Sosyal medya artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Günümüzün iletişim kurma yolu.

Eskiden tanışınca birbirine kartvizit veren insanlar, zamanla cep telefon numarası, mail adresi verirken şimdi sosyal medya kullanıcı adı vermeye başladı. Gerçi vermeye de pek gerek kalmadı artık. Herkes adını soyadını bildiği bir kişinin, yedi sülalesine ulaşabiliyor sosyal medyadan. Nereliymiş, nerelere seyahat etmiş, nerede, nasıl bir evde yaşarmış, evli mi yoksa bekar mıymış? Bu ve daha fazla bilgiye elinin hemen altındaki bir cep telefonu veya tabletle anında ulaşabiliyor isteyen herkes. Ama ulaştığımız bilgiler ne kadar doğru orası tartışılır. Çünkü orası sosyal medya. Kimileri için tamamen bir hayal dünyası. Olmak isteyip olamadıkları mesleğe, güce, zenginliğe, estetiğe, kişiliğe ve hatta mutluluğa sahip oldukları dünya. Ütopya. 
Gün geçmiyor ki yeni bir sosyal medya üzerinden dolandırılma haberi duymayalım. Kimi iş, kimi aşk vaadiyle dolandırılan binlerce insan var. Kimi parasını, kimi hayallerini kaybediyor. Gördüklerine veya duyduklarına inanıp aldanıyorlar. Sonra bazısı televizyon kanallarında hakkını aramaya çalışıyor, bazısı sessizce savcılığın yolunu tutuyor, suç duyurusunda bulunuyor. Dolandırıldım diyor. Gördüğüme inandım. Kandırıldım. Peki, paramızı yada hayallerimizi kaybetmesek de, yani şikayetçi olacağımız somut bir olay olmasa da, biz de her gün yüz binlerce kez kandırılmıyor muyuz sosyal medya üzerinden? Evet kandırılıyoruz. Filtrelerle! Neredeyse tüm sosyal medya platformlarında fotoğraf ve videolar için özel olarak yapılmış milyonlarca filtre var. Ne yalan söyleyeyim ben de zaman zaman bu filtreleri kullanıyorum. Makyajsız veya cildimin solgun olduğu bir anda fotoğraf çekileceksem, tüm kadınlar gibi biraz renk gelsin yüzüme diye filtrelere başvuruyorum. Ama beni ben olmaktan çıkarıp, bambaşka birine dönüştüren, on yaş küçültüp, babam görse tanıyamayacak hale getirenlere değil. Öyle filtreler var ki milyon liralık estetik ameliyatlar yapıyor. Dudaklar doluyor, yüz geriliyor, burun küçülüyor, gözler çekiliyor, boy uzuyor oluyorsunuz Adriana Lima. E ama artık fotoğraftaki siz değilsiniz ki. Ve inanın normal haliniz daha güzel. Neyse zevkler ve renkler tartışılmaz. Daha önemlisi hayatlarını filtreleyenler. Dış görünüşünden memnun olmayanı anlayabiliyorum ama yaşamadığı hayatı yaşıyormuş gibi gösterenlere ne demeli? Hep mutlu, çok mutlu olanlara ne demeli? Herkes istediği yerde fotoğraf çekme ve paylaşma hakkına sahip elbette ama bir kez gittiği tatilde fotoğraf stoklayıp, hemen her hafta sonu birkaçını paylaşıp, “biz hep tatildeyiz” imajı vermeye çalışanlara sözüm. Başkasına ait otomobilde fotoğraf çekip, “yeni arabam hayırlı olsun” diye fotoğraf paylaşanlara sözüm. Ünlü ve pahalı mağazalardan içi boş karton poşetler alıp, “hadi gelin bugün aldıklarıma bakalım” diye video atanlara, ödünç aldığı çantanın başrolde olduğu masa fotoğrafları paylaşanlara sözüm. Kiralık ya da başkasına ait yazlıklarda, teknelerde sahibiymiş gibi paylaşım yapanlara ve en önemlisi hep çok mutluymuş gibi davrananlara sözüm. Yani kandıranlara, dolandıranlara… Kimse her an, her dakika mutlu olmaz. Olamaz. Çünkü hayat inişler ve çıkışlarla dolu. Maddiyat kısmında ise tüm bunlara sahip olanlar eğer “görgüsüz” değillerse zaten böyle paylaşımlar yapmaz. Çocuklarımız ve büyümüş ama mantığı gelişmemiş kişiler için çok tehlikeli bir durum bu. Ne yazık ki göze sokulan bu hayatlara inanmak ve negatif anlamda özenmek ardında onlarca soruna yol açıyor. Artan boşanma sayılarını bile bu konuya bağlamak mümkün. Gördüğü hayata özenip eşine baskı yapan veya terk edenlere Allah akıl fikir versin dışında bir sözüm yok ama canım çocuklar, gençler; siz her halinizle çok güzelsiniz. Kendinize has özelliklerinizi başkalarına benzetmeye çalışmayın çünkü her biriniz çok özelsiniz. Sizden bir tane daha yok. Teksiniz. Hayatta çaba harcayarak sahip olduğunuz, ilk maaşınızla kendinize aldığınız hediyeden daha kıymetlisi yok. Kıymetlisiniz. Biliyorum, siz sosyal medyada size her sunulana inanmayacak kadar akıllı ve zekisiniz… Darısı her gün gündüz kuşağında inandım, kandırıldım diyenlerin başına.