Geçen hafta dizilerden bahsettik köşemde. Ardından aldığım yorumlar çevremdeki sohbetlere bakarsam meğer ne kadar içinde yaşıyormuşuz o kara kutunun. Hani, günlük dertlerimize, ekonomiye, eğitime, siyasete bu kadar kafa yormuyormuşuz veya "kaçıştayız" gerçeklerden.

Kim bilir belki de bu yolu seçmemizin önemli hayati nedenleri vardır. Anlamak için düşünmek gerekiyor da biliyorsunuz "düşünmek suçu" var artık. Hatta ne düşündüğünüzü söylediklerinde hayatınız kararabiliyor. Zaten bu eylem için bilgi, eğitim gerekiyor. Eğitim nasıl alacağız? Tabiî ki okullarda öğretmenlerimizden. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde istihdam edilen bu mesleğin uygulayıcısı çocuklarımızı geleceklerine hazırlayan. Maalesef bu konunun dizisi yok.

***

Koleji bitirdiğim yıl üniversite imtihanlarına hazırlanıyorum. Babam geldi dedi ki, kızım senden bir dileğim var, öğrendim ki bu yıl öğretmen okullarından açıktan fark dersleri verilerek diploma alabilmenin son yılı imiş. Ben senin bu diplomayı almanı çok isterim, sen yine üniversiteye git ama lütfen bu diplomayı da al. Kolunda bir altın bilezik daha olduğunu düşün. Üstelik öğretmenlik dünyanın en kutsal değerli mesleği. Çünkü geleceği gelecekte insanın her meslekte en mükemmelini, hayırlısını yaratıyor. Uzatmayayım fark derslerinin kalın ciltli kitaplarını aldım, okudum çalıştım ve diplomamı aldım. Rahmetli babamın, dediği gibi koluma bir altın bilezik. Yine üniversitelerin karıştırıldığı terörün tırmandığı bir dönemdi. Dev-yol, Dev-sol vs. uğradığımız baskınlar saldırılar ve bir bombalama olayı süresiz kapatılış derken bir doktorla evlendim.

***

Kendi kendime dedim ki, her eczacının gönlünde bir doktor yatar! Kendimi hayat üniversitesine kaydedilmiş buldum. İnanılmaz zor şartlarda, beyin cerrahisi ihtisas yapan eşim yola çıkan bebeğimiz. O sırada Gazi İlkokulu'nda acil ihtiyaç duyulan bir vekil öğretmenlik ve benim altın bileziğim. İnanılmaz güzel bir aydan sonra dilekçemi verip asil öğretmenlik için başvurdum. Necati Bey İlkokulu depo tayini sonrası kısa sürelerle atandığım okullar ve en uzun kaldığım Çamdibi "Devrim ilkokulu" öğretmenleri, öğretmenliği tanıdığım, yaşadığım yıllar. Taa ki eşimin Amerika'ya gitmesi nedeni ile maddiyatın ağır bastığı ve imtihanlarını kazanarak Tuslog'a Amerikan Hava Kuvvetleri'nde ikili anlaşmalar nedeni ile sivil personel olarak girişim. Yani 70'li yılların sonuna doğru bizzat şahit olduğum yaşadığım.
Öğretmen olmanın avantajları dezavantajları yani maddi sorunları. Ama bugün gördüğüm, bildiğim sorunlar nedeniyle o yıllar altın çağımızmış! Nasıl? Derseniz aslında öğretmenlikten hiç kopmadım, sivil toplum örgütlerinde hizmet verdiğim her dernekte ne konumda olursam olayım, projelerim hep "Eğitim projeleri "oldu. Dolayısı ile hep Mili Eğitim'in içinde idim bugüne kadar.

***

Öğretmenlerle hep konuştum, dertleştim. Köşem olduktan sonrada zaman, zaman yazdım. En önemlisi iki çocuğum ilkokula başlarken her anne gibi farkındalığım iyi bir okul ve öğretmen idi... Özellikle de öğretmen. Oğlum bu konuda çok şanslıydı. Gazi İlkokulu'nun cumhuriyet döneminin kadını, öğretmeni Teşrika hanım yaşlılık nedeniyle tamamladığı mesleğinde üstlendiği görevi aynı değerlere sahip Süheyla öğretmene devretti. Tüm eğitim hayatının başarısına büyük katkı koyan öğretmenleri. Benim zamanımda da oğlumun zamanında da gözlemlediğim öğretmenler her zaman maddi sıkıntıdaydılar. Önceleri özel ders vererek onurlarıyla yaşam savaşı verirken o da yasaklandı. Daha sonra pazarlarda limon satan öğretmenler veya daha başka ek işlerde çalışanlar. Kötü bir şey değildi öğretmenin ek işlerde namusuyla çalışması. Ama toplum ve öğrencilerinin gözünde bu nedenle saygı ve değerleri yitirtildi, bu sorunu görmezden gelen büyüklerimiz nedeniyle. Son 10 yılda ise bu konu gerçekten içler acısı, açız, geçinemiyoruz söylemleri avaz avaz... Kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, saat ücretli öğretmen aralarında dağlar kadar fark. Öğretmenlerin aldıkları eğitime hiç girmeyeyim köşem yetmez. Ama bu durumlar da Türkiye'nin çağ atlamasına yetmez. Umudumuz olan çocuklarımız için güçlü yarınlara ise hiç yetmez. Bu konu ivedilikle hepimizin derdi olmalıdır.