Elektrik, çok eskilerden ta Eski Yunan'dan beri bilinmekle birlikte kullanım alanı anlamında yaşamımıza 19. Asır sonlarına doğru katılmış olmalıdır.
M.Ö. 6. YY.'da Eski Yunan'da bilgin Thales, kehribar adını verdiğimiz kuru çam reçinesinden oluşan çubuğun kumaşa sürtüldükten sonra etrafındaki küçük cisimleri çektiğini görüp bu olaya "Elektron" adını verdi. Sevgili Thales; nereden bilecekti  ki, çok daha sonraları aradan 2000 yıldan fazla geçmiş olsa da bulduğunun "Elektrik" adıyla tanımlanarak  günümüz insanlarının  gündelik yaşamlarında akıl almaz bir yer bulacağını nereden bilsindi? Hemşerimiz  Anadolulu  Thales; elektrik ampulünü bulan Edison'un kendisinden daha çok meşhur olup daha çok çok para kazanabileceğini nereden aklına getirebilirdi? Hem de o doğru akımcı  Edison'un, alternatif akımcı Nikola Tesla'nın hakkını yiyerek ulaşabildiği noktaları nereden bilsindi?
Ve hatta; doğruluğa ve erdeme dayalı Eski Yunan düşüncesinin gün gelip de Türkiye'nin Enerji Bakanı Sn. Berat Albayrak'ın  desteğiyle adaletsizliğe yol açarak kayırmacı düşüncenin koruyucusu konumuna gelen bir kanuna dönüşebileceğini  nereden bilsindi Thales?
Garibim; evet, nereden bilsindi? O sadece yaşanmış bir fizik olayının tanımını yapmakla kendi görevini yapmış biri sanıyordu. 

***
Oysa bakınız; değerli ve kıymetli TBMM'deki  değerli ve kıymetli  iktidar partisinin değerli ve kıymetli üyelerinin oylarıyla -bence-  ülke tarihinin kendi vatandaşlarının zararına yol açabilecek onlara en ağır kazıkları atabilecek  en ağır hükümleri içeren yasa maddeleri nasıl da hemencecik (!) kabul ediliverdi.
Şimdi bakınız ve özenle okuyunuz. Bu yazdıklarımda, bu yazdığım ve kabul edilen yasa hükümlerinde vatandaş yararına tek bir nokta var mıdır? Lütfen; tek tek inceleyiniz. Bana kalırsa geçmişteki Osmanlı'daki kapitüler hükümler bile bu denli ağır ve bağlayıcı değillerdi. Hazır mıyız, izlemeye?


Yasada; "Teknik ve teknik olmayan kayıp" tanımı yer alıyor. Teknik ve teknik olmayan kayıp; "Dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen teknik kayıp ve kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik sebeplere dayanmayan kayıp" olarak tanımlanıyor.

Basın ve görsel  medya bu yasa maddeleri konusunda epeyce yayın yaptı ama iddia ediyorum; bu yasanın vatandaşlara getireceği yükler konusunda ne yazık ki ciddi bir çekince grubu oluşturulmamıştır. Medya bu işin peşini bırakır mı, bırakmaz mı?  Bilemem...
Bu görüşüm ayrı bir inceleme konusu olabilir.

***
Şimdi ben başka bir konuya değineceğim. Ne demektir kayıp kaçak bedeli?
 
Sizin ya da bağlı olduğunuz kurumunuzun bir malı çalındı. Olur a; ne yaparsınız? Devletin, sizin haklarınızı ve varlığınızı koruma görevi vardır. Siz onun için devlete vergi ödüyorsunuzdur. Bu kaçınılmaz bir olgudur. Devletin de görevi; kolluk kuvvetleri aracılığı ile çalıntıyı bulmak ve onu yapanları cezalandırmak olmalıdır. Öyle de olmalıdır, bir ölçüde olmuştur da. Bu arada; kimsenin aklına vay burada bir hırsızlık, bir kaçak bedeli var onu diğer vatandaşlara bölüştüreyim gibi akla ters bir uygulama gelmemiştir. Gelebilir mi?

***

Şimdi gerçek yaşama dönelim, günümüzdeki elektronik sistemler kaçağın nerelerde olduğunu  bire bir bulabilmektedirler.  Böyle bir ortamda bu denli  teknolojik olanakları kullanabilme şansı varken elektrik dağıtım şirketlerinin işin kolayına kaçarak kayıp kaçak bedeli tanımıyla yeni bir gelir unsuru yaratma uğraşlarını bence yalnızca ve yalnızca "Bir hakkın kötüye kullanımı" olarak görmek doğru olmayacak mıdır?. Lütfen içtenlikle yanıt veriniz, olmayacak mıdır?
Esenlikle kalınız...

TÜRKÇE İÇİN NOT
Münübüs, Minübüs değil  MİNİBÜS (TDK Türkçe Sözlük Sh. 1687)