Avrupa'nın kulüpler bazındaki en büyük kupası olan Şampiyonlar Ligi finali 27 Mayıs'ta İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda oynanacak.
Virüsle savaş konusunda ülkemiz maalesef yenilgiye uğruyor. Her şey çığırından çıkmış durumda. İnsanlar kurallara uymuyor, bir de üzerine yasaklar gevşetiliyor. Dolayısıyla virüslü insan sayısı her geçen gün katlanarak artıyor. İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde tehlike çanları çalıyor.
Şimdi durum böyle iken, bu gidişatı mutlaka gözlemleyen UEFA, geçen sene finali ülkemizden aldığı gibi, bu sene de aynı şeyleri ihtimaller dahilinde bekletiyor olabilir.
UEFA yanında finale çıkacak takım oyuncuları, ülkemize gelmek istemeyebilir. Bu nedenle kulüpler de UEFA'ya başvurarak finalin daha güvenli bir ülkede oynanmasını isteyebilir. Böyle bir durumda UEFA'nın buna kayıtsız kalması beklenemez.
Bu süreci tekrar yaşamak istemiyorsak, bir an evvel hem devlet hem de kişisel olarak önlemler almamız gerekiyor. Önümüzde 2 ay kadar bir zaman var. Virüsün ülkemizi kırıp geçirmesi için çok ama önlemler almak için az zamanımız var.

Benden şeytanca bir fikir

Geçen hafta cumartesi günü gazetede çıkmayan ama internette yayınlanan yazımda Galatasaray ile Çaykur Rizespor arasında oynanan karşılaşmaya değinmiş ve bir pozisyon hakkında yapılan yorumlarda herkesten farklı fikirde olduğumu yazmıştım.
Michalak topla kaleye doğru ilerlerken, ayağını omuz omuza mücadele ettiği Yedlin'in önüne doğru açmış, sarı kırmızılı oyuncu ayağına takılınca düşmüştü. Faulü yapan Yedlin dendi ama bana göre ise tam tersi çelme takan Michalak'tı. 
Aklıma gelen ama yazmayı unuttuğum bir konu içimde uhde kaldı, bu hafta yazmayı uygun gördüm. Hakemin verdiği ve herkesin aynı fikirde olduğu bu kararı takımlar ve oyuncular kendi lehlerine kullanabilirler. Ceza alanı içerisinde kaleye giderken, yanyana çok mücadeleler olur. Topla oynayan futbolcu, topu koruma bahanesi ile ayağını açar, rakibi tarafından darbe alır ve yere düşerse hem kırmızı kart yedirtir hem de penaltı kazanır. Madem kurallar böyle, buna antrenmanlarda özellikle forvet oyuncularının çok çalışmasını, rakiplerini tuzağa düşürüp, çok büyük üstünlük elde etmelerini öneririm.

FB yerine GS menüsü

Bir restoranlar zinciri, taraftar menüsü yapmış. Bir müşteri Fenerbahçe menüsü istemesine rağmen, çalışan Galatasaray menüsü vermiş. Bu 1 kere değil, 3 kere başına gelmiş ve fişin fotoğrafını çekip, sosyal medyada paylaşmış.
Buna yapılan yorumları okudum, 2 farklı düşünceye sahip insanlar olduğunu gördüm. Bazıları hemen çalışan ve Galatasaray üzerinden eleştiride bulunmuş. Bazıları da aklı selim davranıp, tamamen mantıklı yorumlar yapmış.
Bu tür paylaşımlar, insanları germekten başka işe yaramaz. Bir sorun varsa, bunu önce kendin çözeceksin. Yani daha ilk siparişinde yanlış menüyü aldığında hemen değiştirteceksin. Bu en doğal hakkın. Eğer ikincisinde de aynı durumla karşılaşırsan, işte o zaman hem değiştirtecek hem şikayette bulunacak ve bu hatanın sebebini öğreneceksin. Işte o zaman internette paylaşıp, herkesi bu konuda detaylıca bilgilendirip, uyaracaksın.