FATİH ÖZKILINÇ- Pandeminin yol açtığı belirsizlik ve artan yağ talebi gerekçe gösterilerek Tarım ve Orman Bakanlığı'nın talebiyle, Ticaret Bakanlığı tarafından dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına 31 Ekim 2021 tarihine kadar yasak getirilmesi sektörde tepkilere neden oldu. Bakanlığın sektör temsilcilerinin görüşünü almadan aldığı kararla ilgili Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi(UZZK) Yönetim Kurulu Başkanı Ümmühan Tibet değerlendirmelerde bulundu. Bakanlık tarafından böyle bir müdahalenin yapılmasını doğru bulmadıklarını ifade eden Tibet, “Zeytinyağı bizim kültürel varlığımız. Sofralık zeytin, zeytinyağı devlet politikasıyla takip edilmesi gereken çok önemli milli bir ürünümüz. Böyle bir konuda el birliği ile sektörün bütün paydaşlarıyla görüşüp karar alıcıların buna göre karar vermesi gerekir. Bugüne kadar tahammüller hep bu şekildeydi. Biz sektörün çatı kuruluşu olarak ülke politikalarımız çerçevesinde bakanlıklarımızla beraber çalışıyoruz. Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatının yasaklanması gibi radikal bir karar alınırken sorulmaması bizi incitti” diye konuştu.

 

Milli menfaatlere ters

Markalı, ambalajlı zeytinyağı ihracatının desteklenmesi gerektiğini her zaman ifade ettiklerini dile getiren Tibet, “Bugün geldiğimiz noktada yüzde yüze yakın bir artış oldu. Bugün toplam ihracatın yıldan yıla değişmesiyle birlikte kutulu, ambalajlı ihracat yüzde 50’lere kadar geldi. Bu ihracatın arttırılması bir, iki günde olmuyor. Bizim dengeyi tutturabilmek için üretim, tüketim miktarının ve üreticimizin emeğinin karşılığını alması anlamında üreticimizin hak ettiği fiyattan ürününü satması son derece önemli. Biz her zaman üreticinin bu menfaatini gözetiyoruz.  Pandemi döneminde ihtiyacımız artmasına rağmen zeytinyağı tüketimindeki artışta markalı, ambalajlı satışlarımız artmadı, düştü. Bu durum sektörümüzün daralmasına neden oluyor. Üretici, hak ettiği fiyattan ürününü satıp maliyetini çıkartıp kazancıyla geçimini sağlayabilmeli. Biz bunu sağlarsak zeytin ağacı bakımı ve yeni fidanların dikimi artar. Ancak bu şekilde sektörümüzü büyütebiliriz. Bu kararın üretici üzerindeki etkileri çok olumsuz olacak. Piyasaların buna tepkisi fiyatların düşmesine neden olacak. 1994 yılında buna benzer karar alındığında üretici çok büyük zarar gördü. Bu karar bizim milli menfaatlerimize ters, vazgeçilmeli” şeklinde konuştu.

Talihsiz karar

Zeytinyağı tüketiminin genel tüketim içinde yüzde onluk bir paya sahip olduğunu belirten Tibet, “Bizim arz ve talebi karşılayacak yağımız var. Bu karardan olumsuz etkilenen üreticinin elindeki yağın fiyatı düşecek. Biz sektörü büyütmeye çalışırken anlık bir karar alınması hem ihracatçımızı zorda kalmasına sebep oldu. Çünkü yapılmış olan bağlantılar var. Döviz kurlarının da etkisiyle geçtiğimiz yıla göre ihracatımız düştü. Burada problem olan eskisi gibi tankerlerle gitmiyor. Ağırlıklı olarak varil ve konteyner bazında ihracatlarımız var.  Amerika Birleşik Devletleri’ne ciddi boyutlara ulaşan zeytinyağı ihracatımız olumsuz etkilenecek. Dünyanın 140 ülkesine varille ihracat gerçekleştiriyoruz, olumsuz etkilenecek. Hem üretici hem de ihracatçı açısından son derece talihsiz bir karar” dedi.

Sürdürülebilir üretim şart

Sektörün ihracat yasağı ve hileli ürünlerle kuşatıldığını dile getiren UZZK Yönetim Kurulu Başkanı Ümmühan Tibet,  “Kaliteli üretim yapan üretici mağdur oluyor. Üreticinin ekmeğinden çalınıyor. Bir taraftan taklit ve tağşişli ürünler, bir taraftan da ihracat yasağı üreticinin mağduriyetini katlanarak arttırıyor. Bizim endişemiz, üreticimizi koruyamayacağız endişesi taşıyoruz. 1994 yılındaki kararda bunu yaşadık. Tarih tekerrür etmemeli, ders almalıyız. Üreticimizi küstürmeyelim. Zeytin ağacı varlığı bakımından dünyanın ikinci ülkesiyiz. Buna göre bir piyasa düzeni oturtmamız gerekiyor. Sürdürülebilir üretim ve ticaretin her yönüyle teşvik edilmesi lazım. Bugün üreticimiz en pahalı mazotu, gübreyi kullanıyor. Bunlar son bir yılda yüzde yüz arttı. Bir litre zeytinyağının maliyeti 25 liranın üzerinde. Biz üreticiye uygun ortam oluşturmazsak seneye nasıl ürün bekleyeceğiz?” ifadelerini kullandı.