IJ4EU Fonu, AB ve AB aday ülkelerinde sınır ötesi araştırmacı gazetecilik projeleri için iki yeni çağrı açtı.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti AB Basın Akademisi’nden yapılan açıklamada, IJ4EU Fonları hakkında bilgi verildi.
Açıklamada şu bilgiler yer aldı;
IJ4EU'NUN soruşturma Destek Programı, yakın zamanda başlamış olanlar ve mevcut projelerin yeni aşamaları da dahil olmak üzere yeni sınır ötesi araştırma projelerine 5 bin € ve 50 bin € arasında hibe sağlayacak.
Başvurular için son tarih 14 Haziran.
Bu program kapsamında ikinci bir çağrının Ağustos ayında açılması bekleniyor.  
Ayrıca IJ4EU'NUN Yayın Destek Programı, hikayelerini tamamlamak veya yayınlamak için fonlara ihtiyaç duyan devam eden sınır ötesi projelere de kısa vadeli destek olarak 6.250 €'ya kadar hibe sağlayacak.

Başvurular sürüyor

Başvurular, 5 Mayıs 2020'den 18 Eylül 2020'ye kadar dikkate alınacak. Dört hafta içinde başarılı adaylara bilgi verilecek.  Uygunluk kriterleri her iki şema için de aynı. Başvurular, en az iki AB üye ülkesinde veya en az bir AB üye ülkesinde ve bir resmi aday ülkede bulunan ekipler tarafından yapılmalı.   
Serbest gazeteciler, görevli gazeteciler ve medya kuruluşları veya bunların herhangi bir kombinasyonundan oluşan ekipler, eşit derecede başvuruda bulunabilecekler. Baskı, yayın, çevrimiçi medya, belgesel film yapımı ve çok platformlu hikaye anlatımı dahil olmak üzere her türlü medyada çalışan takımlar dikkate alınacak. Projelerin en az iki ülkede medya kuruluşları tarafından yayınlanması hedefleniyor.
İlgilenen başvuru sahipleri, IJ4EU website ve  FAQs about applying adreslerinden detaylı bilgi edinebilir.

HAFTANIN HABERİ

Bal standardı değişti!

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, akademisyenler, sektörel dernek temsilcileri ve Tarım ve orman bakanlığı temsilcilerinden oluşan Türk Gıda Kodeksi Bal Komisyonunun 3 yıldır üzerinde çalıştığı yeni bal tebliği yayınladı.
Bunlardan en önemlisi balın kristalleşmesinin (halk arasında balın katılaşması, donması olarak bilinir) doğal olduğu ibaresinin tebliğe girmesidir.
Konu hakkında açıklamalarda bulunan Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, ‘Bal, elde edildiği bitki kaynağına göre zamanla kristalleşebilir. Bu konu halk arasında yanlış anlaşılıyordu.
Bal katılaştığı zaman şeker ilave edilmiş tağşiş edilmiş bal olarak algılanıyordu.
Bu nedenle arıcılarımız ballarını tüketiciler ile buluşturmakta zorlanıyordu.
Kristalleşmiş balları şeker ilave edilmiş bal zanneden vatandaşlar bu ürünleri satın almadıkları için marketler bu ürünleri üreticilere iade ediyorlardı.
Bu iadeler sebebi ile arıcılar zarar ediyorlardı ve ballarını gerçek değerinin altında bal paketleme firmalarına satmak zorunda bırakılıyorlardı.
Bal paketleme firmalarının birçoğu balları aşırı ısıtarak (70-80 °C, 15-30 dk) ve ayrıca içindeki besin değerini sağlayan polenleri filtre ederek rafa gönderiyorlar.
Burada da amaç balın kristalleşmesini önlemek ve balların uzun süre raflarda sıvı, berrak kalmasını sağlamak.
Ama bu işlemler balın besin değerini azaltıyor.

Gerçek öyle değil

Tüketici bunları bilmiyor rafta gördüğü bütün balları aynı işlemlerden geçmiş doğal bal zannediyor.
Halbuki gerçek öyle değil.
Tebliğe balın kristalleşmesinin doğal bir olay olduğu ve ayrıca ham bal tanımı girdiği için artık tüketiciler bu ayrımı yapabilecek.
Ham bal ısıl işlem görmemiş ve içerisindeki polenler tutulacak şekilde filtre edilmemiş baldır.
Sadece içerisindeki gözle görülebilen yabancı maddeler süzülür ve kavanozlanır.
Böylece kovandan gelen besin değeri korunarak bal tüketicilere ulaştırılır.
Ham bal besin değeri açısından en değerli baldır.
Aslında balın doğru tüketimi bu şekilde olmalıdır.
Ham bal yüksek sıcaklıkta ısıl işlem görmediği için doğal olarak kristalleşir yani donar.
Ama balın bu hali ile tüketilmesinde hiçbir sakınca yoktur.
Balın asıl şifasından yararlanabilmek için bal ham haliyle tüketilmelidir.’ dedi.