CHP, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 10 üyesi hakkında 16 Nisan günü yapılan halk oylamasında, seçimin işleyişine ilişkin aldıkları karar nedeniyle soruşturma başlatılması talepli şikayette bulundu.

CHP'nin Yargıtay üyeleri için Yargıtay'a, Danıştay üyeleri için ise Danıştay'a başvurulan şikayete ilişkin dilekçelerinde, "Yüksek Seçim Kurulu'nun 16.04.2017 tarihinde yapılan halk oylamasında sandık kurullarınca mühürlenmeyen oy zarfı ve pusulalarının geçerli sayılmasına ilişkin 16.04.2017 tarih ve 560 sayılı kararındaki hukuka aykırılıklar nedeniyle Kurul üyeleri ve aynı zamanda Yargıtay/Danıştay üyeleri olan, yukarıda belirtilen kişiler hakkında soruşturma yapılması talebidir" denildi.

Avukat Çağlar Çağlayan tarafından hem Yargıtay hem de Danıştay üyeleri için ayrı ayrı hazırlanan 12'şer sayfalık şikayet dilekçelerinde; YSK üyeleri ve aynı zamanda Yargıtay üyeleri olan Sadi Güven, Muharrem Akkaya, Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Sadi Sarıyıldız ve Kürşat Hamurcu ile YSK üyeleri ve aynı zamanda Danıştay üyeleri olan Erhan Çiftçi, Zeki Yiğit, Nakiddin Buğday, İlhan Hanağası ve Yunus Aykın hakkında soruşturma yapılması talep edildi. Dilekçelerin sonuç ve talep bölümünde, şöyle denildi:

"Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin 16.04.2017 tarihinde gerçekleşen halkoylamasıyla ilgili olarak, ilçe seçim kurullarından bazı sandıklarda sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulası ile oy kullandırıldığı bilgisinin Yüksek Seçim Kuruluna şifahi olarak ulaşması ve AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep Özel Tarafından yapılan başvuru üzerine Doğu bölgelerindeki sayılı illerde oy verme işlemlerin tamamlanıp oyların sayım ve dökümlerine başlanıldığı diğer illerde ise hala oy verme işlemlerinin devam ettiği bir sırada;  298 sayılı Seçim Kanunun 98 ve 101. maddelerinin açık hükmüne rağmen yorum yetki ve sınırlarını aşarak, bu konuda ilke kararı alma yetkisi bulunmadığı halde, 298 sayılı Seçim Kanununda öngörülen seçimlerin denetimiyle alakalı çalışma esaslarına ilişkin hiyerarşi ve usule uymadan, Anayasanın 132 ve 79. maddeleri davranılarak, ihsas-ı rey niteliğinde, oy zarf veya pusulalarını mühürlemeyen sandık kurulu başkan ve üyelerinin görevi kötüye kullanma suçlarının objektif cezalandırma şartını kaldıracak, delilerini yok edecek biçimde ve oy gizliliğini ihlale neden olacak şekilde karar alarak görevlerinin gereklerine aykırı davrandıkları, tüm bu hukuka aykırılıkların beşeri hata ve mesleki tecrübesizlik kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, tam kanunsuzluk nedeniyle halk oylamasının iptali tehlikesine ve seçim sonuçları üzerinde hiç bitmeyecek bir şüphe ve tartışma doğmasına neden olarak görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri değerlendirilmektedir"