Göztepe, konuk ettiği Yeni Malatyaspor'a 3-1 yenildi. Bu yenilgi bildiğimiz yenilgilerden değildi. Bornova'da çok ama çok farklı bir senaryo gerçekleşti.

Bazı filmleri izlerken, sonrasını tahmin etmeye çalışırız ama hiç beklemediğimiz şekilde gelişir olaylar. Örneğin dost olanın bir süre sonra aslında düşman olduğu ortaya çıkar, izleyici ters köşeye yatmış olur. Düşman olarak görünenin de aslında dost olduğunu öğreniriz sonrasında. Şu an vizyonda olan 'Görevimiz Tehlike: Yansımalar' filmini izleyenler demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır.
Bu maçta böyleydi. Göztepe, taraftarını da arkasına alıp, maça çok iyi başladı. İstek ve arzu üst düzeydi. Sürekli gol arıyordu. Kader ağlarını 17. dakikadan itibaren örmeye başladı. Bu dakikada ceza alanı içerisinde Reis yerde kaldı. Özgür Yankaya VAR'a danıştı, penaltı vermedi.
23. dakikada Mina gol attı ama yardımcı hakem ofsayt bayrağını kaldırdı. Tekrar VAR devreye girdi, ofsayt olmadığı kararını verdi ve Göztepe yenik duruma düştü.
32. dakikada sarı kartı bulunan Poko, süratle koştu, Adem'e müdahale etmek istedi. Adem yerde kalınca hakem 2. sarı kartını gösterdi Poko'ya ve oyundan attı. Bu karar da çok ağır oldu. Sadece uyarıyla es geçebilirdi Özgür Yankaya oysa.
10 kişi kalmasına rağmen Göztepe üstünlüğünü kaptırmadı. İkili mücadelenin ardından oyun devam ederken hakem oyunu durdurdu. VAR'a gitti. Castro'nun Mina'ya yaptığı hareket için kırmızı kartını gösterdi. Artık sayı 9'a düşmüştü.
Sarı kırmızılılar yine de gol peşindeydi. 64. dakikada Gassama'yı düşüren Chebake, ikinci sarı kartını gördü. VAR devreye sokuldu ve karar değişmedi. Göztepe adına çıkan ilk ve tek pozitif karar buydu. Oyuncu sayısı 9'a karşı 10 olmuştu.
Beraberlik için bastıran ev sahibi takım, bu isteğine Yasin'in pasına, ceza alanı içerisine müdahale etmek isteyen Salih'in ters vuruşuyla kavuştu.
'Her şey yoluna girdi, galibiyet geliyor' derken, senaryoda yazan farklı çıktı. Ceza alanı içerisine yapılan ortada, kaleci Beto rahatça topu tutacağını sandı fakat yan taraftan koşu yapan Aleksic'i göremedi. Gördüğünde çok geç kalmış, top ağlarla buluşmuştu. O kadar övgüler yağdırılan Beto'dan böylesine bir hata beklenemezdi. Dedim ya, bu senaryo ters köşeye yatırıp duruyor. Bu tür durumlarda top beklenmez, topa doğru gidilir ve en kısa zamanda sahip olmaya çalışılır.
Bitti sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. 89'da direkten dönen topu, Alpaslan ağlara gönderdi. VAR, gol yok dedi, ofsayt olduğunu söyledi.
90+1'de, eski Göztepeli Ömer 3. golü attı. VAR'sız olmaz elbette ama VAR'ın Göztepe'den yana olması da beklenemez, olmadı da. Karşılaşma 3-1 sona erdi.
Kötü skora rağmen, Göztepe rakibinden çok çok üstün oynadı ama kader böyle yazılmıştı, ne kadar uğraşırsa uğraşsın hiç silemeyecekti.

Ne Balıkesir, ne Altınordu

Balıkesirspor Baltok, sahasının durumunun elverişli olmaması sebebiyle Altınordu'yu Spor Toto Akhisar Stadı'nda ağırladı. Her iki takım da rakibini kendi yarı alanına çekilip de karşılamayı tercih etti.
Oyuna ağırlığını koyan ev sahibi takımken, pozisyonlara giren ise konuk ekipti.
37. dakikada sol kanattan Muhammet'in yaptığı ortaya Kemal, altıpas içerisinde kafasını vurdu ama auta çıktı. Burada top hem çok yakınında sekti hem de yarım adım kadar önde yakalandı ve kafasını geri atıp, topu kaleye doğru yönlendirmeyi başaramadı.  
İkinci yarıda ise oyunun hâkimi Altınordu idi. Bazı oyuncular yeni olmasına rağmen yine de zaman zaman güzel paslaşmalar izlettirdi bizlere.
64. dakikada Muhammet Ali, ceza alanı içerisinde topu önünde buldu ama sakin bir vuruş yapması gerekirken tüm gücüyle vurdu, auta attı. Kaliteli bir oyuncu olmak için bu tür pozisyonlarda tüm gücüyle vurmak yerine, anında 'nasıl bir vuruşla golü atabilirim' diye düşünüp, bunu uygulayabilmek gerekiyor.
Müsabaka golsüz sona erdi. Balıkesirspor'da gözlenen en büyük zaaf kanatlar oldu. Buralardan birçok atak gerçekleştirdiler ve hepsinde de kafalarını önlerine eğip, rastgele ortalar yaptılar. Tüm ortalar da boşa gitti. Oysa kafalarını kaldırıp, arkadaşlarının olduğu yere pas atmaları gerekiyordu.
Biraz da gözüm, Denizlispor'dan transfer edilen 19 yaşındaki Hüseyin Üner'de idi. Adaşı Hüseyin Eroğlu ona güvenip, ilk 11'e almıştı. Hüseyin, 20. dakikada sağ taraftan çizgiye kadar hızla indi, herkes orta yapmasını bekledi. Rakibi de kayarak engellemeye çalıştı. O ise topu topuğuyla çok iyi çekti, tecrübeli bir oyuncu gibi önünü boşalttı ancak kendisini toparlamakta gecikti. Bu yaşta bunu akıl edebiliyor olması, geleceği için olumlu bir sinyal.

Akhisar puansız başladı

Akhisarspor, sezonu erken açmış Beşiktaş deplasmanında sahaya çıktı. Bu onun şansızlığı idi. Siyah beyazlılar her ne kadar hafta arası Avrupa Kupası maçına çıkmış olsa da, yine de güç açısından daha avantajlıydı.
Karşılaşma başladığında da bunu gördük. Akhisar sahada defansif bir 11 ile yer alıyordu. Daha mücadeleci olması bekleniyordu ama her alanda Beşiktaş çok üstündü. Akhisar'ı kendi yarı alanına da değil, kalesinin önüne hapsetti. Çıkmaya çalıştığında da hemen basıp, adeta nefes aldırmadı.
Defansif oynayan takımların gol umudu kontra ataklardır. Bu şansı yakaladı Akhisar. Bir tanesinde zamanında pas atmayı başaramadı. Atsa, kaleciyle karşı karşıya kalacaklardı. Bir diğerinde geniş alanda bire birde rakibinin arkasına topu atıp, koşsa kaleciyle karşı karşıya kalacaktı, atamadılar.
Böylesine bir baskıya dayanmak çok zordu, korkulan oldu. İlk yarının bitmesine az kalmışken, arka arkaya 2 gol yeyiverdi.
İlk yarıdaki bu karanlık tablodan sonra Safet Susic ikinci yarıda iki ofansif oyuncusunu sahaya sürdü. Bu da oyunun gidişini değiştirdi. Rakip kaleye hiç gidememiş takım, şimdi daha rahat gitmeye başladı. 'En iyi defans, hücumdur' sözü etkisini gösterdi. Manu, hızıyla çok etkili oldu. Ceza alanında ilk tehlike onun sayesinde yaratıldı. 49. dakikada sol taraftan topu taşıdı, hızıyla rakiplerini geçti. Ceza alanına pas attı, Seleznyov ayağını uzattı ama dokunamadı.
Golü koklayabilen Seleznyov, bu sefer pası kokladı, Necip'in hatalı pas vereceğini sezmiş gibi koştu, topu aldı ve golünü attı.
Beraberlik golü için fırsatlar da yakaladı fakat değerlendirmeyi başaramadı, sahadan 2-1 yenik ayrıldı. Bu mağlubiyetle sezona 6 sene sonra ilk defa puansız başlamış oldu. Yeşil siyahlılar için görüldü ki, Manu özellikle bu tür zorlu maçlar için olmazsa olmaz.