Göztepe, bol yağmurlu bir akşamda, evinde ağırladığı lig lideri Medipol Başakşehir'e 2-0 yenilmekten kurtulamadı. Zor geçmesi beklenen bir maçtı. Başakşehir, ligimizin en oturmuş ve aynı zamanda en iyi futbolunu oynayan takımı... Diğer takımlar gibi bir maç iyi bir maç kötü değiller. Her maç aynı standartta. İşte bu sayede liderlik koltuğunun sahibiydiler.

***
Göztepe'nin oyun planı, tam saha pres yapmaktı. Konuk takım bu presten neredeyse hiç etkilenmedi. Bir şekilde boşa çıkan en az 1 kişi oldu ve onunla oynamayı bildiler, presi kırdılar. İlk tehlikeli atak da onlardan geldi. Kalede Beto vardı, kolay kolay gole izin vermezdi, vermedi de.
Maçın kırılma anı 6. dakikada gerçekleşti. Başakşehir atağının ardından oyun devam etti. Sonra hakem VAR'a gittiğini işaret etti. 6. dakikada gerçekleşen atakta Bajic ceza alanı içinde yerde kalmış ve kalkamamıştı. Hakem ekrandan görüntüleri izledikten sonra penaltı kararı verdi. Titi, Bajic'in ayağına basmış. Çok basit yapılan bir faul, Göztepe'nin geriye düşmesine neden oldu.
Bu golden sonra Başakşehir, skorun verdiği avantajla gol atmaktan çok, gol yememeyi düşündü. Genellikle kendi yarı alanlarına çekilip, topun hep arkasında durdular ve kolay kolay boş alan bırakmadılar. Göztepe sürekli top çevirip, boşluk aradı, topu kale önüne taşımakta zorlandı.
Bu böyle devam etmedi. Zaman ilerledikçe sarı kırmızılı takım yavaş yavaş kaleye daha çok yaklaşmaya başladı, az da olsa pozisyonlar da bulmaya başardı. Fakat net pozisyonlarda çekilen şutlar kaleyi bulmadı, zor pozisyonlarda çekilen şutlar kaleyi bulsa da, kaleci Mert gole izin vermedi.
Göztepe beraberlik golü için yüklense de, Başakşehir bir kaç pozisyonda gole çok yaklaştı. Rakibine oranla çok daha net gol atma fırsatı yakaladı, Beto kalesini başarıyla savundu, ta ki 73. dakikaya kadar. Defansta kalabalık iken, Mossoro topla ceza alanına yaklaştı, basit bir vücut hareketi yaptı. Onu karşılayan Castro birden soluna doğru savruldu, gitti. Böylesine basit bir şekilde önünü nasıl boşalttı şaşılacak bir şey. Daracık boşluğa hızla giren Mossoro, defansın arkasına sarktı, pasını verdi ve fark 2'ye çıktı.
Artık beraberlik de mucizelere kaldı. Maç bitene kadar gol arayan Göztepe, bunda başarılı olamadı.
***
Sarı kırmızılıların en büyük zaafı, kapanan takımlara karşı istediği oyunu oynayamaması. Boş alanları çok seviyorlar. Bir taraftan Yasin, bir taraftan Halil takıma can katıyor. Bu maçta Halil hiçbir varlık gösteremedi. Yasin de oldukça zorlandı. Ama yine de az da olsa istediği boş alanları buldu, pozisyonlara girdiği de oldu. Sürekli yağan yağmurdan dolayı kayganlaşan zemin ve top, istediklerini yapmasını bir nebze engelledi. Buna kötü şutları ve kötü kafa vuruşları eklenince, gol atmayı başaramadı.

Denizli inanmış bir kere

Denizlispor, 10 kişi kaldığı ve geriye düştüğü maçtan, 3-2'lik galibiyetle ayrıldı. Bazı anlarda umutların kesilmeye başladığı bu karşılaşmadan aldığı 3 puan sayesinde, haftayı hem 2. sırada hem de liderle arasındaki puan farkını 3'e indirerek kapattı.
Giresunspor maçı mutlaka kazanılması gereken bir müsabakaydı. Bunun bilinceyle futbolcular sahaya çıkmış ve bunun bilinciyle de taraftarlar tribünleri tıklım tıklım doldurmuştu.
***
Daha maça ısınamadan kalesinde golü görüverdi. Ama burada önce Keremcan'ı, sonra da Taha Can'ı eleştirmek lazım. Keremcan taç çizgisi yakınında gereksiz yere kayarak rakibine girdi, faul yaptı. Taha Can da Sery'i tutmakta başarılı olamadı ve vurdurduğu topla 3. dakikada golün yenmesine neden oldu.
Artık 2 gole ihtiyaç vardı, 1 gol yetmezdi. Yeşil siyahlı oyuncular çok koşmaya, tatlı sert bir futbol oynamaya başladılar. Skoru korumak isteyen Giresunlu oyuncular, defansta çok dikkatliydiler. Kolay kolay boş alan bırakmadılar, ataklarını sadece hızlı hücum ve uzun toplarla gerçekleştirmeye başladılar.
***
Pozisyon olarak çok kısır maçtı. Golün ardından ilk gollük pozisyon 33. dakikada konuk takımdan geldi. Volkan ceza alanı içinde önünü açtı. İyi vurabilse fark 2'ye çıkardı. Üstten auta attı.
Denizli ise ilk gollük pozisyonunu ancak 34. dakikada yakaladı, onda da gol oldu. Aissati güzel çalımlarla çizgiye indi, ortasını yaptı, Mehmet kafasıyla ağları havalandırdı.
***
İlk yarı beraberlikle bittikten sonra bir darbe de hakemden geldi. Maçın 55. dakikasında Mbamba'ya itiraz ettiği için 2. sarı kartını gösterdi. Bu çok basit bir kart oldu. Kartlık bir itiraz yoktu. Denizli 35 dakika 1 kişi oynamak zorunda kalacaktı.
Hakem Kadir Sağlam'ın 74. dakikadaki geri pası kararı da tartışmaya açıktı. Taha Can, Keremcan'a pas atmak istedi ama Keremcan topu kalecisine bıraktı. Stachowiak topu eline aldı. Giresunsporlu oyuncular da geri pası olarak değerlendirmedi ve hiç bir itirazda bulunmadılar. Ama hakem için geri pasıydı. Ceza alanı içerisinden kullanılan bu atış, golü getirdi.
Horozlar artık hem 10 kişi hem de 2-1 gerideydi. Yine de pes etmediler. Bu golden 1 dakika sonra Ziya'nın yaklaşık 20 metre mesafeden çektiği şutla beraberliği yakaladı.
Beraberlikle de yetinmeyecek olan Denizli 3. gol peşine düştü, onu da 84. dakikada Abdülkerim'le buldu. Giresunlu oyuncular kaleciye faul yapıldığına dair itirazlarda bulundular. Burada kaleciye bir temas olabilir de olmayabilir de. Görüntülere bakarak karar vermek biraz güç.
Son dakikalarda Dauda beraberlik golüne çok yaklaştı. Arkalardan bindirme yapan Dauda'nın yakınında dahi hiç kimse yoktu. Adeta unutulmuştu. Ceza alanına yapılan ortaya kimse dokunamayınca Dauda topu önünde buldu. Bomboş olsa da bekletmeden vurdu, topu üstten auta gönderdi. Bu dakikalarda bu tür hata asla yapılmamalı.
Karşılaşmanın son anlarında kullanılan kornere kaleci Kayacan da gitti. Vuruş da yaptı ama top defansa çarptı.