6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 2012 yılında hayata geçince ülkemizdeki bütün çalışanlar kanun kapsamına alınmıştı. Kanun bu anlamda bir ilki gerçekleştirmiş ve işçi memur ayırmadan bütün çalışanlar ve işyerleri için kurallar koymuştu. Bu zamana kadar ayrı bir kanun olmadan düzenlenen iş sağlığı ve güvenliği alanı müstakil bir kanuna ve çok önemli düzenlemelere kavuşmuştu.
 
2012 yılında hayata geçen kanun işyerlerinde pek çok yükümlülüğün yerine getirilmesini öngörüyor. Risk değerlendirmesi ve acil durum eylem planlarının yapılması kanunun pro aktif önleyici yaklaşımının unsurları. Bunun yanında iş sağlığı ve güvenliği tespit ve öneri defterlerinin tutulması, iş sağlığı ve güvenliği kurullarının kurulması gibi pek çok yükümlülük söz konusu. Bu yükümlülüklerin tamamı bütün işyerleri için yürürlüğe girmiş durumda. Yalnızca iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme konusunda kademeli geçiş söz konusu. İş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin yürüteceği bu faaliyetler onlar olmadan eksik kalıyor veya yasak savmak amacıyla yapılıyor.
 

Kademeli geçiş var

 
İş sağlığı ve güvenliği kanunu iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirilmesi konusunda kademeli bir geçiş öngörmüştü. İlk etapta 50’den fazla çalışanı bulunan işyerleri için geçiş sağlanmıştı. Daha sonra 50’den az çalışanı bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki işyerleri için görevlendirme yükümlülüğü başlamıştı. Şimdi sıra kamu kurumları ve 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli işyerlerinde. Kamu kurumları ve 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli sınıftaki işyerleri için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme yükümlülüğü 1 Temmuz 2017’de başlayacak. Bu tarihten sonra en az bir çalışanı bulunan bütün işyerlerinde iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirilmesi zorunlu hale gelecek. Kamu kurumları da iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirerek iş güvenliği sürecinin hayata geçirilmesini sağlayacak. Bütün devlet daireleri ve kamu kurumları da iş sağlığı ve güvenliği anlamında yükümlülüklerini yerine getirmeye başlayacak.
 

Erteleme geçti

 
Kamu kurumları ve 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli sınıftaki işyerleri için 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme zorunluluğunun ertelenmesi yönünde düzenlenmiş bir madde, Meclis komisyonunda kabul edilen Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı’na eklendi. Maddeye göre 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli sınıftaki işyerleri ve kamu kurumları için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme yükümlülüğü 1 Temmuz 2020’ye erteleniyor. Kanun yayımlandığında bu yükümlülüğün 30 Haziran 2014 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülüyordu. Kanun tasarısı bu haliyle yasalaşırsa altı yıllık bir gecikme söz konusu olacak.
 

Uzman sayısı yetersiz mi?

 
İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme yükümlülüğünün ertelenmesindeki gerekçe iş güvenliği uzmanı sayısının yetersizliği. Özellikle kanunun yayımlandığı 2012 yılında hem iş güvenliği uzmanlarının, hem de işyeri hekimlerinin sayısı yetersizdi. Bu nedenle de ertelemeler gerçekleştirildi. Ancak bugün itibarıyla 33 bin 349 işyeri hekimi, 17 bin 765’i (A) sınıfı olmak üzere 108 bin 407 iş güvenliği uzmanı bulunuyor. Uzman eksikliğinden bahsetmek mümkün değil. Bu süreçte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve ÖSYM gerekli sınavları organize ederek açığın kapanmasına destek oldular.
 

İllerde sorunlar var

 
Ankara, İzmir, İstanbul gibi büyükşehirlerde uzman ve hekim sayısı açısından sorun yok. Ancak doğuya doğru gidildikçe il bazında sorunlar bulunuyor. Örneğin, Ağrı’da sadece 136 tane iş güvenliği uzmanı ve 50 tane işyeri hekimi var. Bunlar yalnızca sertifika sayıları. Bu kişiler fiilen bu görevleri yürütecek durumda değillerse sorun daha da büyüyor. Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri kuruldukları illere komşu illerde hizmet verebiliyorlar...
 

Kendi işyerinin uzmanı olma hakkı geliyor

 
Komisyondan geçen ve bugünlerde Meclis gündemine gelmesi beklenen kanun tasarısında ertelemenin yanında bir düzenleme daha bulunuyor. Kanunun bugünkü halinde 10’dan az çalışanı bulunan az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde işveren veya işveren vekilleri Anadolu Üniversitesi ve ÇSGB işbirliği ile yürütülen online sertifika programına katılarak kendi işyerlerinin iş güvenliği uzmanı olabiliyorlar. Bu sayede işe giriş sağlık raporlarının verilmesi ve periyodik sağlık kontrollerinin yapılması dışındaki bütün iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerini yürütebilir hale geliyorlar. Tasarıda yer alan maddeyle birlikte bu hak 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli sınıftaki işyerleri için de söz konusu olacak. Bu sayede bugün için yalnızca 10 ve daha az çalışanı bulunan az tehlikeli sınıftaki işyerlerinin işverenleri için uygulanan kendi işyerinin uzmanı olma hakkı, 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli sınıftaki işyerleri için de söz konusu olacak.
 

Erteleme süreci çıkmaza sokabilir

 
2012 yılında yayımlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu mevzuat olarak çok önemli ve yeterli bir düzenleme. Bu satırlardan pek çok kez bu görüşümü paylaştım. Ancak mevzuat iş sağlığı ve güvenliğinde maalesef tek başına yeterli değil. İş sağlığı ve güvenliği bilinci ve kültürü çok önemli. Sürekli ertelemeler maalesef bu kültürün oluşmasına zarar veriyor. Ülkemizin içinde bulunduğu süreçte istihdam üzerine ek bir maliyet getirilmesi elbette ki üzerinde tartışılması gereken bir noktadır. Ancak işyerlerindeki sağlık ve güvenliğin sağlanması bütün maliyetlerin üzerindeki bir konudur. Bütün bunlar düşünülerek Meclis genel kurulunda bu konu hakkında hem iş sağlığı ve güvenliğini hem de ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin planlamalarına zarar vermeyecek bir adım atılması gerekmektedir.