On yedi yıl önce Uzak Doğu'da patlayan bir korona virüs salgını SARS, yüksek ölüm oranı nedeniyle yürekleri ağıza getirmişti. Bu sırada Singapur'da çalışmakta olan (o zaman müstakbel) damadım, ateşi çıkanı karantinaya aldıkları için ortamdan uzaklaşmak amacıyla Ankara'ya gelince, kızımla tanışmış ve bu tanışıklık evlenmelerine vesile olmuştu. Hani derler ya "Her şerde bir hayır vardır" diye...
2012 yılında Ürdün'de başlayan diğer bir korona virüs salgını MERS, bu kez neredeyse yakalananların 1/3 ünü ağır zatürre ile hayatlarını sonlandırınca yine heyecan yaratmış ama salgın o kadar yayılmamıştı.

1 milyon kişi ölmüştü

Bu kez 2019 son aylarında Çinin Wuhan kentinde başlayan COVID-19 adı verilen, SARS klinik bulguları ile seyreden korona virüs salgını, çok hızlı yayılması nedeniyle birden tüm dünyayı sarmaya başladı. Dünyanın her tarafından kitleler halinde ölümler başlayınca bir panik her tarafı sardı.
Malumunuzdur, 1917'de İspanyada başladığı için "İspanyol nezlesi" diye adlandırılan grip salgını (korona virüs değil, H1N1) dünyada bir milyon kişinin ölümüne neden olmuştu. 1960 larda Asya Gribi (o da H1N1) 100.000 kişinin hayatını sonlandırmıştı. Daha sonraları kuş gribi, domuz gribi salgınları hatırlamayanınız yoktur. Bu kez durum biraz farklı. Bu pandemi ile siyasi ve ekonomik boyutlar da oluşmaya başladı.

Önlemlere uymakta direnenler...

Ülkemizde maalesef kafalar karışık. Bir yanda panik atak içinde marketlere saldırıp stok yapanlar, öte yanda "Bize bir şey olmaz"cılar...
Bence Sağlık Bakanlığı doğru işler yapmaya çalışıyor. Ama Atatürk'ün dinimizi doğru öğretmesi için kurduğu Diyanet İşleri ne yapmak istiyor, anlaşılır gibi değil. Artık bu hastalığın yakın durmayla bile damlacık yoluyla bulaştığı gösterilmişken, Kabe ziyarete kapatılıp, Vatikan ayinlerini iptal etmişken, Diyanetin toplu namaz için habire laf çevirmesi anlaşılır gibi değil...
Tüm dünyada karantina tedbirleri ağırlaştırılıyor, İtalya, Fransa örneğindeki gibi bu iş sokağa çıkma yasağına kadar vardırılıyor. Ülkemizde de toplantılar iptal ediliyor, eğlence mekanları kapatılıyor. Ancak tedbirlere uymamakta direnen bazı vatandaşlar ülkemizi, insanlarımızı ciddi riske atıyor.

Yeni dünya düzeni mi geliyor?

Tüm dünyayı saran bu korona virüs salgını beraberinde zaten mevcut küresel ekonomik kriz üstüne tuz biber oldu.
Salgın öncesi zaten kıtalararası bir ekonomik savaş başlamıştı. ABD cephesinde Çin'i ve Rusya'yı diz çökertecek planlar yapılıyordu.
Petrol fiyatlarının düşürülmesi hem İran hem de Rusya için ciddi bir ekonomik tehditti. Tam bu sırada patlayan COVID-19 salgını, seyahatlerin durdurulması ile turizm gelirlerini, uçak şirketlerini, üretimi, ithalat ihracat dengelerini de alt üst etti.
Öte yandan FED'in faizleri sıfırlaması, piyasaya dolar sürmeye hazırlanması ekonomik açıdan diğer ataklar. Bizim için olumlu olduğu kadar, olumsuz yönleri de var. Bunu zamanla göreceğiz. Detaylarına girmiyorum ama ortalıkta dönen komplo teorilerine göre bu salgından ABD karlı çıktı, rakibi Çin ve Rusya darbe yedi. Hele bir de ABD'de imal edilen virüs ilacı ve aşı piyasaya sürülürse...
Oluşan şartlar yeni bir dünya düzeni kurulacağını işaret ediyor.

Umarım çabuk atlatırız

Bizi en çok kendi ülkemiz ilgilendirir. Şu sıralar risk değerlendirme birimi CDS, ülkemiz aleyhine hızla artıyor. Karantina tedbiri ve zorunlu olarak bir çok iş yeri kapatıldı, iş verimi düştü, ihracat dengesi bozuldu. Bunların sonucunda karşılaşacağımız artan işsizlik, iflaslar insanı gelecek açısından derin derin düşündürüyor.
Dilerim bu badireyi çabuk atlatıp, ayaklarımızın üzerine kalkabiliriz. Yoksa, hepimize geçmiş olsun...