Bildiride, 'bölgedeki kaynakların paylaşımını oldu-bittiye getirerek' Türk tarafının 'meşru hak ve çıkarlarını yok sayma girişimleri' kınandı. Bildiride şu ifadalere yer verildi: "TBMM'de grubu bulunan siyasi partiler olarak Doğu Akdeniz bölgesi hidrokarbon kaynaklarının paylaşımı konusunda, bir oldu-bittiye getirerek Kıbrıs Türkü'nün ve Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası hukuk temelindeki meşru hak ve çıkarlarını görmezlikten gelme, yok sayma, hesaba katmama yönündeki tüm girişimleri, hesapları şiddetle telin ediyor, bu yönde siyaset yürüten çevrelerin politikalarına her hal ve şartta karşı olduğumuzu en açık ifadeyle ortaya koyuyoruz."

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 2011 yılında belirlediği münhasır ekonomik bölgede doğalgaz arama hamlesinden hemen sonra KKTC de Ankara ile anlaşarak Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) ada açıklarında petrol ve doğalgaz arama yetkisi vermişti. TPAO'ya yetki verilen bölgelerden bazıları, Rum yönetiminin arama yaptırdığı bloklarla çakışıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Avrupa Birliği'nin (AB) yaptırım kararı almasıyla sonuçlanan arama ve sondaj faliyetlerinin kararlılıkla devam edeceğini ve MTA Oruç Reis sismik araştırma gemisinin de Akdeniz'e gönderileceğini duyurmuştu.
KKTC, Akdeniz'deki hidrokarbonun kullanımıyla ilgili Kıbrıs Cumhuriyeti'ne 'doğalgaz komitesi' teklifi sunmuş, ancak kabul edilmemişti.