında tüketiciyi de enflasyona ezdirmemek gibi iki önemli misyonları olduğuna işaret ederek, "Aşırı bir enflasyon olmaması lazım. İki tarafı da dengeli bir şekilde götürmeye çalışacağız. 114 bin tane birlik ve kooperatif bu ülkeye ağır geliyor. Tarım ve Orman Bakanı olarak bir hesap yaptım; 114 bin tane birlik ve kooperatife eğer randevu verirsem 5 senelik görev süremin 2,5 yılı bu arkadaşları dinlemekle geçiyor. Ziraat odalarının öncülüğünde bir çalışma yapıp, bu yapıyı sağlıklı bir hale getirmeliyiz. Kim bu konuda ehil ise benim bildiğim Kanada, Fransa ve Hollanda gibi örnekler var. Kooperatifler değerli, kooperatifçilikten asla vazgeçemeyiz ama bu yapıyı sağlıklı bir yapıya dönüştürmemiz gerekiyor. Ziraat odalarını bir tarafa koyuyorum ama oda ve birliklerde çiftçi üzerinde tahakküm kurmaya çalışanlar oluyor. Tarım ve Orman Bakanı olarak bunlara asla müsaade etmeyeceğim" dedi.

 

Örgütlerin üretici için işlevi yok

Tarım bakanının tarımdaki örgütlenme durumuyla ilgili yaptığı açıklamanın daha önce de eski bakan Faruk Çelik tarafından dile getirildiğini söyleyen tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, "Tarımdaki örgütlenme durumu Faruk Çelik'in bakanlığı döneminde gündeme gelmişti. Evet, özellikle tarım ve hayvancılığa baktığımızda çok sayıda örgüt olduğunu görüyoruz. Bu örgütlerin hepsinin görevi farklı olmasına rağmen her işi yapıyorlar. Örneğin, damızlık birlikleri ıslah çalışmaları yapmak için kurulmuştu ama şu anda süt desteği dağıtıyor. Çiftçinin elindeki ürünün pazarlanması ve girdi maliyetlerinin azaltılması için kurulan kooperatifler de asıl işlerinin dışında devletin verdiği desteklemenin dağıtılmasıyla uğraşıyor. Devletin verdiği destekleri çiftçiye ulaştırmada aracılık yapan bu yapılar ise bir süre sonra çiftçinin üzerinde bağımlılık yapıyor. Çünkü destekleri onlar verdiği için süreç içerisinde de çiftçiye istedikleri gibi baskı yapabiliyor. Bu da sıkıntı oluşturuyor" dedi.

"Güçlü kooperatif için üreticinin birleşmesi gerekiyor"

Bir dönem çok güçlü kooperatiflerin olduğunu ancak bunların sayısının çok az olduğunu ve sonrasında da işlevsiz hale geldiklerini belirten Yıldırım, "Örneğin, Fiskobirlik çok güçlü bir yapıydı ama şimdi hiçbir işlevi kalmadı ve hiçbir şey yapamıyor. Zaten etkili ve güçlü bir kooperatif ya da birlik için öncelikle üreticinin örgütlü olması gerekiyor. İzmir'deki Tire Süt Kooperatifi buna örnek verilebilir. Çünkü bu yapıda üretici, hem ürününü daha rahat pazarlıyor, hem girdi maliyetlerini azaltarak para kazanıyor. Bu süreç düzgün işlediğinde hem üreticiye hem de ülkeye ciddi katkı sağlar. Ancak siyasi anlamda çok fazla örgüt kurarak örgütleri işlevsiz hale getirmek de zarar verir. Örneğin, bugünkü Ziraat Odaları Birliği'nin Türkiye'nin her köyünde delegesi var. Ancak işlevi sadece üreticiden aidat almak olan, ayda bir defa da market fiyatıyla üretici fiyatı arasındaki farkı açıklayan ve üreticinin derdiyle ilgilenmeyen bir konumda. Atatürk döneminde kurulan Tarım Kredi Kooperatifleri, üreticinin üretim yapmasını kolaylaştırmak amaçlıydı. Şu anda ise ithal gübreye ya da ithal tohuma aracılık yapıyor. Bir an önce çiftçinin güçlenmesi, maliyetlerinin azaltarak ürününden para kazanmasını sağlayacak politikalar hayata geçirilmeli. Güçlü örgütlenme sadece ve sadece çiftçilerin güçlerini birleştirmesi ve birlikte hareket edebilmeleriyle olur. Başka türlü olacağına inanmıyorum" diye konuştu.


Örgütlenmenin temeli kooperatiftir

Bakan Pakdemirli'nin kafasındakini bilemediğini söyleyen TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi, ise şöyle konuştu: "Çünkü sadece örgüt sayısındaki fazlalıktan söz etti. Biz ülkede bir örgüt karmaşası sorunu olduğunu savunuyoruz. Bunu kastediyorsa da bu konuda bakanla örtüşüyor olabiliriz. Bu yapıların sadeleşmesi gerektiğini uzun zamandır da söylüyoruz. Bir yerde kooperatif, diğer tarafta birlik kavramları üzerinden desteklenmeler dağıtılıyor. Bu ise karmaşa yaşatıyor. Örgütlenmenin temeli kooperatif. Hatta desteklemelerin de kooperatif üzerinden yapılması gerekir. Burada da özellikle üreticilerin bu yapının içerisinde yer almaları ve güçlerini birleştirmeleri gerekir. Her yerde küçük de olsa üreticilerin kooperatifleşmesini savunuyoruz. Tabi bu holdingleşen kooperatifleri destekliyoruz anlamına gelmesin. Üreticinin maliyetlerini düşüren ve ürününü pazarlamasını sağlayarak, güçlenmesini sağlayan yapıları arttırmalıyız. Ancak aynı köy içerisinde aynı amaç için kurulan kooperatifler de var. Bunların da olmaması gerekiyor."