Haber Ekspres olarak sağlık ve sanat konularına büyük önem verdiğini, verdiğimizi biliyorsunuz.
Bu nedenle bugün son gelişmelerle sağlık konularını ele almaya çalışacağım. Eminim çoğumuz bilmiyoruz;
1-7 Haziran İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi Haftası...
Şunu söyleyeyim: İyot eksikliği pek çok hastalığa zemin hazırlıyor!

Hep erken teşhis

Önemli bir halk sağlığı sorunu olan iyot yetersizliği hastalıklarına dikkat çekmek ve bu hastalıkların yol açtığı sağlık problemlerini erkenden önleyebilmek için her yıl Haziran ayının ilk haftası çeşitli farkındalık çalışmaları düzenleniyor. Dünyadaki önlenebilir zihinsel geriliğin başlıca nedeni olan iyot, insan vücudunda çok az miktarda bulunan normal büyüme ve gelişme için gerekli olan bir element olarak biliniyor. İyot eksikliği anne karnında ve bebeklikte; ölü doğum, bebek ölümünde artma, zeka geriliğine neden oluyor. Çocuk ve gençlikte, guatr, öğrenmede güçlük,  büyüme ve zihinsel sorunlara yol açıyor. Yetişkinlerde ise guatr ve tiroid beziyle ilgili problemlere neden oluyor. İyot Yetersizliği Hastalıklarının tamamen ortadan kaldırılamasa bile önlenebilir bir sorun olduğuna dikkat çeken Dr. Hulusi Sam, iyotun vücutta depolanmadığı için bu maddenin küçük miktarda ve düzenli olarak alınması gerektiğini ifade etti.

'Sağlıklı hayatınızın, ilk günü olsun'


Ara başlık belki 'bu ne demek?' diyerek, dikkatinizi çekti. '31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü' olduğu için başta Yeşilay olmak üzere açıklamalar yapıldı. Bir ara Gülseren E. Yeniçay konuyu ele almıştı:
İstanbul'da Sarayburnu'nda lüks tarihi konutta bulunan Yeşilay Genel Merkezi ile yönetim kurulu üyeleri ile çalışanları dile getirmişti. Tütün kullanımının halk sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu ve sigaraya bağlı hastalıklar sebebiyle dünyada her yıl 5 milyon insanın hayatını kaybettiğini biliyoruz. Yeşilay Cemiyeti İzmir yöneticileri şöyle diyor:
'Sigarayla etkin mücadelemiz, farkındalık çalışmalarımız ve her yaş grubuna özelleştirilmiş içeriklerle eğitimlerimizi sürdürüyoruz. Yeşilay Cemiyeti olarak ciddiyetin farkındayız ancak bu konuda seferberlik ilan etmemiz gerekiyor. Çünkü uzmanlar; tütün kullanımı bu şekilde devam ederse, 2030 yılına geldiğinde 8 milyondan fazla insanın hayatını kaybedeceğini belirtiyor.'

'Kalbinizi koruyun!'

Sağlık Bakanlığı ile birlikte sigarayı bırakmaya yönelik; 'Sigarayı Bırak, Hayatı Bırakma' kampanyasını hayata geçiren' İzmir Yeşilay Cemiyeti yetkilileri, 'İzmir'de sigarayı bırakmak isteyen, bizlere başvuran vatandaşlarımızı uygun polikliniklere yönlendiriyoruz. Bunların yanı sıra kamu spotlarıyla da sigarasız yaşam üzerinden mesajlar veriliyor' diye konuşuyorlar.

Bizim evimiz neresi?

Doç. Dr. Hepcan hafta içindeki konferansta; 'Burası bizim evimiz ve başka bir evimiz yok. Dünya hayat dolu ve çeşitlilik sahibi bir gezegen ancak ne yazık ki çoğu zaman ne kadar şanslı olduğumuzu unutuyoruz. Binlerce yıldır rezerv halinde tutulmuş karbonu keşfetmemiz ile birlikte bunu kullanıp atmosfere saldığımızda bütün dengeleri ve düzeni olumsuz olarak değiştirdik. Bugün yaşanan sorunların temel nedeni büyük oranda insandır' dedi.
Değişen iklim ile mevsim normallerinin üzerinde sıcak hava dalgalarının meydana geldiğini belirten Doç. Dr. Hepcan, sıcak hava dalgalarının yaşamı zorlaştırdığını açıkladı. Hava kirliliğini sessiz bir katile benzeten Doç. Dr. Hepcan, 'Hava kirliliği bazen gözle görülüyor bazen ise görülmüyor, kirletici gazlar ve özellikle partikül maddeler akciğer solunumu yapan canlıların hayatlarını tehdit ediyor. Ne yazık ki bugün birçok kent bu problemi yaşıyor ve değişen iklim insanların yaşamlarında değişikliklere gitmelerine yol açıyor günümüzde havanın duruma bakmaksızın yanımızda şemsiye, güneş kremi gibi eşyalar bulundurmaya başladık. İklimin değişmesi hem karasal hem de sucul ekosistemi olumsuz yönde etkiliyor' diye konuştu.
Hastalıkların müjdecisi gibi bu anlattıkları...

'Kuşaklar arası bir problem olacak!'

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise 'Küresel İklim Değişikliği ve Kentler' adlı sunumunu gerçekleştirdi.
Tüketimi azaltılmasının ve gereksiz enerji israfının önüne geçilmesinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Kadıoğlu 'İklim değişikliği hepimizin problemi ancak bizden çok gelecek kuşakların problemi haline geldi, onlara sıkıntılı ve kirli bir dünya bırakıyoruz ve iklim değişikliği kuşaklararası bir problem olacak' dedi.
Dünyada meteorolojik afetlerin sayısının ve şiddetinin her geçen gün artmış durumda olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kadıoğlu, 'İklim değişirken biz nasıl değişmeliyiz?
İklimin değişmesi ile meydana gelen afetlerden nasıl korunmalıyız?
Afet öncesinde, sırasında ve afet sonrasında ne gibi önlemler alınmalı?' gibi sorular hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Biliyorsunuz; Şu 'yandaş' dediklerimiz var ya, yağışlardan sonra İzmir'in 'ne gavurluğunu' ne de 'basiretsiz yönetimini' ele alıyorlar, ileri sürüyorlar, bu arada, Ankara'ya 'denizin geldiğini', İstanbul'u sellerin götürdüğünü, AKP'li Anadolu şehirlerinin devletten ekstra büyük paralar almak için 'özel kanunlardan' yararlandıklarını görmezden geliyorlardı.


HAFTANIN HABERLERİ

'Fenilketonüri' hastalığına dikkat çektiler

'1 Haziran Ulusal  Fenilketonüri   Günü' idi... Akademisyenler 'Fenilketonüri' hastalığına dikkat çektiler...
Kalıtsal bir metabolik hastalık olan Fenilketonüri'ye dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 1 Haziran 'Ulusal Fenilketonüri Günü' olarak kutlanıyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Çoker, 'Biz genetik kökenli doğumsal metabolizma hastalıklarının takip ve tedavilerinin yapıldığı 'Metabolizma-Beslenme' kliniğinde çalışıyoruz. Fenilketonüri hastalığı da onlardan bir tanesi. Fenilketonüri hastalarını takip ederken, hekim, diyetisyen, hemşire ve bununla ilişkili laboratuvar birimleri olarak birbirimizle iletişim halinde çalışıyoruz. Tek kişinin takip edebileceği bir hastalık olmadığı için ekip olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Fenilketonüri hastalığı, temelde genetik bir bozukluğa bağlı olarak gelişiyor. Protein metabolizmasının çalışmasıyla ilgili bir hastalık. Proteinler aminoasitlerden oluşuyor. Fenilalanin de bu aminoasitlerden bir tanesi. Vücutta fenilalanin, metabolize olup yararlı hale gelemiyor. Aksine zehirli maddelere dönüşüp birikerek, çocuğu yıllar içinde yavaş yavaş zehirleyerek kendini gösteriyor. Fenilketonüri böyle bir hastalıktır' dedi.