Betül Elmasoğlu'nun yeniden aday olmadığı Ege İş kadınları Derneği'nin başkanlığına Nilhan Antitoros oy çokluğu ile seçildi.
Şimdi kutlamaları kabul ediyordur.
Hatta aklınca önerilerde bulunanlar da mutlaka vardır.
'Şuna buna dikkat et!' cinsinden...
Ben de bu gruba katılarak bir öneride bulunmak istiyorum...
Öncelikli sözüm, 'Dikkat et!' olacaktır.
Çünkü birçok kişi kendisine yanaşacak, hatta eski yönetimi kötüleyecektir.
Sakın bunlara prim verme...
Methiyelere de kanma!
Ve asıl önemli nokta, vermeden almak isteyenler; şık giyimleri ile yanına yaklaşacak ve fotoğraf karelerine girmek isteyeceklerdir. Bunlara kesinlikle prim verme...
Mutlaka kırılanlar vardır.
Onları da kucakla...
Bunları yazmamın nedeni benzer dernek ve kuruluşlarda hatta EGİKAD'da bir iki kez tesadüfen rastladığım görüntüler.
İzmir'de sevilmeyen, dolandırıcılığı tescilli, hak yemede üstüne olmayan kişilerin de özellikle gazete muhabirlerinin çekimlerine girmek için ne hallere girdiğini anlatmama gerek yok.
Tabii ki bu sözlerim tüm girişimcilere olduğu kadar hepimiz için geçerlidir.
Belki bir fotoğraf karesi sizin yaşamınızda çok önemli bir rol oynayacaktır.
Ama olumlu ama olumsuz!
Umarım her şey her zaman gönlünüzce olur.

Yetti artık!

Gün geçmiyor ki kadınlara, çocuklara, hayvanlara saldırı haberleri ile karşılaşmayalım!
Saldırılar ve cinayetler gün geçtikçe çoğalmakta.
Şort giyen kadına tekme, parkta spor yapan hamile kadına saldırıdan sonra ülke bu sefer bir başka tecavüz vakası ile sarsıldı.
Ankara'da Etimesgut hattında bir toplu taşıma aracında bir kadın yolcu, şoförün tecavüzüne uğradı.
Düşünün ki bir kadın kamusal bir hizmet sunan toplu taşıma aracına biniyor ve tecavüze uğruyor.
Ülkemiz BM CEDAW Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi'ne imza attığı halde neden gün geçtikçe kadınlara karşı işlenen suçlar artmaktadır?
Bunları İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi anlatıyor ve yanıtlıyor.
Dedikleri şu:
Çünkü kadın artık kamusal alanda istenmemektedir.
Kadınlara kadın olmasından kaynaklı şiddet uygulanmaktadır.
Amaç; kadınları korkutarak, yıldırarak evlere hapsetmektir.
Ankara'daki halk otobüsünde gerçekleşen tecavüz olayı ile bir kez daha gördük ki; eril egemen zihniyetin dışında kalan, yaşamın diğer alanlarına yapılan saldırılar politiktir, örgütlüdür, ideolojiktir.
Mevcut yasalara rağmen, yasaları içselleştirmeyen gerici zihniyet ve onun uygulayıcıları, ülkemizde, kadına karşı suçları arttırmaktadır.
Çünkü yürütme ve idarenin bizzat kadına karşı düşmanca söylemleri ile kadınlar kamusal hayattan uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır.
Yürütme ve idare kadını eşit yurttaş görmemektedir.
Kadınların yurttaş hakları bir yana asgari insan hakları ihlal edilmektedir. Kadının özgür, eşit yurttaşlar olarak kamusal alana girmesi engellendiği gibi hizmet alması da tecavüz ve saldırı olayları ile engellenmek istenmektedir.
Yasaların işlevsiz bırakıldığı, yaşamın her alanında kadınlara yönelik düşmanca söylemler kadınların yurttaşlık haklarına karşı ciddi bir saldırıdır.
Zaten haberlerden öğreniyoruz.
Kadına, çocuğa, doğaya ve yaşamın her alanına karşı örgütlü ve politik bir tercihle işlenen suçlar hızla artıyor.
Aslında bunlara kesinlikle hoşgörü ile yaklaşmamalıyız.
Sanıyorum; savcılarımız ve yargıçlarımız da bu konuda bizler kadar titiz davranıyorlar.
İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak yapılan hukuki çalışmaları da yakından takip ediyoruz.
En beğendiğim yanlarından biri de kesinlikle mağdur yurttaşlarımızın yanında olmaları ve onları kaderleri ile baş başa bırakmamaları.
Kadına, çocuğa, doğaya ve yaşamın her alanına karşı, her ne sebeple olursa olsun işlenen ve hızla artan tüm suçlara karşı olduğumuzu söylemiyor, haykırıyoruz.

Zamanı akıllıca kullanmak

Türkiye'de çalışanların günde en az 48 dakikası yolda geçiyor.
İşe giderken geçirdiğiniz süre içinde yeni bir dil öğrenmek ya da performans geliştirecek başka alışkanlıklar edinmek mümkün.
Bir araştırmada; Türkiye ve Avrupa'da çalışanların ev-iş arasında yaşananları gözler önüne serdi.
Araştırma sonuçları Avrupalıların % 39'unun günde en az 45 dakikasının yolda geçtiğini gösterdi.
Türkiye'de de bu süre günde 48 dakika.
Çalışanların bir ay içerisinde tam 3.75 günü trafikte geçiyor.
Zamanın hızlıca aktığı ve bir türlü yetmediği günümüzde yolda geçirilen zamanın boşa gitmemesini sağlamak gerekiyor.
Google firmasında mühendis olarak görev alan Matt Cutts, bir davranışın alışkanlık haline gelebilmesi için 30 gün süreyle tekrarlanmasının yeterli olacağını söylüyor.
Cutts'a göre ulaşım araçlarında geçirilen sürede yeni bir alışkanlık edinmek hatta yeni bir dil öğrenmek bile mümkün.

Yeni bir dil için!

Trafikte geçirilen süre, yeni bir dil öğrenmek için kullanılabilir. Araştırmalar yeni bir dil öğrenmek için 600 saatin yeterli olacağını söylüyor.
48 dakikanın yolda geçtiği Türkiye ortalamasında çalışanlar 24 haftada CV'lerine yeni bir dil ekleyebiliyor.
Geçtiğimiz aylarda yayınlanan ulaşım anketi yolda giderken % 68 ile en çok Türklerin işle ilgilendiklerini gösterdi.
Uzmanlar yolda geçirilen sürenin, telefonlar, toplantılar ve ofis gürültüsü olmadan yapılacaklar listesinde bekleyen ufak tefek işlerin tamamlanması için ideal olduğunu belirtiyor.
Aynı zamanda gerçekleştirilen rutin yolculuklar okunmamış e-posta yığınından kurtulmak için de bir fırsat olarak değerlendiriyor.

Yaratıcılığı geliştiriyor

Kişisel gelişim uzmanları trafikte geçirilen zamanda sosyal medyadan uzaklaşmayı tavsiye ediyor. Sosyal medya araçlarından arınarak yolda geçirilen zamanı düşünmeye, notlar almaya bir şeyler okumaya ayırmak, yaratıcılığı geliştiriyor.
Özel araç veya toplu taşıma kullanmak yerine bir yürümeyi tercih ederek sağlığa ve doğaya yatırım yapmak da mümkün.
Yapılan araştırmalar, işe giderken belirli mesafeleri yürüyerek kat edenlerin iş ve özel hayat dengesinde daha başarılı olduğunu ve hayattan daha çok zevk aldıklarını gösteriyor.
İşe gidiş geliş yolunu bir egzersiz fırsatına dönüştürerek, gerginliği azaltarak işe stresten arınmış olarak başlamak da bir başka seçenek olarak değerlendirilebilir.
Bu arada unutmadan söyleyeyim:
Okuyucularımızdan Banu Kızıl, Çankaya'da, İl Sağlık Müdürlüğü civarındaki iş yerinden Alsancak Tekel'in bulunduğu evine yürüyerek 10 dakikada, otobüsle ancak 45 dakikada gidebildiğini söyledi.


DİP NOT

2016 yılı magazin raporu açıklandı


2016 yılında sanat ve eğlence dünyasının en çok konuşulan isimleri belli oldu.
Haber araştırmasına göre, geçtiğimiz yıl magazin gündeminin ilk sırasında başarılı sunucu, yapımcı ve medya patronu Acun Ilıcalı yer aldı.
2016 yılının magazin gündeminde ikinci sıraya genç kızların sevgilisi ünlü pop yıldızı Murat Boz yerleşti.
Üçüncü sırada ise geçen yıl özellikle aşk hayatı ile gündemde olan bir isim Cem Yılmaz vardı.

Yerli film fırtınası yaşandı

Türk Sinemasında 2016 yılı boyunca 169 yerli film izleyici ile buluşurken, yılın son aylarında gösterime giren 'Dağ 2' hem izleyici sayısında hemde yazılı basında zirveye yerleşti.
2016 yılında vizyona giren 'Dağ 2' ve 'Kardeşim Benim'in gişede gösterdiği performansla basında da çok konuşulmayı başardıkları ortaya çıktı.