Işık Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi Betül Çelikkol Sertbaş; hareketsiz yaşam, sağlıksız ve dengesiz beslenme, uyku düzensizliği gibi etkenlerin, her yaş grubundan bireylerin sağlığında olumsuz sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekerek, alınabilecek önlemleri sıraladı. Evde kalmanın Koronavirüs salgınıyla mücadelede olumlu etkisi yüksek bir önlem olduğunu hatırlatan Işık Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi Betül Çelikkol Sertbaş, "Ancak evde kalarak salgına karşı korunurken, sağlığımız için erken ve geç dönemde olumsuz etki oluşturabilecek risk faktörlerinden korunmayı da ihmal etmemeliyiz." diye konuştu.

Tüm dünyada yaygın olarak görülen ve bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklı ölümlerin, diğer ölüm nedenlerinin toplamından daha fazla olduğunu hatırlatan Sertbaş, "Bu ölümlerde başlıca risk faktörleri sigara, fiziksel aktivite yetersizliği, yetersiz ve dengesiz beslenmedir. Önlenebilir olan bu faktörlerden korunmak, bireysel bilinçlenme ve çabalarımızla mümkün." dedi. Peki, salgına karşı önlemlerin yanında bireyler bu ve bundan sonraki süreçte sağlıklarını korumak için neler yapabilir? Dr. Öğr. Üyesi Betül Çelikkol Sertbaş'ın önerileri şöyle:

Büyük katkı sağlar

"Sağlıklı bir yaşam için haftanın 5 günü 30 dakika fiziksel aktivite yapılmalı. Fiziksel aktivite için özellikle açık ve temiz havayı, yani vücuda oksijen girişini ve hücresel bazda kullanışını artıracak ortamlar tercih edilmeli. Açık havada yürüyüş ya da parklardaki spor aletlerini kullanmak istenilen etkinliği sağlayabilir. Önemli olan iskelet kaslarının kullanacağı enerjiyi dinlenim düzeyinin üzerine çıkartmaktır. Salgın günlerinde sokağa çıkma kısıtlama ve yasaklamaları nedeniyle, bu enerjinin açığa çıkmasını sağlayacak basit egzersizler ev ortamında da örneğin balkonlarda ya da dış ortam havasıyla havalandırılan büyükçe bir odada rahatlıkla yapılabilir."

"Bu süreçte kilo aldığımızın farkındayız. Birden bire ortaya çıkan, sebebini tam anlayamadığımız boyun, sırt ve bel ağrılarından şikâyetçi olabiliriz. Bu ağrılarla birlikte, kilo artışı, halsizlik ve yorgunluğun öncelikli sebebi, fiziksel aktiviteyi terk etmiş olmamızdır. Fiziksel aktivite; vücut ağırlığını kontrol etme, Tip2 diyabet ve metabolik sendrom riskini azaltma, bazı kanser risklerini azaltma, kemikleri ve kasları güçlendirme, akıl sağlığını ve duygu durumunu geliştirme, günlük etkinlikleri yapabilme ve düşmeleri önleme, yaşlılarda daha uzun yaşam şansını artırmayı sağlar. Hareketsiz yaşam, düzensiz uyku ve sağlıksız beslenme, sigara ve alkol kullanma, kronik obezite hali de risklerin artmasına neden oluyor. Üstelik risk; cinsiyet ve yaş ayrımı olmaksızın tüm bireyler için söz konusu. Günümüzde çocuklar ve ergenler vakitlerinin büyük çoğunluğunu Tv ya da bilgisayar başında hareketsiz geçiriyor, sağlıksız atıştırmalıklar tüketiyor. Bunu devam ettirmek, birçok ileri yaş hastalığının erken yaşlarda görülmesine yol açabilir."