Göztepe, evinde ağırladığı Alanyaspor'u yakalamaya uğraşmaktan, galibiyeti düşünemez oldu. 3 kere geriye düştü, 3 kere skoru eşitlemesini bildi.
Her iki takımda denk güce sahip göründü 90 dakika boyunca. Top dolaştırarak hücuma çıkmak istediler. Kaleye gidebildiler fakat bu karşılaşmada 6 gol atılması, benim için sürpriz oldu. Pozisyonun başlangıcı olsun, son vuruşlar olsun, tesadüfi gelişti. Futbol olmasa da goller doyurdu izleyenleri.
Kullanılan serbest vuruş, oyuncuya çarpıp, Beto'yu şaşırttı. Direkten dönüp, Efecan'ın önüne düştü. (0-1)
Kaan üzerine gelen topa ıska geçti, Serdar önünde buldu. Bomboştu. (1-1)
Cisse döndü vurdu ama çok yavaş. Alpaslan'ın bacak arasından geçti. Beto da bunu beklemiyordu. (1-2)
Berkan'ın güzel ortasına Alpaslan'ın uzak köşeye kafa ile bırakmasına laf edilemez. (2-2)
Mossoro'nun geriye doğru baskı altındaki arkadaşına geri pası atmak isterken kaptırması, rakip atağına dönüştü. Efecan’ın ceza alanı içine girip, arkadaşının gerisine kötü pas atması ama o kişinin Cisse olması golü getirdi. (2-3)
Ceza alanı içerisinde 2 Göztepeli oyuncunun aynı topa hamle yapmasından etkilenen Napoleoni'nin kötü vuruşu, Deniz'in tamamlamak istemesi sayesinde, rakip defansın müdahale edememesi. (3-3)
***
Göztepeli oyuncular defans yaparken rakibine yanaşmadılar. Kapatmak için uzun koşular yaptılar ve bu yüzden kendilerini gereksiz yere yordular. 
Gassama bir kaç şık hareketle zaman zaman güzel işler yaptı.
Alpaslan, iyi oynadı, güzel bir gol attı ama yenen 2. golde bir hatası vardı. Kaleye paralel koşarken, Cisse'ye yaklaşması gerekirken, tersini yapıp, kaleye doğru açıyla koştu, Cisse’nin önünü oldukça fazla açtı.
Serdar defansa da çok yardım etti ama hücumlarda ortaları dağlara taşlara gitti.
Sol tarafa doğru bir pas atıldı, top sol bek Berkan ile sol açık Tripic arasında kaldı. Berkan da Tripic de topa koştu. Oysa Tripic'in geriye değil, ileriye koşup, topu arkadaşına bırakması gerekirdi. Bu sayede hücuma çok adamla çıkılır, daha etkili bir atak gerçekleştirilirdi. Basit gibi görünse de, çok önemli ve ders çıkarılması gereken bir hataydı.

Menemenspor şansını kaybetti

Ekolgöz Menemenspor, hızlı başlangıç yaptığı ligde gün geçtikçe gücünü yetirmeye başladı. Özellikle hücumdaki beceriler tamamen yok olmuş durumda.
Küme düşmemeye oynayan Boluspor'u konuk ettiği haftada tamamen etkisiz kalan bir takım gördük sahada. Kendi yarı alanında top çevirdi, rakibinin açıklarını aradı. Bulamadı. Bolusporlu oyuncular orta sahaya bile yaklaştırmadılar, rahat top oynatmadılar. Bu sebepten pozisyon kıtlığı yaşandı. Çeçenoğlu'nun yokluğu da çok belli oldu. 1-1 berabere biten karşılaşma sonunda Menemenspor matematiksel olarak değil de, oynadığı futbol olarak Süper Lig umudununu bana göre kaybetti.
***
Samed'in güzel ve akıl dolu golü ile öne geçse de sarı lacivertli takım, Sikiru'nun kendi gidebilecekken markaj altındaki arkadaşına pas atarken topu kaptırması sonucu skora eşitlik geldi.
88'de Özkan inanılmaz bir gol kaçırdı, takımını 3 puandan etti. Ceza alanı içerisinde topu rahatça boş olan direk dibine gönderip, gol atabilecekken, kalenin ortasına vurdu, defans çıkardı.

Akhisar ‘oh’ çekti

Akhisarspor penaltı kaçırdığı maçta 45 dakika eksik oynayan rakibi Ümraniyespor'u zar zor 1-0 yenebildi.
Oyun temposu düşük bir mücadele oldu. Boş alanda bol pas, dar alanda hep kaptırılan toplar... Top kaptırılmasa bile, kurnazca yapılan faullerle oyunun sık sık durdurulması... 
***
Deplasman takımı ile ev sahibi takım arasında fark olmuyor, seyircisiz oynanan karşılaşmalarda. Bu maçta da öyle oldu. Ancak 20. dakikadan sonra Akhisarspor rakip kaleye daha da yaklaştı. İlk yarının sonlarında Ümraniyespor'dan Nouri kırmızı kart gördü.
İkinci yarıda kaleye daha çok giden konuk takım idi. 70'den sonra yeşil siyahlılar yüklenmeye başladı. Duran toptan gelen ortaya Bertuğ'un kafası, gol getirdi.
Oyun birden değişti. Ev sahibi takım kendi yarı alanına çekildi, skoru koruma derdine düştü. Başardı.
***
14. dakikada Tolga'nın karşı karşıya kaçırdığı gol, Chikalleshi'nin 40. dakikada direğe nişanladığı penaltı, maçın en önemli anlarıydı.
Tarık da 2 kere yüzde yüzlük golü ayak koyarak önledi. Hele ilkinde kale içinde dokunuşunda, kendi kalesine gol atma olasılığı çok yüksekti. Zor olanı yapmayı başardı, kornere attı.