Genelkurmay Başkanlığı, her vesileyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin siyaset dışında kalması gerektiğini savunan siyasilerin, Türk Silahlı Kuvvetlerini günlük siyasi tartışmaların içerisine çekme gayretlerinin üzüntüyle izlendiğini bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde yapılan açıklamada, 6 Şubat 2011 tarihli bazı basın yayın organlarında, iki büyük siyasi partiye mensup ve yönetici konumundaki bir kısım siyasilerin Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında bazı değerlendirmelerinin yer aldığı anımsatıldı.

Açıklamada, şöyle denildi:"Her vesileyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin siyaset dışında kalması gerektiğini savunan bu siyasilerin, Türk Silahlı Kuvvetlerini günlük siyasi tartışmaların içerisine çekme gayretleri üzüntüyle izlenmektedir.

Çevremizde sonu belli olmayan istikrarsızlıkların yoğunlaştığı bir dönemde, sadece güvenlik alanındaki görevlerini en iyi şekilde yerine getirme
gayreti içinde olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin siyasi tartışmalara konu edilmesi, ne ülkemize ne de herhangi bir siyasi görüşe fayda sağlayacaktır.

Kendi görüşleri doğrultusunda kamuoyu oluşturmak isteyen siyasilerin, Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili söylemlerinde daha özenli olmaları ve asker üzerinden siyaset yapmamaları beklenmektedir."



BATUM'DAN TSK'YA YANIT


CHP’li Süheyl Batum “Koca bir askeri yıktılar, meğer kağıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz” sözleri ile ilgili açıklama yaptı.
Batum'dan 'kağıttan kaplan' açıklaması Habertürk Televizyonu’nun yayınına katılan Batum şunları söyledi:

Benim sözlerim, TSK'yı üzerse ben de üzülürüm. Ben kesinlikle Bekir Bozdağ'a cevap için söylemiyorum. Ama ben darbe beklentisinde olduğum için söylemedim öyle bir şey. Baktığınız zaman 28 Şubat'ı görüyorsunuz, "demokrasiyi ortadan kaldırmaya niyetli bir parti haline gelmiştir" der AİHM Refah Partisi için. Darbeyi istemediğim şuradan açıktır. Ben darbeyi çağırmam.

Sayın Hilmi Özkök, neden kağıttan kaplan? Onların tepesindeki Özkök, "ben kasaplık ete soğan doğramam" diyerek, altınızdaki herkes yargılanıyor, siz nasıl buradan kendinizi kurtarıyorsunuz? İkinci olarak, 27 Nisan'da Sayın Büyükanıt'ın açıklaması, onun üzerine tüm Türkiye'nin kaderi değişti. Hayatı değişti. insanlar güvenle yürürken birden her şey değişti. Ben kağıttan kaplanmış derken, TSK'nın genelini kastetmedim.

Reşadiye'de baskın yapılırken, bu ülkenin bakanı, Arınç 'Ordu yapmıştır bunu' diyor. AKP'den gelen tepkiler beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Benim tavrım çok nettir. Benim silahlı kuvvetlerden darbe yapsınlar diye en ufak bir beklentisi yoktur. Ama Türkiye'de bu kadar hukuksuzluklar yapılırken, ordunun kendisini sorgulaması lazımdır.



KAĞITTAN KAPLANI NİÇİN SÖYLEDİM

Parti içinde herhangi bir tepki almadım. Durup dururken, 'ordu kağıttan kaplandır' dediğinizde çok farklı bir anlam geliyor. O lafı görenler tepki gösterebilirler. Onu niçin, nasıl söyledim? Mesela ordunun bir teğmeni 29 aydır içeride. Bu ordunun bazı kurumları, bu cd'lerde oynama var dedi, emniyet hayır dedi, balyoz davası oluştu. Benim ordudan beklediğim şuydu. Bir kurum olarak, bunlar hukuksuzdur, hukuka aykırıdır deyip, içeriden de sayın Büyükanıt sizin yüzünüzden insanlar yargılanıyor bu ülkede.

Koşaner-Kılıçdaroğlu görüşmesine tabiki de katılırım. Koşaner bu yüzden gelmiyor, çok önceden planlanmıştı.

Şuna üzüldüm ama. Ordunun bunları hiç söylememesi, Bülent Arınç gibi, Bekir Bozdağ gibi kendilerini zeytinyağı gibi üstte görmelerine neden oluyor.