Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk tam bağımsızlığı şöyle tanımlar: "Tam bağımsızlık; siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu alanlardaki faaliyetlere ulusal irade hakim olmadıkça tam bağımsızlık sağlanamaz. Ulusal irade, ancak egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu devletlerde tam olarak ifade edilebilir. Bunun için de cumhuriyet rejimine ve işleyen bir demokrasiye ihtiyaç vardır."

* * *
Peki, on altı yıldır neden siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve diğer alanlara milli irade hakim olamadı? Neden cumhuriyet rejimine ve işleyen demokrasiye sahip çıkılamadı? Neden tam bağımsızlığımız korunamadı?
Çünkü ulusal irade kurbağa misali yavaş yavaş korkutuldu, uyuşturuldu ve uyutuldu.
Uyandığında ise cumhuriyet rejimi, işleyen demokrasi, siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri ve kültürel bağımsızlık ve ulusal egemenlik kişisel yetki konusu haline getirildi.
* * *
Değerli okurlarım, bağımsızlığımız, egemenliğimiz ve cumhuriyetimize yönelik tehditler her zamankinden daha fazla.
Türkiye Cumhuriyeti bir dönüm noktasında...
Buradan çıkmayı sağlayacak tek bir yol ve tek bir güç vardır.
O yol Mustafa Kemal'in çizdiği yoldur. O güç ise Mustafa Kemal Atatürk'ün güvendiği Türk geçliğidir.
Mustafa Kemal Atatürk milli bağımsızlığımız ve cumhuriyetimiz tehlikeye girdiğinde onu koruyacak ve savunacak güç olarak Türk Gençliği'ni görür. Ona güvenir ve gençliğin ne yapması gerektiğini Gençliğe Hitabesi'nde anlatır.
İşte, Mustafa Kemal Atatürk'ün günümüz Türkçesi ile Gençliğe Hitabesi:
Ey Türk gençliği!
Birinci görevin Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır. Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. Bu temel en değerli hazinenedir. Gelecekte bile, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır.
Bir gün bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için, bulunduğun durumun olanak ve şartlarını düşünmeyeceksin! Bu olanak ve şartlar, çok elverişsiz bir özellikte ortaya çıkabilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetini yok etmek isteyecek düşmanlar, bütün dünyada eşi görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorla ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi eylemli olarak ele geçirilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acı ve daha tehlikeli olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar duyarsızlık, sapkınlık ve hatta ihanet içinde bulunabilirler. Üstelik bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını işgalcilerin siyasi istekleriyle birleştirebilirler. Ulus fakirlik ve çaresizlik içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir. Ey Türk gençliğinin evladı! İşte, bu durum ve şartlar içinde bile görevin Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Gereksinim duyduğun güç damarlarındaki asil kanda bulunmaktadır! (Mustafa Kemal Atatürk-20 Ekim 1927)