İngiltere bir süredir banknotlarını (kâğıt paralarını) aşamalı olarak tedavülden kaldırmakta ve yerlerine polimer malzemeden paraları dolaşıma sokmakta. İngiltere'nin en büyük (ve en az kullanılan) parası 50 sterlin ve yenisi 2021'de tedavüle girecek. Ülkelerin çoğunluğunun plastikten kaçındığı ve uzaklaştığı bir dünyada bu tercih garip gelebilir. Ancak polimer kâğıt paraların da bazı avantajları var. Sahtelerini üretmek çok daha zor, kullanım ömürleri kâğıt paraya göre iki kat daha fazla ve bu nedenle tedavülde oldukları süre boyunca maliyetleri daha düşük. Plastik ilgili çevresel sorun kolay kolay çözünmemesi. Bu dezavantajı özellikle gıda, içecek ve diğer tüketim maddelerinin paketlerinde görüyoruz. Fakat bu dezavantaj merkez bankaları için önemi bir avantaj. Eskilerinin yerine ne kadar daha az banknot basılırsa o kadar iyi, fakat kâğıdın çözünmesinin de daha düşük bir çevresel etkisi var.
Polimer banknot yeni bir düşünce değil. Büyük dünya ekonomileri arasında kullanmada öncü ülke Avustralya ve başlangıcı 1992'ye kadar uzanıyor. İngiltere halen polimer 5'lik 10'luk ve 20'lik sterlin banknot kullanıyor. İngiltere Merkez Bankası'nın banknotlarının ön yüzlerinde Kraliçe II. Elizabeth'in yüzü var. Arka yüzlerinde ise Britanya tarihinin ünlü, saygın ve unutulmaz kişilerinden birinin yüzü bulunuyor.

Daha önce bu biçimde onurlandırılan bilim adamları arasında Newton, Darwin ve elektrik biliminin öncüsü Michael Faraday var. Ancak bu kez 50 sterlinlik banknotların arka yüzünde yüzü olacak bilim adamının Alan Turing olarak seçilmesi tabii ki çok önemli ve çok anlamlı. Bana göre bu, 2013 yılında kraliçe tarafından bu büyük adamın resmi affı olarak beyan edilen ancak çok gecikmiş bir özrün bir parçası.
Turing'in yaşamı en azından sıradan değildi. Cambridge Üniversitesi'ndeki matematik eğitim ve derecesinden sonra doktorasını ABD'nin New Jersey eyaletindeki Princeton Üniversitesi'nde, matematiksel mantığın ve teorik bilgisayar bilimlerinin babalarından biri sayılan ünlü Alonzo Church'un yanında tamamlamıştı.
Turing Makinesi nedeni ile bilgisayar bilimcilerinin tümü Alan Turing'in adını bilirler. Bu varsayımsal bir bilgisayarın matematik modelidir. Tasarım olarak son derece yalın olmasına karşılık, ne kadar karmaşık olursa olsun her bilgisayar algoritmasını simüle edebilecek güçtedir.
Bilgisayım (komputasyon) ve mantık üzerine yaptığı akademik çalışmalardan sonra, 1938 yılında İngiliz Hükümeti tarafından çok gizli bir tesiste, 19'uncu yüzyıldan kalma bir malikânede özel bir görev için işe alındı. Gizli görevindeki hedef Enigma kodlarını çözmekti.
Enigma, telsiz kanalları üzerinden gizli mesajların aktarımını sağlayan, donanımlı birer daktilo görünümlü Enigma makinelerinin kullanıldığı bir Alman askeri şifreleme sistemi idi.
Şifreleme sistemini anahtarı gizli idi ve düşman eline geçmesi (ve de geçti), çözülmesi olasılıklarına karşı sık sık değiştirilmekte idi. Enigma, şifrelerin sık değiştirilmesi sayesinde, Almanya'nın düşmanlarının eline geçse bile, yarar sağlayacağı süre sadece birkaç gündü.
Turing makinenin analizi üzerinde çalıştı ve mesajları, tüm klavye tuş birleşimlerini kullanmadan deşifre etmenin çözümünü buldu. 532 trilyon olası tuş birleşimi göz önüne alınırsa başarının büyüklüğü de anlaşılır. İngiliz tarihçilerinin tahminlerine göre, Turing'in, Kuzey Atlantik'teki Alman denizaltı tehdidine karşı kullanılan ve sonunda Müttefiklerin Avrupa'yı istilasını sağlayan çalışması 2. Dünya Savaşı'nı 2-4 yıl kısalttı.

Bildiğimiz çağdaş bilgisayarların temelinde Turing'in çalışması ve raporları var.  
Türkiye'de de İstanbul Bilgi Üniversitesi bile geçmişte 'Turing Günleri' adı altında Komputasyon (bilgisayım) Teorisi kongresi düzenledi.
Turing için ne yazık ki o yıllarda İngiltere'de homoseksüellik yasalara aykırı idi. Gün geldi, yargılandı, suçlu bulundu ve sadece bir hormon tedavisini kabullenme koşuluyla hapis dışında tutuldu. Ancak bu tedavi onu güçsüzleştirdi, iktidarsızlaştırdı ve göğüs dokularının büyümesine yol açtı.  
Toplumda resmen küçük düşürülen Turing'in İngiliz Hükümeti için herhangi bir iş yapması yasaklandı. Çok yazık ve çok üzücü ki siyanür zehirlenmesi yoluyla intihar ederek 1954 yılında sadece 41 yaşında ilen yaşama veda etti.
Ölümü ile ilgili tartışmalar sürüyor. Bazı komplo teoricilerine göre öldürüldü; çünkü İngiliz Gizli Servisi komünistlerin ünlü homoseksüelleri ele geçirip şantaj yoluyla casus olarak kullanma olasılığından endişe ediyordu.
Belki de yeni banknot ile ilgili en dikkat çekici ayrıntı, Enigma şifre makinesini çözen ve Bombe adı verilen makinenin resminin altındaki şerit boyunca bulunan binary (ikili) kod. Şerit, sonsuz uzunluktaki şeritleri hafıza olarak kullanarak çalışan varsayımsal (hipotetik) bilgisayarı yani Turing makinesini temsil ediyor. İkili kodun açılımı Turing'in doğum tarihine 23 Haziran 1949'u işaret ediyor.
Ölümünden sadece on yıl sonra başlayan bilgisayar teknolojili yeniçağ hakkında Alan Turing'in neler yazmış olabileceğini bilmek isterdim. Banknotun üzerinde de yer alan ve 1949 yılında yapılmış bir röportajdan alıntı, aşağıdaki sözünden, çalışmasının derinliğinin ve kalıcılığının farkında olduğu anlaşılıyor:
Bu, geleceğin bir ön tadımı ve neler olacağının sadece gölgesi...