TARİŞ Zeytin Zeytinyağı Birliği bünyesinde kurulan ve Dünya Zeytin Konseyi ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yetkilendirdiği laboratuvar, bu tür hileli ürünler için çalışmalarını yoğunlaştırdı. Ar-Ge Müdürü Meltem Zengin, hileli ürünlerin çıplak gözle anlaşılamayacağını, bunun için tüketicilerin markalı ürünleri ve özellikle de teneke ya da çam şişeli ambalajları tercih etmelerini istedi.

Sağlıklı yaşamın vazgeçilmez besinlerinden zeytinyağında fiyatların önemli ölçülerde artması, tüketimi de aynı şekilde olumsuz yönde etkileyip, düşmesine neden oldu. Beş litrelik zeytinyağının marketlerdeki raf fiyatı 100 TL'ye kadar çıktı. Geçen yıl 7 TL olan üretici litre fiyatları, bu yıl artan iç talep ve dünya fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle 13 TL'ye çıktı. Bu fiyat, ambalajlandıktan sonra market rafında 20 TL'ye kadar yükseldi.

TAĞSİŞLİ ÜRÜNLERDE BÜYÜK ARTIŞ OLDU

Zeytinyağı fiyatlarındaki bu artışlar üzerine, vatandaşların alım gücünün üstünden olmasından dolayı bazı kişiler de hileli, tağsişli ürünler, üretmeye başladı. İnsanların ucuz olduğu için tercih ettiği bazı ürünlere yapılan analizlerde, bunların zeytinyağı olmadığı, kanola, prina ya da pamuk yağı olduğu tespit edildi. Tağsiş iddialarının gündeme gelmesiyle, zeytinyağına yönelik teknik analizlerin nasıl yapıldığı sorusunu akla getirdi.

Türkiye'deki zeytinyağı analizlerinin yapıldığı en önemli merkez ise, Dünya Zeytin Konseyi ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın da yetkilendirdiği İzmir'de TARİŞ'teki analiz laboratuvarı oldu. Burada hem çeşitli kurumların gönderdiği yağlara hem de piyasadan rastgele alınan ürünlere belli aralıklarla analizler yapıldığı açıklandı. Rastgele alınan ürünlere yapılan analizlerde tağsiş tespit edildiği zaman, markanın Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'ne bildirildiği, konseyin de bakanlık nezlinde girişimler yaptığı açıklandı.

Tariş Ar-Ge Müdürü Meltem Zengin, laboratuvar ve çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Zeytinyağında saflık ve kalite analizleri yaptıklarını söyleyen Meltem Zengin, “Hem kalite hem de saflık kriterleri çerçevesindeki incelemelerde, içerisine farklı yağlarının karıştırılıp karıştırılmadığını tespit ediyoruz. Yüzde bir oranına kadar ölçebiliyoruz. Piyasadan, raflardan yağ alıyoruz ya da numuneler geliyor onların da analizini yapıyoruz. Bakanlık yetkili laboratuvar olduğumuz için, onlardan da numuneler geliyor ve gerekli analizleri yapıyoruz" dedi.

'PLASTİK ÜRÜNLERDE ALMAYIN'

Zeytinyağında tağsiş yapıldığını doğrulayan ve sık sık da bu yönde ürünlerle karşılaştıklarını anlatan Meltem Zengin, "Zeytinyağında tağsiş yapılıyor, bu yıla özel bir durum değil aslında. Yıllardır devam eden süreç. Fiyatlar arttığı için aradaki farklar açıldı sadece. Biz tağsiş tespit ettikten sonra Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'ne bildiriyoruz. Onlar da bakanlığa bildiriyor, o marka ürünlere yeniden analiz yapılmasını sağlıyor ve ceza uygulanıyor. Tağsişde daha çok kanola yağı, prina yağı ve pamuk yağıyla karşılaşıyoruz. Bunlar zeytinyağı adı altında satılıyor. Normal vatandaşın bu hileyi ayırt etmesi mümkün değil. Laboratuvarda çok ciddi analizlerle bunları tespit ediyoruz. Vatandaşlarımız bu yüzden markalı ve güvendikleri yağlara yönelmeli. Tüketici, aldığı ürüne güvenmek zorunda. Zeytinyağı buzdolabında donar inancı var. Evet doğru ama bu da tüketiciyi yanıltıyor. Bu sadece yeterli olsa bizim bu laboratuvarı kurmamız gerekmezdi" dedi.

Özellikle pazarlarda organik olduğu söylenip satılan, plastik-pet ambalaj içerisideki yağların alınmamasını tavsiye eden Meltem Zengin, "Biz pazarlarda organik olduğu söylenip satılan ürünlere her zaman analiz yapmıyoruz. Fakat şunu söyleyeyim; gerçekten içerisinde zeytinyağı bile olsa bir saat güneşte durması o yağın okside olmasına neden oluyor. Naturel zeytinyağı özelliği gidiyor. Aslında plastik ürünler içerisinde yağ satılması yasak değil ama, kullanılmamalı. Plastik ürünlerdeki polimerler, yağda çözüldüğü için bunlar sağlık açısından olumsuz etmenler. Çok sağlıklı bir ürün, bu tür nedenlerden dolayı size zararlı hale gelebiliyor. Tüketici teneke, cam şişe gibi ambalajları tercih etmelidir. Plastik, saklama koşullarından dolayı, sağlık açısından olumsuz ve tehlikeli bir hale geliyor" dedi.

'TAĞSİŞ ÇIĞIRINDAN ÇIKTI, DOLANDIRICILIK GİBİ İŞLEM YAPILMALI'

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Emre Uygun ise, tağsiş konusunun, bu yıl çığırından çıktığını söyledi. Emre Uygun, "Çözüm olarak da bizim önerecek bir yöntemimiz yok, gerekli uyarıları sektör tarafından yapıldı, kontrollerin nasıl yapılacağına devlet yetkilerinin karar vermesi lazım. Tağsiş yapanların cezalandırılma yönteminin değişmesi lazım. Bu sene zeytinyağında fazla olduğu için onu dile getiriyoruz, gıda sektöründe tağsişe uygulanan cezalandırmanın değişmesi lazım. Bir firma yakalandığı zaman yaklaşık 15 bin TL cezası var. Zaten bunu da erken ödediği zaman yüzde 25 indirimi var. Firmanın, tağsişten elde ettiği haksız kazancın yanında bu hiçbir şey değil. Nitelikli dolandırıcılık gibi karşılanmalı, ağır cezada yargılanan, ağır şartlarda cezalandırılacak çözüm yolları olmalı. Bütün gıda ürünlerinde olmalı bu cezalandırma. İnsanı kandırıyorsunuz, bu adice bir suç. Sonuçta, insanların kafası bulanıyor. İnsanlar yağ alıyor bir teneke, ne yapacak bin TL verip analiz mi yaptıracak? Tağsişli olaylar, zincir marketlerde olmuyor genellikle. Yerel marketlerde, pazarlarda oluyor. Bilindik markalar en azından daha güvenli olabilir. Ama yağın piyasa fiyatı belli. 12 TL'ye yağ alıyorsanız orada bir problem olduğu belli. Ucuz yağlara şüpheyle yaklaşılmalı" dedi.