Göztepe, Erzurumspor deplasmanından 1-0'lık galibiyetle döndü.

Çok durgun geçen bir müsabaka oldu. Ev sahibi takımın izlediğim hemen hemen her maçında yavaş oynadığını gördüm. Hem hiç tempo yapmıyor hem de topları oyuna sokarken ağırdan alıyor. Oysa kadrosunda iyi oyuncular var. İstekli olmaları ve savaşmaları, deneyimli oyuncuların da yeteneklerini göstermeleri beklenir. Bunları bir türlü göremedim.
Göztepe yavaş yavaş genç oyunculara daha fazla ağırlık vermeye başladı. Bu seneyi gözden çıkarmış ve gelecek sezona hazırlık yapıyor gibi. Rakibi küme düşmeme mücadelesi veriyor. Zaaflarını artıya çevirmeye çalışacağını düşündüm. Çok da şanslı bir yanı vardı o da karın ve oldukça fazla soğuğun olması gereken Erzurum, ocak ayında olmamıza rağmen baharı yaşamasıydı.
***
Önce takımların oyun düzeni dikkat çekti. Erzurumspor 3-5-2, Göztepe 5-3-2. Ev sahibi takım hücumu, konuk takım defansı öne çıkarmış. Sarı kırmızılı takım 3 stoperini göbeğe yerleştirmiş. Onların sağına ve soluna ileriye çıkmayı seven Yunus ve Tarık’ı monte etmiş.
Maç başladı ama oynanan oyun beraberlik kokusu veriyordu. Göztepe defansı kalabalık tutup alan daraltırken, rakibi topa sahip olup, çok adamla hücum etmek istiyordu.  Ancak bazı sorunlar vardı. Erzurumspor tempo yapmıyordu ve ağır hareket ediyordu. Yavaş oyunla rakibi alt etmek daha da zorlaşır. Bunun yanında saha zemini de bozuktu. Böyle sahada pas yapmak zor olur. Şartlar aleyhlerineydi ve galip gelme ihtimali azdı.
***
İki takım da daha çok uzun toplarla gol bulmak istedi. Bu da az pozisyon olmasına neden oldu. Müsabakanın ilk dakikalarında Yasin penaltıyı auta attı. İlk yarının sonlarında takımını öne geçirmeyi başardı.
İkinci yarı Erzurum etkinliğini yavaş yavaş arttırmaya başladı. Olanare kazanılan penaltıda kaleci Arda Özçimen’i geçmeyi başaramadı. Son dakikalara doğru maç tek kaleye döndü. Sarı kırmızılı takım zaman zaman topu ileriye gelişi güzel vurarak uzaklaştırmaya çalıştı. Gole yattı denebilir. Oynadığı oyun da bizlere bu senenin o sene olmadığını gösterdi. Şampiyonluk için 1 sene beklemek gerekecek.
Mavi beyazlılar hücumda etkisiz kalmalarının yanında defansta da beklenen direnci gösteremediler. Kolay geçildiler. 44. dakikada Kvasina’nın 2 kişi arasından hareketlenen Yasin’in önüne pas attırmaları gol yemelerine neden oldu. Ama Kvasina ve Yasin’in akıl dolu paslaşmalarının da hakkını vermek gerekir.
***
13. dakikada defans arkasına atılan topu Göztepe altyapısında yetişen Göktuğ kafayla uzaklaştırdı ama ceza alanı içerisindeydi. Deneyimli kaleci eliyle alabilecekken neden panik yapıp kafa vurmayı tercih etti anlamadım.
Göztepe’nin orta sahasının ortasında oynayan Tuğbey, sık sık faulle rakiplerini durdurmayı tercih etti. O mevkide oynayan oyuncudan beklenen şey daha çok tekniğini ön plana çıkarması ve takımı yönlendirmesi olur. Bunu yapamayınca ev sahibi takım orta saha üstünlüğünü rahatça eline almasına neden oldu.

Altay puan alabilecekken fark yedi

Altay, Pendikspor'a evinde 4-1 yenildi. Bu maçı nasıl anlatabilirim diye düşünüp, duruyorum. Değişik bir maç oldu. 3 farkla kazanılan bir müsabaka olsa da eşitlikle bile bitebilirdi. Hatta ev sahibi takımın kazanma olasılığı vardı dersem beni futboldan anlamamakla suçlayabilirler.
***
Pendikspor pas yaptı da yaptı. Üstelik her türlü durumda yapmayı başardı. Pres yedi, aldırmadı, dar alana girdi bana mısın demedi. Bizlere pas resitali izlettirdi. Ama saha zemininin güzel olması da en büyük etkendi. Böyle oynayan takımın 4 gol atması normal karşılanabilir. Nitekim bu güzel paslaşma ne zaman ceza alanına yaklaşıyor, o zaman yok oluyor. Bu da pozisyon bulmada zorlanmasına sebep veriyor. Zor pozisyona giriyor, tam tersi az topla oynayan rakibi ondan daha çok pozisyon buluyor.
1-0 öne geçene kadar konuk takım yenilmeyeceğini gösterdi. Ama sonra Altay biraz silkelendi. Penaltıdan beraberliği yakaladı. İkinci yarı beraberlik kokarken, İbrahim'in hatalı geri pasıyla başlayan atakta 62'de 2. gol geldi. Büyük hata sonrası gelen bu gol farkın açılmasında ilk etkendi. 69'da kullanılan kornerde beraberlik için defans güvenliğini azaltarak ileriye çıkılınca hızlı hücumdan 3. gol geldi. 2 tane, hele biri yüzde yüz gol kaçıran siyah beyazlılar defansı iyice boşladı. Çok daha fazla fark olabilecekken 1 gol geldi sadece. Onda da oyuna ayağının tozuyla giren 17 yaşındaki Enes Yetkin'in Thuram'ı çizgiye götürtmesi gerekirken, içeriye sokması sonucu 4. gol atıldı.
Pendik hem topa hakim oldu, hem de yaptığı hücum presle rakibinin zaman zaman panik yapmasına sebep verdi. Rakibi dağılana kadar pozisyon bulmakta zorlandı. Kendi kalesinde de özellikle duran toplarda etkisiz kaldı. Çok fazla kafa vurdurdu. Bu da galip gelememesine neden olabilirdi.
***
Altay'da eskisi kadar koşu ve istek yoktu. Buna biraz rakibinin topla çok iyi oynaması, iyi paslaşması etkili olduğu söylenebilir. Ama mücadelenin büyük bir kısmında defansta pek fazla pozisyon vermedi. 25. dakikada golü yedikten sonra beraberlik için biraz direnç gösterdi. 38. dakikada net pozisyonu gole çeviremedi, ilk yarının uzatmalarında elle oynama sayesinde kazanılan penaltıdan golü buldu.
İkinci yarı İbrahim'in hatası geriye düşmelerine neden oldu. Golü bulmak için kornerde topluca ileriye gitmesi, hızlı hücumdan farkın 2'ye çıkmasına neden oldu. Her şeye rağmen yine gol için yüklenmek istedi. Kalesinde pozisyonlar görmeye başladı. 72'de Zeki altı pas içinde çizgide duran kalecinin hemen yanına vurunca yüzde yüzlük golü kaçırdı. Her geçen dakika oyundan koptu, defansında 3'e 1 ve 4'e 1 bile yakalandığı oldu. Fark çok daha büyüyebilirdi.
***
Eski Altaylı Kappel ilk golün ortasını yapan isim olsa da yine ceza alanı içerisinde etkisizdi. Basit pasları bile atmayı başaramıyor. Yıllardır süregelen bu problemini aşmayı bir türlü başaramaması ilginç bir durum.
Hakem'le Altaylı kaleci Ozan'ın forma rengi aynıydı. Sarı rengin tonları bile birbirine yakındı.