Geçen Cumartesi espor takviminin en önemli olaylarından biri yaşandı: 2018 League of Legends Dünya Finali. 2009 yılında başlatılan oyunun yaratıcısı Amerikan stüdyosu Riot Games'in sahibi artık Çin eğlence endüstrisi devi Tencent. 5'e 5 bir oyun olan League of Legends espor dünyasının en büyük ödüllerinden birini veriyor. 2018 yılının 2,25 milyon dolarlık ödül toplamından 800 bin dolarını finali kazanan takım topladı gitti.  

Finaller Güney Kore'nin Incheon kentindeki Munhak Stadı'nda yapıldı. Stat, 2002 Dünya Kupası'nın grup karşılaşmaları için inşa edilmiş, 49 bin seyirci kapasiteli bir futbol stadı idi. İşin ilginç yanı Türk futbol milli takımı bu statta turnuvanın başlarında Kosta Rika ile 1-1 berabere kalmış ama daha sonra ilerleyerek Dünya Kupası'nı 3'üncü bitirme başarısını göstermişti.

Çok daha büyük bir kitle, çoğunluğu Çinli olmak üzere 200 milyon izleyici ise eşzamanlı olarak internet canlı yayın şirketi twitch.tv'den finali izlemek üzere ekran başındaydı. Çinli olmayan izleyicilerin sayısı 2 milyon civarındaydı. 200 milyon izleyici tabii ki Dünya Kupası finallerinin ekran başına getirdiği 1 milyar seyirciden daha az, ancak League of Legends daha şimdiden rugby ve basketbol sporlarından hatta Formula-1 oto yarışlarından daha çok izleyici topluyor.

Bu yılı özellikle ilginç yapan, Koreli ve Çinli oyuncuların tamamen egemenlik kurduğu espor dünyasında, Fnatic adlı, daha önce 2011'de dünya şampiyonu (tabii ki başka oyuncularla) olan bir Avrupa takımının ikinci kez dünya birinciliğini koparma şansını yakalaması idi.

Final gecesinde rakibine mutlak üstünlük gösteren Çinli takım Invictus Gaming (IG) '5 Maçın En İyisi Serisi'ni 3-0'lık bir zafer ile kazandı. Fnatic, ikinci ve üçüncü maçlarda umut verici noktalara ulaştı ise de, orta koridor oyuncuları, Rasmus 'Caps' Winther'in gücünden istifade edemediler, çünkü IG bu koridora sürekli baskı uygulayarak kontrol altında tuttu ve böylece Fnatic'in yıldız ormancısı Mads 'Broxah' Brock Pedersen haritanın diğer iki koridorunda önemli hamleler gerçekleştiremedi.
    
Kazananlar Çinliler de olsa, aslında takımlarında, başta, kesinlikle maçın adamı olan Song 'Rookie' Eui-jin olmak üzere 2 Koreli oyuncu vardı. Yakın geçmişte birçok Koreli oyuncu, büyük maaşların çekiciliği ve kendi ülkelerindeki takımlara girebilmek için olağanüstü rekabet karşısında daha küçük bir takımda ilk beşlide oynamanın mantığı ile uluslararası takımlara katıldı. Fakat 2016'dan bu yana, son üç yılda Kore takımlarının dünya finallerinde büyük üstünlük kurması üzerine usta oyuncular Kore'ye geri dönmeye başladılar. Rookie ise 2015'te sadece Çin'e taşınmak ile kalmadı aynı zamanda takım arkadaşları ile daha iyi iletişim kurabilmek ve daha az deneyimli oyuncuların eğitimine kendi çapında yardımcı olmak için Çince öğrenmeye ve Çin'e yerleşmeye karar verdi.

21 yaşındaki deneyimli oyuncu, alışılmamış bir biçimde, Cumartesi gecesi maçtan sonra sahneye çıktı ve Çinli taraftarlarına Mandarince hitap etti ve sonra da Koreli seyirciler için Koreceye tercüme etti. Koreli süperstar oyuncu Faker ile karşılaştırılması ve belki de artık kendisinin dünyanın en iyi oyuncusu kabul edilebileceği konularında ne düşündüğü sorularına mütevazı bir şekilde cevap verdi. Bu kadar iyi bir oyuncu olarak düşünülmesinin gurur verici olduğunu ancak Faker gibi 4 dünya finaline katılan ve ikisini kazanan bir oyuncunun seviyesine ulaşması için daha çok yolu olduğunu söyledi.

Her ne kadar, Avrupa'da antrenman maçı için karşılarına çıkacak dünya şampiyonası seviyesinde takım azlığına rağmen, yıllarca hiçbir Avrupa takımı yarı finallerden öteye geçemezken, Fnatic'in 2018 finallerinde yeniden görünmesi, beni gelecek yıllarda Avrupa takımlarının neler yapabileceği konusunda düşünmeye sevk ediyor. Birçok ülkede espor hâlâ meşru bir spor olarak kabul edilmezken, Türkiye dâhil Avrupa'da kuşkusuz büyük sayıda keşfedilmemiş yetenek varken, ben Türk oyuncuların da artık iyi sonuçlar almaya başlayacağını düşünüyorum. Ancak önlerindeki en büyük engel kendi evleri Türkiye'de henüz yeterince rekabet olmaması...  

Pek çok kişi, grup ve özellikle de küçük oyuncuların ebeveynleri tarafından hâlâ marjinal, alışkanlık yapıcı ve çeşitli bakımlardan zararlı kabul edilen bu sporun dünya finallerinden neden söz ettim? Neden ayrıntıya girdim ve sık sık bu köşede bu konuya dönüyorum?

Türk halkının futbola tapındıkları kadar olmasa da ben espor hayranıyım (ve de oyuncusuyum). Zararına değil faydasına inanıyorum. Ebeveynler çocuklarını profesyonel olarak futbolcu, basketbolcu görmeyi normal sayıyorlar. Oysa bu sporlarda risk yüksek, başarı şansı çok az. Ünlü olma ve çok para kazanacak seviyeye ulaşma şansı milyonda bir ve yola yeni çıkanlar için koşullar eşit değil.  

Bu oyunda ise fırsatlar var. Hiç olmazsa oyuncu evladınızın futbol stadında başına darbe alması veya bacağının kırılması, basketbol sahasında kolunun kırılması gibi riskler yok. Boks gibi sporları saymıyorum bile.  

Birçok spor dalında spor ömrü çok kısa. Oysa espor, oyuncuların beyinlerini devamlı ayakta tutuyor. Bu beyinler başka alanlarda da örneğin iş hayatında başarılı oluyor.

Ayrıca benden söylemesi ödüller giderek büyüyor. Bence bir kez daha düşünün.