Usta Gazeteci Murat Eştürk notuyla birlikte görüntüyü de göndermiş..

Söylediği şu;

'Görmüşsünüzdür mutlaka bunu.

'Aman canım ne var?' deyip geçilemez.

Reddetmeli, tuzaklara düşmemeli, umut tacirlerine paye vermemeli.

Her yanı kapsayan bu fırsatçı zekâlara hoşgörüyle bakılamaz, Başkasının acısından kar elde eden 'reklamcı dayanışmacılık da' başka bir tuzak!

Deprem sonrasında saatler sonra, kendisini kurtaran itfaiyeci amcasının ancak parmağına tutabilen, tutunabilen Elif bebeği hatırlıyorsunuz değil mi?

İşte bunu paraya çevirmek için bir kupa üzerine sözde tasarım yapanlar, bundan menfaat yani kazanç bekliyorlar.

Bir de şunu yazmışlar;

'Umudunu asla kaybetme!'

Zamanı be adam?

Aynı görüntü ve değişik protesto gösterileri gün boyu sürdü...

Söylenen şu:

'Tasarımınız batsın!'

Sadece biri...

Duymuşsunuzdur?

Alsancak'ta bir banka şubesi batar kat oluşturmak için apartmanın kolonlarını kesmiş...

Tabii ki apartman boşaltıldı...

Sakinlere verilen süre; bir saat!

Sonra;

Bir ev bulacaklar, sadece üzerlerinde giysileriyle...

Peki böyle onlarca kişiye ne yapılacak?

Merakla bekliyoruz...

Çünkü başkaları da var...

Demek ki!

Bakalım Hüseyin Altınay'ın şu sözlerine kulak veren çıkacak mı?

'İzmir'in depremde en güvenilir semlerinden, Bornova Atatürk ve Evka 4'tü,

Söylenenleri ben de doğru olarak biliyorum.

Ama ne hikmetse 6.9 luk depremde benim binam ve benim binamdan sonra 4 veya 5 binada hasar oluştu.

Bunların içinde en çok benim binam zarar gördü.

Hasar büyük...

Bayraklı'dan sonra inşallah Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilgi gösterir!

Bizlere de uğrarlar.

Beş gündür bütün sakinlerimiz binayı terk ettik.

Allah önce Bayraklı'da vefat edenlere rahmet eylesin...

Ailelere sabırlar ihsan eylesin!

Ama lütfen birileri de bizimle ilgilensin...'

Temiz duygularla, halisane temenni...

Ben de şunu söylüyorum.

Devlet Baba her türlü sıkıntıyı gidermelidir, hem de bekletmeden...

Birçok kişi evini terk etti...

Bunların zararlarını kim karşılayacak?

Bir tas çorba ile bu iş olmaz...

İstanbul'dan, Ordu'dan, Ankara'dan her yerden yüzlerce binlerce kişiye yemek çıkaracak mutfaklar geldi...

Önemli olan söylentilere imkân tanımamak...

Kimlere ne yardım ve destek veriliyorsa açıklanmalı...

Hiç kimse aç ve açıkta bırakılmamalı..

Tabi bu arada rütün işler kesinlikle aksatılmamalı...

İki örnek; İyi ve kötü...

İşte gerçek esnaftan ya da işyeri sahibinden örnek davranış!

Bunu da Fevzi M. Gültekin'den öğrenelim:

'Bayraklı deprem bölgesindeki Kahve Aşkına Cafe sahibi;

İsminizi bilmiyorum!

Fakat size ve tüm personelinize binlerce teşekkür ediyorum...

Sabaha kadar tüm ürünlerini bedava veren üstüne üstlük Arama Kurtarma Ekiplerine gece boyunca hem sığınma hem de sıcak içeceklerle,  üstüne üstlük tüm yiyeceklerini karşılayan aslan yürekli adam...

Sana sonsuz teşekkürler...'

Böylesi de var...

Halkın getirdiği yiyecek ve içecekleri alıp fahiş fiyatla satan da...

İşte bunları artık ayırmamız ve gerekeni yapmamız lazım...

DİP EKSPRES

Küresel gıda fiyatları yükseliyor

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün raporuna göre, küresel gıda fiyatları, tahıllar, şeker, süt ürünleri ve bitkisel yağlar başta olmak üzere Ekim ayında art arda beşinci ayda da artmaya devam etti.

Ticareti en fazla yapılan gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarını izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi, Ekim 2020'de ortalama 100.9 puan olarak, Eylül'e göre yüzde 3.1 ve Ekim 2019'daki değerinden yüzde 6.0 üzerinde çıktı.

Artışın başlıca nedeni, buğday fiyatlarındaki daralan ihracat, Arjantin'deki kötü büyüme koşulları ve Kuzey Amerika, Karadeniz bölgesi ve Avrupa'da devam eden kurak havanın kışlık buğday ekimlerinin etkilenmesidir.

Mısır, yemlik arpa ve sorgum fiyatları da Ekim ayında yukarı yönlü baskı altında kalırken, pirinç fiyatları da geriledi.

Ege'de Rektör ne diyecek?

Gazeteci Enver Kaya bildirdi:

'Güzel İzmir'imize geçmiş olsun.

Cuma günü İzmir'de yaşanan yıkıcı depremin ardından. Ege üniversitesi edebiyat fakültesinde bazı bölümlerde yüksek lisans ve doktora derslerinin yüz yüze yapılacağını bilgisi öğrencilere tebliğ edildi.

Kimi öğretim görevlisi, bunu demokratik bir şekilde öğrencilerin oylamasına sundu.

'online veya yüz yüze mi yapılsın?' şeklinde oylama yaptı.

Çoğunluğun isteği üzerine online yaparak adaletli bir yaklaşımda bulundu.

Kimi öğretim üyesi ise direk yüz yüze yapacağını belirtti.

Ege üniversitesi kampüsü içerisinde iki üç tane diri fay bulunuyor.

Deprem bilimcileri ve İzmir deprem Vali Yardımcıları da bu konuyu biliyor.

İzmir fay hattı haritasında da bu faylar görülmektedir. Sonuç olarak Bilimsel bir gerçektir.

Birçok kişi, 'Yeni acılar mı yaşamalıyız böylesine karar vermek için.?' diye soruyorlar.'

Ben de bir ekleme yapayım;

Deprem bir yana, birçok önemli üniversitede, devlet kurumlarında, özel işletmelerde pandemi nedeniyle yeni sıkı tedbirler alınırken, Ege Üniversitesi yönetiminin ve Rektörün herhalde bu konuya duyarsız kalması beklenemez....

Bu çocuklar bizim geleceğimiz, birinin burnunu bile kanamasını istemeyiz..