Göztepe, deplasmanda Beşiktaş'a 3-0 yenildi ama skordan çok oyunu üzdü taraftarını. Beşiktaş lige yeni teknik direktörü Abdullah Avcı ile başladı. Bu sebeple bambaşka bir oyun sitemine geçiş yaptı. Bunun üzerinde çalışırken, sakatlıklar arka arkaya geldi. Lig maçlarına eksik kadro ile çıkmak zorunda kaldı. Bir de formsuzluklar eklenince ligin en kötü futbol oynayan takımları arasına girdi.

***

Beşiktaş lige çok formsuz başlamıştı. Ama Göztepe'nin de arta kalan yanı yoktu. Bu maçta bir şeyler değişir mi diye düşündük. Maç başladığında Beşiktaş bir kaç dakikalığına ablukaya aldı sarı kırmızılı takımı. Sonrasında oyuna önce denge geldi ve sonra sazı eline alan Göztepe oldu. Topu rakibine bıraktı, karşı kaleye en kısa sürede gitmeye ve pozisyon bulmaya başladı. İzlemeyenler sanmasın ki Göztepe iyi oynuyordu. En kötünün biraz iyisi idi sadece. Oynanan oyun 1. Lig bile değil, Türkiye 2. Ligi kalitesindeydi.

Her iki takımda aslında birbirinin kopyası gibiydi. Sürekli ama sürekli pas hataları yaptılar. 5 metre ötesindeki arkadaşlarına pas atamadılar. Yanlış pas tercihleri yaptılar, markajdakilere pas atmaya çalıştılar. Devamlı kaptırılan toplar yüzünden pozisyon bulamadılar. Beşiktaş'ın 2 tane direkte patlayan topu var, onlar da uzaktan çekilen şutlardan geldi.

İlk yarının sonlarında, 45+2'de gelen gol Göztepe'yi bozdu, Beşiktaş'a moral verdi. 54'teki 2. gol ise maçı bitirdi. Bundan sonra Göztepe kendini zorlasa da vitesi artıramadı bir türlü. Beşiktaş ise vitesin düşük kalması sayesinde oyunu rölantiye alıp, maçı 1 gol daha atarak bitirmeyi başardı.

***

Her iki takım da gole çok uzaktı. Atılan gollerde hatalar en büyük etkendi. İlk golde Caner pas aldı. Bomboş kalmıştı. Ona en yakın oyuncu Gassama idi. Hızla üzerine doğru koşması, önünü kapatması gerekirken, önce elini kaldırıp, yardımcı hakeme dönüp, ofsayt bekledi. Verilmediğini görünce elini arkasına saklayarak beklemeye geçti. Caner de önünün boş olduğunu görünce aut çizgisine yakın yerden kaleye doğru yaklaşıp, rahatça pasını attı ve gol geliverdi.

İkinci golde Caner ceza alanına orta pas karışımı bir top attı, hiç kimse dokunamadı. Direğin içine çarpan meşin yuvarlak, ağlarla buluştu.

3. golde ise başrolde Poko vardı. Çok koştu, çok savaştı. Sahanın en çalışkan ismiydi bile diyebilirim. Ama toplara karşı bir çekim gücü var. Her topa müdahale etmek istedi, ayak uzattı. Ljajic defans arkasına sarktı. Poko koştu, ceza alanı yan çizgisi dışında yakaladı. Hemen topa ayak uzattı ama çalım yedi. Kaleye paralel giden rakibinin arkasından koşup, tekrar ayak uzatmaya kalktı, yine geçildi. Şut ve gol. Yapması gereken rakibinden biraz uzakta durmak, çalım atma mesafesinde olmadığından, rakibini yavaşlatmaktı. Bu sayede defansın toparlanmasını ve kademesine bir arkadaşının gelmesini sağlamış olacaktı. Acele davrandı, yanlış hamleler yaptı, 3. golü yediren isim oldu.

***

Topu hızla ileriye taşıması beklenen Yasin ve Serdar hiç bir varlık gösteremediler.

Göztepe'nin hücumcuları topla buluşturulamadı. Bu kadar pas hatasının yapıldığı maçta, topu ileri uca taşımak zor olur. Bu yüzden Deniz ve Eren yokları oynadılar.

Defans kalabalık tutuldu. Bu genelde işe yaradıysa da, goller gelince savunma da iyice düştü. Her ev sahibi takım atağında ceza sahası içinde 2 Beşiktaşlı ile 2 Göztepeli oyuncu vardı. Neyse ki siyah beyazlı takım kötü günler geçiriyordu da fark daha fazla büyümedi.

Halil 2. yarıda oyuna dâhil oldu. O, az da olsa hücuma canlılık getirdi. Bunda Beşiktaş'ın önde olmanın verdiği rahatlık da vardı elbet. Sağ tarafta oynadı. Topla içeri kat etti, uzaktan şutlar denedi ama başarılı olamadı.

***

Lens, çok şey beklenen ama bekleneni veremeyen bir oyuncu. Daha ilk dakikalarda ıslıklanmaya başladı. Bu kadar baskı altında iyi oyun oynanmasını beklemek hayalcilik olur. Taraftar çok yanlış yapıyor bu konuda.