Ramazan ayının başında ve Bayram’da medyada en fazla yer alan haberlerin arasında ‘yemek kültürü’ oluyor…

Uzmanlar hatta doktorlar iftarda, sahurda ve Bayram günlerinde ne yenip ne yenilmemesi konusunda çeşitli önerilerde bulunurlar.

Ben de bugün hem ‘Ramazan Bayramınızı’ kutluyor ve ustaların düşüncelerini anlatmaya çalışacağım.

Unutmayalım;

Yemek sanat ve yaşamdır…

Beş duyumuza da hitap eder…

Bambaşka mesleklerde sürüklenip günlük iş telaşında boğuşurken ara ara durup hayalindeki mesleği düşünen pek çok insan var.

Bir gün bunu gerçekleştirebileceğini, en azından deneyebileceğini hayal eden ya da imkânsız gözüyle bakan…

Son zamanlarda birçok kişinin hayalini kurduğu mesleklerden biri de aşçılık, daha doğrusu şeflik..

Tabii ki bu da bizim karşımıza; yenilikçi işlerle, cesur projelerle ve tabii eşsiz tatlarla karşımıza çıkıyor.

Yemek yapmak birçok insanımız için de bir tutku…

İŞLERİ İLGİLENMEK

Bu dönemde restoranlar kapandı ama şef olarak gurme deneyimlere evde devam etmek isteyen ev halkına özel böyle bir hizmet sunabilmek, çok önemli…

Size bir ‘private chef’in deneyiminden söz edeyim:

Bir private chef ne yapar, nasıl çalışır algısını yönetmek her yeni şey gibi başlarda zor olsa da artık bu söylem oturdu.

Bir ‘private şef’ günlük yemeğinizi hazırlamaktan tutun, tatilde yanınıza alacağınız sağlıklı atıştırmalıklarınıza, haftalık yemek programınıza, davet menülerinize ve o çok uzaklarda yediğiniz aklınızda kalan tabağa kadar her şeyiniz ile bizzat ilgilenir.

Dediğiniz gibi size bir nevi gastronomi koçluğu yapar.

Hatta mutfağınızda kullanmadığınız malzemelerinizin detoksunu, yeni aldığınız evinize mutfak ekipmanı alışverişinizi bile yapar.

Çok kârlı ve güzel bir iş…

Müşteri çok…

Parası da çok iyi…

Ama şunu da unutmayalım;

Profesyonel dünyanın haricinde artık evde yemek yapma ve yeme kültürü de çok gelişti

Klasik ‘karın doyurma’ gibi içgüdüsel ihtiyaçların haricinde yemek yapmaktan ve yemekten keyif alma, farklı tatların hazzını deneme, merak etme duyguları daha ön planda yer alıyor.

Herkes kendi evinin amatör şefi oldu adeta.

Gastronomi bir sanat dalı olarak geçmese de birçoğumuz yemek yapmanın bir sanat olduğu konusunda hemfikiriz.

ŞAİR GİBİLER

Şunu da söyleyeyim:

Bir şef çok farklı şeylerden ilham alabilir.

Söylediklerine göre: Bu bazen bir malzeme, bazense rutinlerinden uzaklaşıp, farkındalığın yüksek olduğu bir anda doğayı hissetmelerine bağlı olabiliyor.

Çok güzel bir kuşkonmaz veya naif bir marul, farklı renkte bir elma gördüklerinde ondan esinlenip yemek tasarlayabiliyorlar.

Yerel pazarlar bunların büyük ilham kaynağı.

YOKLUK DÖNEMLERİNDE

Birçok yemek yokluk dönemlerinde ortaya çıkmıştır.

Kurbağa bacağı ve sümüklü böceğin tüketimini et alamayanların yaptığı bir gerçektir.

Mesela bizim Türk kültüründe olan pastırma, Hun Türklerinin yanlarında götürebilmek için atın altında baharatlarla kuruttukları, bastırma yaptıkları etin bugünkü geldiği şeklidir.

Aslında kültürel ihtiyaçlar ve yerel olarak büyüyen ürünler gastronomiyi belirler.

Anadolu topraklarında çok farklı medeniyetler, kültürler yaşamış olduğu için her kültürün de bizim mutfağımıza ayrı bir getirisi, etkisi vardır.