Herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Dostlarım ve beni yakından tanıyan arkadaşlarım, fikirsel sohbetler yaptığımızda sık sık kullandığım şu sözüme tanık olmuşlardır:"Tamam da kime göre, neye göre?"
Benim; gerçek, doğru, kesin sözcükleriyle başlayan cümlelere karşı bir alerjim var. Görüşmelerimizde sıklıkla insanlar kendilerini haklı çıkarmak için şöyle cümleler kuruyorlar: "Bakın hayatın gerçekleri vardır Selim Bey!" ya da "Bazı şeyler doğrudur, bazı şeyler de yanlıştır!"
Bu cümleler, kendi gerçekliğimizi, kendi ahlaki değerlerimizi ve kendi değer yargılarımızı karşıdakine iletmek ya da empoze etmek için kullandığımız argümanlar. Ancak neyin gerçek, neyin doğru ve neyin kesin olduğuna kim, hangi hakla ve hangi verilere bakarak karar veriyor? Bu karar kişini geçmişiyle ne kadar ilintili? Bu kararda kültürün ve coğrafyanın ne kadar etkisi var? Eğitim durumu peki, nasıl etkiliyor bu kararlarımızı? Ailelerin ve o karar alınana kadar etkileşim içinde bulunulan insanların bu karardaki payları ne kadar? Ve en önemlisi mutlak doğru var mı ki bizim doğrumuz tek, yanılmaz ve sarsılmaz kesinlikte ve gerçeklikte bir doğru olsun! Belki de kararlarımızı verdikten sonra bize bu kararı verdiren düşüncelerimiz hakkında düşünmekten kaçınıyoruz. Tıpkı bir yazı yazdığımızda, yazı bittiktan sonra bir daha o yazıyı baştan okuyup düzeltmeye üşendiğimiz gibi, kendi düşüncelerimizin üzerinde düşünmeyi de reddediyor olabiliriz.
İşte az önce yukarıda saydığım aile, içinde yaşadığımız kültür, yaşadığımız coğrafya, aldığımız eğitim vb. sanki bunları bize öğretmekten çok, daha hızlı karar almamızı sağlayan mekanizmaları destekliyorlar gibi. Özellikle kapitalizm ve son aşaması olan neo-liberalizimin de etkisiyle, düşünmeden ama bizi en çabuk biçimde karar aldıranların kesinlikle hayrına olacak şekilde kararlarımızı irdelemeden alabiliyoruz. Yani bizden istenileni yapıyoruz.
Bazı bilim adamlarının son zamanlarda ortaya koymaya çalıştıkları gibi acaba insanın özgür iradesi yok mu? Ya da insan genlerinden değil de, genlerinin birbiriyle etkileşimiyle oluşan epigenetik etkileşimlerde olduğu gibi, kendi iradesi ile değil de, çevresinin etkisiyle mi bu kararları alıyor? Ne diyor bilim adamları: "İnsan çevresindekilerle etkileşebildiği oranda insandır!"
O zaman sözü şöyle bitirelim: Kesinlik bildiren sözcükleri dilimizden temizlemek, bizi daha esnek, uyumlu ve iş birliğine açık bir kişi haline dönüştürebilir.