Ali Budak- Ege Bölgesi Sanayi Odası(EBSO) Mayıs ayı olağan meclis toplantısı düzenlendi. Meclis toplantısında konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, kurların yükselirken Türkiye’nin müdahaleye geç kaldığını ve enflasyonun tetiklendiğini söyleyerek, yabancı yatırımcılarında Türkiye’ye yatırım yapmaktan çekindiğini söyledi. Yorgancılar, yılın ikinci yarısında kurlarda istikrar sağlanana kadar faiz politikasının daha etkin kullanılması gerektiğini dile getirdi.

Merkez Bankası hiçbir şey yapmadı


Petrol fiyatlarının 3.5 yılın en yükseğinde olduğunu aktaran Yorgancılar, 2017 yılında dolardaki artışın yüzde 21 iken, 2018’in ilk 5 ayında yüzde 20’yi aştığını söyleyerek, ‘Sadece Mayıs ayında yüzde 17 oranında bir dolar kuru artışı ile karşı karşıyayız. Özel sektörün döviz açık pozisyonu toplamı 223 milyar dolar, dış borcu 326 milyar dolar iken, Merkez Bankası’nın hiçbir müdahale içinde bulunmamasını, ülkemizin fakirleşmesini, enflasyonun tetiklenmesini sadece izledik. Dünyaca ünlü ekonomistler Türkiye’deki olumsuzluğun gelişmekte olan ülkeleri de peşinden sürükleyeceğini açıkça yazdı’ dedi.

Döviz belirsizliklerden dolayı arttı

Artışa dair birçok sebep bulunduğunun altını çizen Yorgancılar, şöyle devam etti: Merkez Bankası’nın müdahalede gecikmesi, enflasyondaki artış ve bu artışın devam edeceği yönündeki beklentilere sebep olduğu gibi; cari açığın, hem yüksek olması hem de petrol fiyatlarındaki artışa bağlı olarak yükselmesi, dış borç geri ödemelerinin Nisan-Mayıs ayında yoğunlaşması, bölgesel yani jeopolitik risklerin artması, 12-13 Haziran tarihindeki FED toplantısından faiz artışı beklentisi, erken seçim ve sonrasına ilişkin siyasi belirsizliklerinde kurların üzerinde etkisi oldu.

‘MB, piyasayı daha etkin yönlendirmeli’

Yorgancılar, 18 Nisan’daki erken seçim kararının ardından Merkez Bankası’nın sadece 0,75 puan faiz artırarak süreci izlemeyi tercih ettiğini ve ilk adımı 16 Mayıs’ta attığını belirterek, ‘Piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumlarının yakından takip edildiği ve gelişmelerin enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de dikkate alınarak gerekli adımların atılacağı ilan edildi. Birçok kararın ardından en son 1 Haziran itibari ile 1 haftalık vadeli repo ihale faiz oranı 16.50 olan politika faiz oranına eşitlenerek, sadeleştirmeye gidildi. Son hamleler olumlu oldu ancak tabloya baktığımızda da sürecin nasıl kötü yönetildiği açıkça ortadadır. Baktığımızda dolar bugün 4,57, Euro 5,33 seviyelerinde ve hala olması gerekenin çok üstünde. Beklentimiz Merkez Bankası’nın para politikasını öncelikle normalleştirmesi yani istisnai bir araç olan geç likidite penceresi yerine gecelik pencereden ve haftalık repo faizi kanalından piyasayı yönlendirmesi. Ayrıca, kurlarda istikrar sağlanıncaya kadar faiz politikasını normal kanaldan etkin olarak kullanması gerekiyor’ şeklinde konuştu.

‘Tek çare faiz artırımı değil!’

Kurlardan bağımsız olarak, hükümetin piyasaları canlandırma girişimlerinin önemli olsa da geçici adımlar olduğunu vurgulayan Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü: Belirsizlik, güven ortamının sorgulanması ve geçici, kalıcı olmayan adımlar sorunları ortadan kaldırmıyor. Birçok uluslararası değerlendirme kuruluşu tarafından yatırımcılara Türkiye’ye dair ciddi uyarılarda bulunuyor. Bu da sermayenin kaçması anlamına geliyor. Artan kurlar ile birlikte artan maliyetler ve enflasyon özellikle üretici üzerinde ciddi baskı yapacak. Tek çarenin Merkez Bankası faiz artırımı olmadığını da çok iyi biliyoruz. Peki neler yapılmalı (?) diye düşünüyoruz Öncelikle piyasa-Merkez Bankası ayrışması giderilmeli. Kalıcı çözüm için, ithalat bağımlılığını düşürecek şekilde üretim yapısında dönüşüm sağlayacak önlemler hayata geçirilmeli. Makro ekonomik istikrar için reformlara odaklanılmalı. Maliye bir yıllık borçlanma programını açıklamalı. Sanayi ve tarımsal üretimde enerji maliyetleri ÖTV indirimi ile düşürülmeli. Olağanüstü hal kapsamı yeniden değerlendirilmeli, adalet reformu gündeme alınmalı. Bürokraside liyakat ve performans temelli kariyer sistemi yerleştirilmeli. AB ile ilişkiler yeniden hız kazanmalı, Britanya’nın ayrılıyor olması fırsata dönüştürülmeli. Suriyeli sığınmacılar ve Suriye sorununun çözümüne kalıcı çözüm üretilmeli.

Yeni dönemde ciddi bir mücadele bizi bekliyor

Yeni dönemimizde 130 olan meclis üye sayısını 132’ye çıktığını ve meclis yaş ortalamasının 55 olduğu bilgisini veren EBSO Meclis Başkanı Salih Esen, 64 meslek komitesinde toplam üye sayısının da 328 olarak belirlendiğini söyledi. Türkiye’de son 5 yıllık dönemde ciddi belirsizliklerle ve zorluklarla mücadele edildiğini ifade eden Esen, Türkiye’nin de içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan jeopolitik gerginlikler küresel ölçeğe taşındığını ve Türkiye’nin konumu itibariyle yaşananlardan en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu dile getirdi. Esen, ‘Tüm bu zorluklara rağmen var gücümüz ile mücadele edip ekonomik açıdan istikrarlı bir seyir izlemeyi başardık. 2017’de ekonomideki yüzde 7,4’lük ve sanayi üretimindeki yüzde 8,9’luk büyüme oranının bu mücadelenin bir eseri olarak görüyorum. Ancak, bugün ulaştığımız genel veriler ve ekonomik durum itibariyle çok daha keskin virajları olan bir yola girmiş bulunuyoruz. 2018-2022 çalışma dönemimizde, jeopolitik ve ekonomik açıdan çok daha ciddi bir mücadelenin bizi beklediğini görüyorum. Umarım yanılıyorumdur’ dedi. Esen, 24 Haziran seçimlerinin Cumhuriyet tarihinde ilk defa yeni bir yönetim sistemine de geçişi temsil eden bir seçim olduğunu ve sadece Türkiye için değil bölge coğrafyasının geleceği için de belirleyici nitelikte olacağını söyledi.