Sevgili okuyucularım,
12 yıl önce kızım, eşinin işi nedeniyle iki yıl Tokyo'da yaşadı. Torunum bebekti, bu nedenle birkaç kez ve uzunca süreler gidip kaldım. Tokyo'nun merkezinde bir gökdelende yaşıyorlardı. Bir gün sohbet ederken aklıma geldi sordum, "Buraları da deprem bölgesi ama ben hiç denk gelmedim."
Kızım güldü "Anne aslında her gün bir sürü ufak tefek deprem oluyor. İzmir'de olsak hissederdik ama burada binalar inşa edilirken uyulan şartnameler ve teknikle biz hissetmiyoruz."
Evlerin ve kiraların çok pahalı olma nedenlerinden biri de bu. 2011'de de 9.0 büyüklüğünde depremde, tsunami olmasa Japonya'da belki kimse ölmeyecekti. Bu nedenle "Deprem öldürmez, bina öldürür" sözü hep kulağımda.
***
Deprem kuşağında yaşadığımız için kendimi bildim bileli depremlerde öncelikle öğretilen kuralları uygulayıp, sonra Allah'a sığınıyorum hepimiz gibi.
Alsancak'ta oturduğum apartmanın da bir zamanlar sıkı denetlemeler sonucu, durdurulup gerekenler yapıldıktan sonra inşa edildiğini biliyorum, teselli buluyorum. Zira geçirdiğimiz sıkı depremler sonrası gördüğüm hafifçe yatan duvarları çatlayan binaları gördükten sonra bir moral de buradan buluyorum.
Bildiğim bir diğer şey de asla felaketlerden ders almadığımız. Geçen hafta Manisa merkezli depremde iyi sallandık, korktuk, ardından Elazığ'dan gelen haberle kahrolduk. Şimdi de bir kulağım televizyonda kurtarma çalışmalarını dinleyorum. Ülkemizin bu yalın gerçeğini bu kadar uzun bir süre ülke genelinde yaşarken tarihçesini ve o günlerden, bu günlere ne aşamada olduğumuzu merak edip araştırmak istedim.  Google'a daldım. Çeşitli haber ve kaynaklarından toparladığım bilgilerden sırasıyla yıl yıl belirli bir zaman dilimi içinde Türkiye'de olan büyük depremleri çıkardım. Gördüm ki, hiçbir ders almamışız.
Bu konuda ciddi bilimsel çalışmalar yapan kurumları yeterli desteklemediğimiz gibi, değerli bilim adamlarına da sağır kalmışız. Alt, alta koyduğum zaman aynı şartların devam ettiğini görmekle tokat yemiş gibi oldum.
Yaklaşık 10-15 sene aralıklarla 7 üzeri büyüklükte depremler yaşamışız. Yaşadığımız depremlerin büyüklük listesi şöyle:
24 Ocak 2020 Sivrice, Elazığ: 6,8
26 Eylül 2019 Silivri: 5,7
21 Temmuz 2017: Bodrum 6,6
12 Haziran 2017 Ege D. ( Karaburun açıkları) 6,3    
24 Mayıs 2014 : Gökçeada 6,9
8 Ocak 2013: Çanakkale 6,2
10 Haziran 2012: Fethiye 6,0
9 Kasım2011: Edremit, Van5,6
23 Ekim 2011: Tabanlı, Van7,2
19 Mayıs 2011: Simav 5,8
8 Mart 2010: Karakoçan, Elazığ 6,1
17 -18 Ekim 2005: İzmir 5,7 / 5,9 / 5,9
25 Ocak 2005: Hakkari4,8/5,5
2 Temmuz 2004 Doğubeyazıt, Ağrı:5,2
25 Mart 2004 Aşkale, Erzurum 5,1
28 Mart 2004 Aşkale, Erzurum 5,3
1 Mayıs 2003: Bingöl6,4
27 Ocak 2003: Pülümür, Tunceli 6,1
3 Şubat 2002: Sultandağı, Afyon 6,5/ 5,8
15 Aralık 2000: Sultandağı, Afyon 5,8
6 Haziran 2000 Orta Çankırı:6,1
1999 Düzce: 7,2
1999 Gölcük:7,5
1998 Adana, Ceyhan 6,2
1992 Erzincan: 6,8
1983 Erzurum:6,9
1976 Çaldıran:7,5
1975 Lice 6,6
1971 Bingöl 6,8
1970 Gediz 7,2
1966 Varto 6, 9
1953 Yenice, Gönen 7,2
1949 Karlıova 6,7
1946 Varto 5,9
1944 Bolu- Gerede 7,2
1943 Tosya- Ladik 7,2
1943 Adapazarı 6,6
1942 Niksar, Erbaa 7,0
1941 Van, Erciş 5,9
1939 Erzincan 7,2
1930 Hakkari 7,2
1919 Ayvalık 7,0

Hele dün gibi hatırladığımız 17 Ağustos felaketinden sonra ne, neden, niçin diye yazsam köşem yetmez. Deprem olduktan sonra değil, olasılığı üzerine tedbir alınacak günler görmek üzere, Elazığ bölgesindeki insanlarımıza, tüm Türkiye'ye başın sağ olsun, geçmiş olsun demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Umarım tüm yardımlar gerçek sahiplerine ulaşır, dualarımızla...