İzmirli ve İstanbullu farkını Tülin Tekin yazmış.

İzlenim ve gözlemlerine göre; Çeşme artık İzmir halkının mekânı değil. Hiç bir İzmirli daracık, milletin geçerken masalarına çarptığı sokaklarda oturup Blush’ın şişesine 225TL vermez.
‘İzmirliler Blush içmez bir kere. İzmirli dediğin zaten 250 metrekare evinin geniş terasında kurar rakı sofrasını takılır orada!’ diyor ve devam ediyor:
‘Alaçatı bugün Alaçatı ise sebebi İstanbul...
Neyse, Alaçatı’nın o bilindik sokağını unut.
Orası Alaçatı Port artık.
İlerde kaza olmuş gibi bekliyorsun.
Hatunlar yanmış…
Kumsal yanığı değil, kumsalda yananlar Alaçatı’nın o ana sokağında… Bunlar solaryum yanığı, ya da tekne yanığı çünkü başka türlü o kadar eşit yanamazsın.
Suada’nın havuzunda hazirandan beri yattıkları için yanmışlar.’

 
ÖZGÜR RUH


Tülin Tekin yazısına devam ediyor;
‘İzmirliler vermez o kadar para açık havaya, zaten onlar hep açık hava. Cam hep açık onlarda.
Dikkat et 34 plakaların hepsinin camları kapalıdır, Çeşme’de 35’ler camı açar.
Klimalı araba alamadıklarından değil, en iyisini alırlar ama dertleri özgür ruh. Hepsi birer Özgür Willy.’
İzlenimi bu kadarla kalmıyor Tülin Tekin’in…
Şimdi anlattıklarını nakledeceğim sanıyorum okuyucularım 10 üzerinden 10 verecektir.
‘İzmir halkı bu kadar hengâme sevmez.
İzmirli adama rakısını ver balığını ver yeter!
Daraltma adamı, ara sokaklara sokma, trafiğe sokma, park yeri düşünmesin, telefonu hep çalmasın…
İstanbul bu yüzden sevilmiyor İzmirliler tarafından.
Rahat olmaları lazım onların.’

 
BİZİM GİBİ DEĞİLLER

‘İstanbullular öyle değildir ama hep farklı bir yer ararlar, düzeni bozmak isterler.
Ahtapot Carpaccio yemek için buradan kalkıp 50 km öteye giderler. İzmirli adam gitmez.
Alıştığı balıkçıya gider. Ahtapotu bildiği gibi yer. İstanbullu çaba sarfeder, İzmirli önüne ister.
İzmir Starbucks’ın tutmadığı tek yer dünyada, ya ötesi var mı? Starbucks’ın zarar ettiği tek şehir olabilir bence.
İzmirliler kendilerini üzmüyorlar.
Starbucks dediğinin olayı, işe gitmeden önce falan kahve almak yani hani hareket halindeyken de kahve içmek…
İzmirli zaten işe 10’da gidiyor.
İzmir’de büyük şirket mi var %80’i kendi işini yapıyor zaten.
Niye acele acele içsin kahvesini adam?
Cuma akşamı 3’te otobana çıkıp Çeşme’ye gidecek zaten.
İstanbullu gibi Cuma günü yarım saat önce çıkmayı 2 hafta önceden planlayıp zorla kuaföre gitmiyorlar.
İzmirli bilmez Long Weekend için 476 TL uçak bileti vermenin ne demek olduğunu.
Kısacası;
İzmirli kendini sever, İstanbullu sevilmek ister.
Tatil biraz da bizi kimsenin tanımaması, bizim kimseyi tanımamamızdır aslında ama İstanbullu ister ki herkes bizi tanısın, biz herkesi tanıyalım.’